Klaus,annesinin büyü kitabını açmakta çok kararsız kalmıştı. Ama açmıştı ve bir sayfada Alfa Bağı hakkında bir kaç şeye rastlamıştı. Gücünü hiçbir büyünün bozamayacağı veya oluşturamayacağı yazıyordu. Ama bağ olduğundan daha güçlü hale gelebilirdi. Peki kurtulamıyorum. O zaman işime yarayacak bir şekle getiririm. Evet evet öyle yapacaktı. Başta, Hilal Sürüsü'yle Hayley sayesinde bir anlaşma yapabileceğini düşünmüştü ama şimdi onları emrine alabilirdi.
Sonra sayfaları karıştırmaya devam etti. Gün ışığı yüzükleriyle ilgili sayfayı geçerken bir şey fark etti. Sayfa kalındı. İki sayfa yapışmıştı. Masanın üzerini biraz karıştırdı ve mektup açacağını buldu. Sayfayı kaldırıp dipten bir şekilde açacağı araya yerleştirdi ve hızlıca sayfayı ayırdı.
Ay Işığı Tılsımı
Kaşlarını kaldırdı. Ve dikkatlice okudu. Sonra televizyondan bir sitcom izleyen Hayley'e baktı. Gülüyor gibi görünmüyordu. Dolunaydan sonra bitkin düşmüştü aradan günler geçmişti ama hala yorgundu. "Ne yapıyorsun Küçük Kurt?" Hayley omuz silkti ve izlemediği televizyonu kapattı. Çıplak ayaklarıyla odada yürüdü ve iki bardak içki koydu. Hâlâ yorgun hissediyordu. Bardağın birini Klaus'a uzattı ve çalışma masasının üzerine oturdu. "Sen ne yapıyorsun?" Klaus,içkiyi memnuniyetle aldı ve kitabı kapatıp Hayley'den uzaklaştırdı. "Hadi ama." Diye mızmızlandı Hayley.
"Yeterince adil. Sen bana hiçbir şey anlatmıyorsun. Ama ben seni buraya getirdim ve hâlâ güvende olduğundan emin oluyorum." Hayley,göz devirdi ve bardağı kafasına dikti. "İyi o zaman seni nasıl eğlendireceğimi söyle en azından daha az uyuz olursun." Masadan inip tekrar bir içki doldurdu. Klaus'a döndü. "Tamam hadi söyle. Personelin birini çağırabilirim boynunu falan deşersin. Ne bileyim Marcel'in salak vampirlerinden birini bulalım işkence et..." Hayley,öylesine bir kaç cümleyi daha dizerken elini havaya savuruyor yada gözlerini fazla kırpıyordu. En sonunda derin bir nefes aldı ve saçlarını savurup döndü. Az önceki hareketleri kesinlikle göze hoş geliyordu. Çok hoş geliyordu.
Klaus ayağa kalkıp ona yavaş yavaş yürüdü. Elini Hayley'nin yanağına değdirdi. Hayley,dudağını ısırdı. "Ateşle oynuyorsun Küçük Kurt." Hayley,Klaus'un dudaklarına bakarken fısıldadı. "Yak o zaman." Klaus,onu sertçe öpmeye başladığında Hayley karşılık verdi. Ellerini saçlarından geçirirken,Klaus belini sıkıca kavrayıp onu yatağa düşürdü. Hayley onun tişörtünü çıkardı ve kendi askılısındanda kurtuldu. Klaus,dudaklarını bırakıp boynunu öpmeye başladığında memnunca iç çekti. Köprücük kemiğinde ve belinde oldukça kötü bir acı hissettiğindeyse çığlık attı ve Klaus'u itti. Belinden ve omuzundan kan akıyordu.
Klaus,ne ara çıkarttığını bilmediği pençelerini geri itti. Kurt gözleri parlıyordu. Hayley,yataktan kalktı ve banyoya gitti. Omuzunda derin bir ısırık vardı. Klaus yüzünü sıvazladı. "Hayley!" Hayley sinirle yüzünü yıkadı. Yaraları yakında iyileşecekti biliyordu. "Gel şuraya hadi." Dedi Klaus sinirle. Hayley,dolaplardan bir havlu bularak belindeki kanı sildi ve vücudunu daha düzgün temizlemek için sıcak suyu açtı. "Deşilmekten zevk almıyorum." Pençeler gerçekten canını yakmıştı. Kapının aniden açılmasıyla geriledi ve Klaus'un vampir hızıyla kanını içirmesine engel olamadı. Belindeki izler kaybolurken omuzundaki iz kaldı.
"Bu sefer biraz daha nazik olacağım." Cevap veremeden dudaklarında öpücüğü hissetti. Zevke kapılarak geri çekilmedi. Klaus onu kucağına aldı.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
