Ve adamı bulmuştuk. Adam ingilizdi zaten aksanından anlamak lazımdı. Ali önceden ona çalıştığı için onun bütün pisliklerini biliyordu. Büyük ihtimalle bunun için onu öldürtmek istemişti ve benim onunla arkadaş olduğumu bilmiyordu ki bana vermişti görevi. Adam hakkında biraz daha bilgi öğrenmiştik. Ama biraz yetmezdi daha fazlasını öğrenmek için 1-2 saat daha çalıştık. En sonunda yorulmuştum.
Kahve almak için mutfağa gittim. Tam kahvemi alırken içi kahve dolu bardağıma bir mermi gelmişti. Bardak parçalanmış biraz da yüzüme kahve sıçramıştı. Hızından da anlaşıldığı kadarıyla bu bir türk silahı olan BORA 12 idi. Ali de emekleyerek yanıma geldi ve bende o sırada masanın altında olan tabancamı aldım ve iyiki almışım1-2 dakika sonra 2 adam kapıyı kırarak içeri girdiler ve evi çok iyi bildiğim için bir yere saklandım tabi ki Ali'yi de aldım yanıma önlerinden geçerlerken birinin kafasına sıktım diğerine de silahımın namlusu sıcak olduğu bildiğim için boynuna deydirdim. Adam bir iki adım geriye gitti ve elime tekme attı. Silah yere düştü ve hemen bıçağını çıkarttı. O anda elindeki bıçağı alı eline sapladım ve adamın kafasını duvara vurdum ve adamın bayıldıgını görünce durdum.
O ayılana kadar ben onu bağlamıştım nişancının kör noktasındaydık vuramazdı bizi. Uyandı ve dedim ki:
-Kim için çalışıyorsunuz dedim.
-Benden hiç birşey öğrenemezsiniz.
O anda bilmiyorum ama bir mermi onun kafasına gelerek ölmüştü. Büyük ihtimalle nişancı yer degiştirip adama ateş etmişti ve o anda küfür edesim geldi. Sonra bir tık sesi duydum kolumdan sıcak birşey iniyordu evet bu bir kandı ve olduğum yere yığıldım.