Ⓒⓗⓐⓝⓑⓐⓔⓚ § Omegaverse

Ένα

Bölüm rakamları yunancadır.

Umarım mantık hatası ve yazım hatası yapmamışımdır eğer yaptıysam lütfen yorumlarda belirtin.

İyi okumalar 💜

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Baekhyun sabah alarmın sesiyle
kalkıp banyoya gidip duş almaya başladı, duş alırken boş boş duvara bakıyordu, bugün yeni bir okula gidecekti eski okulunda çok fazla zorbalık yapan olmuştu omega olmanın eksilerinden biriydi babası bile onu terketmişken, hayat zordu, annesi ona kötü davranınca daha da zorlaşıyordu.

Babası bir alfa annesi de bir betaydı ama nasıl omega oldu kendisi bile bilmiyordu. Babası onu 6 yaşında terk etmişti çok iyi hatırlıyordu gitmeden öncede ona hakaret etmişti omega olduğu için kendinden nefret ediyordu, kendini çok zayıf hissediyordu. Zaten etrafındaki herkes bir alfa tarafından işaretlensende kimseyi baştan çıkarmasan diyorlardı, onun suçu değildi ki bu yüzden çok fazla sinirleniyordu sanki kendisi  omega olmak istemişti lanet olası cahiller, galiba bu annesinden kaynaklı bir şeydi herneyse bugün huysuz davranamazdı.

Suyun altından çıkıp sarı ördekli bornozunu giydi, odasına doğru gidip kurulandı. Üzerine beyaz bir gömlek giydi altına krem rengi bir pantolon giydikten sonra gömleğin üzerine kare çizgili yine pantolon ile aynı renkte bir kolsuz geniş süveter giyip gömleği pantolonun içine soktu sonrada ayağına converse ayakkabılarını giyip saçını düzeltti, Baekhyun'un saçı nefes kesecek kadar harika bir kırmızıydı. Dün geceden hazırladığı çantısı alıp bir şey bile yemeden evden çıkıp okula doğru yürümeye başladı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"hey chen bana da bir kahve al dostum" dedi sehun yemekhanenin ortasında bağırarak, klasik sehun herkes alışmıştı bu ikiliye. Sürekli şaka yaparlardı en sonunda da grupça müdürün odasını boylarlardı. "Park Chanyeol beni dinliyor musun acaba?" "ne... .ne diyordun kai?" "diyordum ki dün geceki kutup ayıları ile yaptığın seks nasıldı onu soruyorum!." chanyeol jongin'e alaylı bir bakış attı. "ha ha ve ha çok harikaydı bir dahakinde seni de beklerim grupça yaparız!" dedi chanyeol, daha sonra kyungsoo'nun kıkırdamasını duydular. "niye gülüyorsun?" chanyeol kızgın bir bakış attı "loey hadi ama neden güldüğümü gayet iyi biliyorsun." "tabi ne sanmıştım ki?" "hey hey tamam durun size haberim var."

Luhan kyungsoo'nun gülmesini keserek söyledi daha sonra sütünden bir yudum aldı. "ne söyleyeceksin luhan?" dedi kahveleri getiren chen. "okula yeni birisi gelecekmiş." "emin misin geçen seferki gibi olmasın sonumuz yine müdürün odasında bitmesin." dedi lay. "hayır hayır bu sefer doğru müdür ile bizim matematikçi konuşurken duydum hatta bizim sınıfa gelecekmiş." "hmm nereden geliyormuş onu duydun mu?" "hayır duyamadım suhomma." "bana öyle seslenme demedim mi ben sana!" "ama sen bizim annemiz gibisin" dedi sehun.

Suho sehun'un bu dediğine göz devirdi. "siz yine neyi tartışıyorsunuz bakalım?" diğerleri karşıdan gelen üçlüye baktılar. "yeni gelen bir çocuk varmış onu konuşuyoruz kris hyung." dedi sehun. "yeni gelen çocuk mu?" dedi kris biraz düşünerek. " evet." diye cevap verdi soo. "galiba onunla demin tanıştık hemde baya kahveli bir tanışma oldu." dedi krisin yanında olan xiumin. "nasıl yani?"

"sana şöyle açıklayayım minik penguşum." D.O. masaya daha yeni oturan Tao'nun ona taktığı lakap ile yüzünü buruşturdu ama lafını bölmedi. "olay şu ki şekerim okulun giriş kapısında kris ve ben minseok'un gelmesini bekliyorduk, minseok'un geldiği sırada o da içeri giriyordu sonra kris ile çarpıştı elinde kahve vardı ama şansa ikisine de bir şey olmadı olan kahveye oldu yazık, tabi biz minseok ile durur muyuz oğlana kahve ikram etmek için yanımıza çağırdık adını da öğrendik tabi kahve konusu için biraz zor ikna oldu ama olsun. " tao konuşmasını bitirip yanında oturan kris'e sarıldı." eee adı neymiş" dedi merakla Luhan."Baekhyun....Byun Baekhyun." dedi kris. "vayyy adı çok güzel, türü ne?" soo sordu. "omega gibi duruyor yani kokusu öyleydi tabi feromon salgılamadan bilemeyiz ya da o söylemeden" diye karşılık verdi xiumin. Hepsi düşünceli bir şekilde kahve için geleceği zamanı bekledi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

(italik yazılar baekhyun'un düşünceleri)

"Lanet olsun! nerdeyse üstüm batacaktı neyseki şanslı günümdeyim" diye düşündü baekhyun.

Okula geç kalmamak için yolda yürürken aldığı kahve ile koşuyordu baekhyun tam okulun girişine geldiği zaman birisi ile çarpıştı ama neyseki üzerine dökülmemişti ders geç kalmamak için dikkatsizliği yüzünden hemen karşıdaki üç kişiden özür diledi acelesi olduğu için onları pek fazla dinlememişti sadece dökülen kahvesi için ona öğle yemeğinde kahve ısmarlamak istiyorlardı ama o istemiyordu zor da olsa geç kalmamak için kabul etti nasıl olsa bir zararı olmazdı değil mi?

Kabul ettikten sonra hemen elindeki kağıtta yazan sınıfı bulmak için panoya gitti ve nerede olduğunu öğrendi ardından hızlıca sınıfa koşmaya başladı panoda sınıfı bulmak biraz zor olmuştu müdürün odasına gidip öğrenmek isterdi ama onun bile yerini bilmiyordu öğle yemeğinde öğrenirim diye düşündü nasıl olsa kahve ısmarlayacak olan kişiler yardım ederdi ona. Sınıfın kapısına geldiğini fark etti sonra kapıyı çaldı içeriden gel sesi gelince kapıyı açıp içeri girdi herkesin gözü onun üzerindeydi ve bu durumdan rahatsız olmuştu, ona bakıp aralarında konuşanlar vardı, evet aşırı rahatsız olmuştu öğretmen masaya vurarak sınıftaki uğultuyu susturdu.

"sen yeni gelen çocuk olmalısın gelip kendini tanıt." dedi öğretmen. Baekhyun minik bir kafa sallamasıyla öğretmenin yanına yürüdü. Derin nefes alıp "ben Byun Baekhyun buraya nakil geldim lütfen iyi anlaşalım" bir tanışma için güzel bir adımdı değil mi? Ya da yanılıyor muydu?

Öğretmen ona en arkada cam kenarında oturan yanları kazılı sarı saçlı, buz mavisi gözlü çocuğun yanına oturmasını söylemişti adının Chanyeol olduğunu öğrendiği çocuğun yanına oturdu büyük bir aurası vardı alfa olduğuna kalıbına basardı, yanaklarının kızardığını hissediyordu çünkü sıcak basmıştı. "ah! baekhyun sana kendimi tanıtayım ben felsefe öğretmeni Min Yoongi sormak istediğin soru olursa bana gel zaten sınıf öğretmeninizim." dedi öğretmen. "peki ihtiyacım olursa sorarım." öğretmen hafif bir baş sallamasıyla ders anlatmaya geri döndü.

"neden yanına oturduğum çocuk kabız olmuş gibi davranıyor anlamadım galiba benimle konuşmak istiyor." diye düşündü baekhyun.

"bir şey mi sormak istiyorsun?" "a-aah ne hahaha hayır." dedi, adının chanyeol olduğunu öğrendiği çocuk. "emin misin?" "aslında hayır emin değilim sana sormak istediğim soru var aslında bir sürü soru var." dedi chanyeol. "peki sor bakalım." baekhyun ona dönerek bu durumu biraz garipsemişti. "bizim bir grubumuz var, seni aramızda görmeyi çok isterim hem bugün sabah bizimkiler ile çarpışmışsın kahven dökülmüş öğlen hep beraber oturup tanışabiliriz tabi istersen?" baekhyun biraz düşündü karşısındaki oğlan çok yakışıklıydı ve feromen salgılamasa bile onu etkisi altına alabileceği bir baskınlığı vardı.

Uzun zamandan beri bir sevgilisi olmamıştı zaten sadece bir kere olmuştu o da sahteydi kandırmıştı onu bunun için depresyona girmişti uzun süre ve çıkması zor olmuştu bu yüzden derslerinden geri kalmıştı şimdi de aynısını yaşamak istemiyordu ama yine de bir şekilde içinden bir ses bu oğlana güvenebileceğini söylüyordu. "peki tamam kabul ediyorum." "peki pişman olmayacaksın be- öhöhö baekhyun." baekhyun chanyeol garip garip baktı ama sonra umursamamaya karar verdi.

"Bir sürü sorum var demiştin sıradaki sorun ne?" "evet doğru, neden bu okula nakil oldun?" baekhyun biraz düşündü söylemesinde bir sakınca yoktu. "eski okulumda çok fazla zorbalığa maruz kaldım bu yüzden bu okula nakil oldum." Chanyeol'un gözlerinde hareler oluştu. "bu okulda böyle şeyler fazla olmaz hem bizim yanımızda da güvende olursun merak etme." "bunun için teşekkür ederim." "teşekkür etmene gerek yok biz zorbalıkları sevmeyiz." dedi ve önüne döndü chanyeol çünkü felsefe hocasının çok kötü baktığını görmüştü. Baekhyun da fazla umursamadı ve önüne döndü. Bir an önce öğlen olmasını diledi chanyeol ile konuşmak çok güzeldi.

Merhaba şekerlerim yeni bir hikaye ile karşınızdayım umarım seversiniz.