dansım cennete aitti

113 19 6
                                    

taehyung

Dansım cehennemden çıkmaydı. Fakat bir zamanlar tıpkı benim ve kardeşlerimin olduğu gibi cennete aitti aslında. Bu yüzden onu burada sergilemek, insanların arasında kendimi göstermek istemiyordum ama yaptığım şeylerin bir karşılığı olacağını da biliyordum. Bütün bunları göze alarak bir söylenti başlatmış ve daha sonra da Ramiel tarafından cehennemden kovulmuş, insanların arasına sürüklenmiştim. İsyan edeceğimin söylentisi bile tir tir titremelerine sebep olmuştu. Bu beni keyiflendirse de dünyaya düşme olayını asla tahmin etmemiştim. Cezamın ne olacağını bilmiyordum ama halleder halletmez yeniden ait olduğum yere geri dönecektim. Fakat bunun için zaman gerekiyordu.

Beklerken kafamın karışmaması gerekiyordu. Bu yüzden gerçekten de özel bir çaba sarfediyordum çünkü Ramiel beni geri alana kadar evime dönemezdim. Lilith'in en tehlikeli çocuklarından birini cehennemden uzaklaştırmak akıl işi değildi ve Ramiel bunun farkındaydı. Aldığı bu riski muhtemelen iyice düşünmüş ve her şeyi planlamıştı. Ben de öyle yapacaktım. Oyunu adım adım baştan kurup isyanımı döndüğümde çıkaracaktım. Adımlarım dikkatliydi.

Bu yüzden sonsuz bekleyişlerimden birini yaşıyordum. Neden bu konuma düştüğümü, Ramiel'in benim için ne planladığını, neden bu okulda olmam gerektiğini bilmiyordum. Bildiğim tek şey o ihtiyarın bana içten içe güldüğüydü çünkü cennetten çıkma dansımı sergilemekten hoşlanmadığımı biliyordu.

Yine de bu gece okula gelip dans salonunda çalışmak istemiştim. Jungkook konum attığında bir anlık fikrimi değiştirecek gibi olsam da ilk aldığım karara sadık kalıp onların yanına gitmemiştim. İnsanlarla konuşmak zordu. Jungkook ile konuşmak daha da zordu.

Ve yanlarına gitmeme kararımın ne kadar doğru olduğunu şimdi anlıyordum.

Oldukça normal ve hatta güzel sayılabilecek bir şekilde başlayan dans çalışmam, kanatlarımın bana acı vermesiyle yarıda kesilmişti. Dünyaya düştüğümden beri ara ara acıdıklarını hissedebiliyordum ama şu anda yaşadığım acı, diğer acılarımın yanında bir hiçti. Birkaç dakika dinlenip kendime gelmeye çalıştım ama dizlerimin bağı çözülmüştü. Yere düştüğümde üzerimdeki tişörtün sırt kısmının ıslandığını fark ettim. Muhtemelen bu benim kanımdı.

Birkaç dakika durup nefes almaya çalıştım. Aldığım her nefes kanatlarımın olduğu yere sancı olarak geri dönüyordu ama bu şekilde yerde sürünemezdim. Kendimi birazcık zorlayıp doğruldum ve sırtımı aynaya yasladım. Serin yüzey ağzımdan küçük bir inleme çıkmasına sebep olmuştu.

Burada kalamazdım ama buradan gidecek gücüm de yoktu.

Sonra telefonuma uzandım. Durumu ona bir şekilde açıklayabileceğimi umarak mesaj attım. Jungkook beni buradan alabilirdi.

Ve başka şansım yoktu zaten tek konuştuğum insan oydu.

Mesajıma bir dakika içinde dönüş yaptı. Ne yazdığını anlamamıştım ama yanıma geldiğini biliyordum.

Gelmesini beklemek seneler geçiyormuş gibi hissettirmişti. Kapıdan içeriye girdiğinde ise yeniden düzgün nefes alabiliyormuş gibi hissettim. Üzerinde pijamaları vardı ve oldukça dağınık gözüküyordu ama bu hali belli belirsiz tebessüm etmeme sebep olmuştu. Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum. Herhangi bir insanın beni tanımadan bu kadar endişelenebileceğini sanmazdım. Ve açıkçası tanıdıklarında da endişelenecekleri düşünmezdim. O gerçekten iyi kalpli birisi olmalıydı.

"Taehyung, ne oldu? İyi misin?" diyerek bana doğru ilerledi ve yanıma eğildi. Gözleriyle vücudumu tarıyor ve bana ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Acıdan konuşamadım. Kafamı, yasladığım aynadan biraz ayırarak sırtımı görmesini sağlamaya çalıştım. Öne doğru eğildiğimde dikkatini çekmişti ve saniyeler içinde sırtımdaki kanı fark etti.

"Aman tanrım aynada neden kan var? Taehyung sırtın.."

Paniklemişti. Dikkatlice beni yakaladı ve sırtıma dokunmadan kolayca ayağa kaldırdı.

"Seni hastaneye götürüyorum. Ambulansı mı aramalıydım? Ne oldu? Tanrım!"

Ayakta duramadığımı fark ettiğinde beni kucağına aldı bilincimi kaybetmek üzere gibi hissediyordum.

"Hastaneye değil. Ev.."

"Ne? Delirdin mi? Hastaneye gitmeliyiz!" dedi cevap olarak. Hızlıca çıkışa ilerliyorduk.

"Eve Jungkook. Beni eve götür. Hastane bana yardım edemez." dedim. Kendimi zorlayarak başımı biraz kaldırmış ve kararlı bir şekilde gözlerine bakmıştım.

"Sen delirmişsin." dedi.

Bilincim kapanmadan önce duyduğum tek şey buydu.

Lilith's blood | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin