Ice Cream / JongSang

1.6K 40 80
                                    

Jongho ve Yeosang birlikte Yeosang'ın evinin bahçesindeki hamakta sallanıyorlardı. Yeosang'ın ailesi tatil için gitmişlerdi. Bütün ev onlara aitti bu yüzden rahattılar. Bütün günlerini bilgisayar oyunları ile geçirmeyi planlıyorlardı ama çoktan akşam olmuştu ve gece bolca oynamak için biraz dinleniyorlardı.

"Bir şeyler mi atıştırsak?"

"Bilmem ki, yaz ayında ne güzel gider?"

"Dondurma?"

"Ama dondurmayı nereden bulacağız, evden çıkmaya çok üşeniyorum."

"Evde var. Buzlukta görmedin mi?"

"Hayır, hiç dikkat etmemiştim. Yiyelim o zaman."

"Ben alıp geliyorum. Sen çikolatalı yersin değil mi?"

"Neyi sevdiğimi çok iyi biliyorsun."

"14 yıllık arkadaşlığımızın sonucu olarak bilmem gayet normal değil mi?"

"Haklısın."

Büyük olan dondurmayı almaya gittiğinde küçük olan hamakta daha çok yayılarak büyük olanı beklemeye başladı ama aynı zamanda aklını karıştıran şeyi düşünüyordu. Son zamanlarda büyük olan hakkında daha farklı düşünüyordu ve onunla konuşurken de garip hissediyordu.

"Dondurmalar geldi.~"

"Teşekkür ederim."

Küçük olan büyük olanın verdiği çikolatalı dondurmayı sapından tutarak yemeye başladı. Büyük olan vanilyalı dondurma yemeyi tercih etmişti. Peki ama dondurmayı yeme şekli... Normalde de böyle mi yiyordu yoksa bugün gerçekten farklı mıydı? Küçük olan yanağına vurarak kendini gerçeğe döndürmeye çalıştı ama bunu büyüğün fark edeceğini düşünmemişti. Oysaki yanağına çarpan elinin çıkardığı ses çokta yüksek olmasa da yanındakinin duyacağı bir şekilde duyulurdu.

"Bir sorun mu var Jongho?"

"H-hayır."

Yeosang telefonuna bakmaya devam etti ve farkında olmadan oldukça kışkırtıcı bir şekilde dondurmasını yemeye devam etti. Bu süreçte Jongho'nun eşofmanın da bir şişlik hissetmesi uzun sürmemişti.

Şişliği fark eden sadece Jonghoydu. Küçük olan genç, büyüğünün fark etmesinden korkuyordu bu yüzden olabildiği kadar soğuk kanlılıkla yanındaki yastığı alarak şişliği kapattı. Dikkatini elindeki dondurmaya vermeye çalıştı elinden geldiği kadarıyla. Bu girişim Yeosang'ın dondurmasının eriyip bir çok yerine bulaşmasını gördükten sonra tamamen boşa gitmişti. Kolunda, ince bacaklarında ve dudağının kenarındaki vanilya bir anlığına Jongho nun gözüne çok farklı gelmişti. Mesela onları spermleri gibi düşünmüştü. Kendi penisini çeken Yeosang ve onun yüzüne boşaldığını hayal etti. Elindeki dondurma yeşil çimleri boylarken siyah saçlı genç merakla yanındakine döndü.

"Jongho?"

Küçük olan hâla şokla büyük olana bakarken Yeosang biraz daha yaklaştı küçük olana. Meraklı bakışları bir saniye bile olsa değişmezken Jongho sertçe yutkundu.

"Hyung benim tuvalete gitmem gerek."

Küçük olan hızla ayağa kalkıp cam kapıdan içeri geçti ve koşarak ikinci kattaki tuvalete girdi. Kapıyı hızla kapattı ve klozetin kapağını kapayarak altındakileri bir çırpıda çıkardı. Klozetin kapağına oturdu, elini penisinin etrafına sardığında kısıkça inleyerek gözlerini kapadı. Hafiften kendini çekmeye başladı. Kuru bir şekilde zevk alamadığı için elini musluğa değdirdi ve elinin bir kaç damla bile olsa ıslanmasına izin verdi. Avucundaki bir kaç damla suyu penisine sıvazladıktan sonra biraz daha çekiştirdi. Gözlerini kapayarak kendini çekmeye devam etti. Gözlerinin önüne gelen yüz ile kaşları çatılmıştı. Bacaklarının arasında penisini ağzına almış ve ona alttan alttan masum bir şekilde bakan sarışın genç... Jongho sesli bir şekilde inlediğinde zevkten dolayı bunu fark etmemişti. Penisindeki ıslaklığı sarışının ağzındaymış gibi hissederek kendini çekiştirmeye devam ederken kapıdan ona seslenen kişiyi bile duymamış hatta ve hatta kapının açılmasını bile duymamıştı. Elinin üzerinde bir el hissettiğinde zorlukla gözlerini araladı küçük olan. Karşısında duran sarı saçlı genci yine kendi hayal ürünü sanarken sarışın olan elini Jongho'nun penisine sardı.

"Jongho-ya..."

"Hyung..."

"Tadına bakabilir miyim?"

Jongho zorlukla başını salladığında sarışın olan eliyle bir süre penisi çekiştirdikten sonra baş kısmını diliyle biraz ıslattı, sonrasında uç kısmını ağzına alarak emmeye başladı. Kafasını kaldırarak küçük olanın gözlerine baktı. Siyah irislerin daha da koyulaştığını gördüğünde gülümseyerek tüm penisi ağzına almaya çalıştı. Ağzına sığmayan kısımları elleri ile sürtüyor ve çekiştiriyordu. Jongho aldığı haz ile başını geriye atmış sürekli inliyordu, elini sarı saçlara daldırarak çekiştirdi.

Yeosang saç diplerindeki sızlama ile boğuk bir şekilde inledi. Saçlarından tutan el yerinde dururken Jongho penisini sarışının ağzına doğru itiyordu. Büyük olanın ağzına tamamen kendini iterken sarışın olan boğazında hissettiği penisin ucu ile öğürmüştü. Nefes alamadığını hissettiğinde gözleri dolmuştu. Başını kaldırarak küçük olana baktı. Kırmızı-siyah saçlarıyla fazla ateşli olan küçüğü kendinden geçmiş bir şekilde inliyordu. Sıcaktan dolayı terlemişti ve saçlarının bazı tutamları alnına yapışmıştı. Ağzı aralık bir şekildeydi, yanakları ve kulakları ise aldığı hazdan dolayı kızarmıştı. Sarışın olan ağzıyla yaptığı gelgitleri hızlandırırken küçük olan sonlara geldiğini hissediyordu.

"Yeosang-ah geliyorum!"

Sarışın olan bunu duyduğunda daha da hızlandı ve küçük olanın ağzına boşalmasını bekledi. Jongho bir süre sonra menilerini sarışın olanın ağzına bıraktıktan sonra ellerini geri çekerek derin nefesler aldı. O sırada Yeosang menilerin hepsini yutmuştu. Ellerini Jongho'nun bacaklarının üzerine koyarak yerde diz çökmüş bir şekilde küçük olana bakıyordu. Küçük olan dizlerinin hemen üzerinde soğuk eller hissettiğinde gözlerini korkarak açmıştı. Bacakları arasında kedi gibi oturan büyüğünü gördüğünde derince yutkundu. Gördükleri hayalden ibaret değildi.




















Bu ne ammmmmına. Böyle bölüm mü olur. Bir yıl yb mb yok.

Ateez and Yeosang [M]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin