Medya: Karalterler
Kahvaltının sonunda Brendon her şeyini hazırladıktan sonra yan çiftlikte yaşayan ve yolculuğunda yoldaşı olan Ruth'ı ziyarete gitti. Onun hazırlanmasına yardım etti ve Ruth'la yaşayan büyükannesine veda ettiler.
Daha sonra tekrar kendi evine, Ruth'la birlikte ailesine veda etmeye gittiler.
Brendon: Bizim için endişelenmeyin.
Ruth: Evet Karen Teyze biz iyi olacağız. Oğlunuza sahip çıkacağım
Diyerek kolunu Brendon'ın omzuna attı.
Karen: İkiniz de benim oğlumsunuz. Birbirinize sahip çıkın.
Brendon: Eh! emir büyük yerden
Susan: Ağabey...
Brendon: Efendim zambağım.
Susan: Çok uzun süre kalmayacaksınız değil mi?
Ruth: O sensiz her gece ağlıyor biliyor musun?
Susan: Gerçekten mi?
Brendon: Hayır Ruth ağabeyinin bu... *şakağını göstererek ve aklını kastederek* biraz havada.
George ikisinin başlarını sırasıyla ellerinin içine alarak odak noktalarını kendine çekmek istercesine.
George: Dikkatli olun ve eğlenmeyi unutmayın.
Brendon: Elbette.
İki arkadaş omuz omuza limana, günümüz'da Fas denilen bölgeye gidecek olan gemiye gittiler. Günler süren yolculuğun ardından Fas'a ulaştılar ve oradan da yine gitmeleri bi iki gün sürecek olan trene doğru yola koyuldular
Trene vardıklarında Brendon nerede olduğunun farkına vardı. Gitmeyi hep hayal ettiği yer olan Mısır'a gidiyordu. Kendi ayakları üzerinde belki de başka ırklardan çok iyi arkadaşlar edinecekti. Bunun düşüncesi bile onu heyecana boğuyordu.
Ruth da kesinlikle Brendon kadar heyecanlıydı. Ailesini erken yaşta kaybetmiş ve şu anda büyükannesi ile yaşıyordu. Küçük yaştan beri Brendon ile kardeş gibi büyümüşlerdi ve sürekli kendilerine tahtadan yaptıkları gemilerle farklı bölgelere gittikleri oyunlar kurarlardı. Ruth her zaman Brendon'ı oyun sonunda ölümden kurtarırdı. Aslında oyuna başlarken hiçbir zaman bunu planlamazlardı fakat Brendon dikkatsiz bir çocukken sürekli bir yerini sakatlar ve Ruth onu sürekli eve taşıyan kişi olurdu ve bir kez bile şikayet etmez aksine kendisini Brendon'ın kahramanı olarak görürdü.
İlk olarak Mısıra varır varmaz eşyalarını kalacakları 2 haftalığına kiraladıkları eve yerleştirmeye gittiler. Ne kadar heyacanlılarsa bir o kadar da yorulmuşlardı ve uykuya teslim olmuşlardı.
Ruth: Trendeki yataklar gerçekten çok rahatsızmış.
Brendon: Gerçekten de öyle sanırım 2 gün sadece uyuyacağım.
Ruth: Her yeri karış karış gezmek için ancak yeter bize 2 günlük uyku.
Ertesi gün saat öğleden sonra 3'ü gösterirken uyandılar. Güzel bir yemeğin ardından turlarına başladılar. O kadar yıkıma rağmen piramitler zarar görmemiş aksine aşınan zeminle beraber daha da yükselmiş ve şehrin her yerinden görülebilir hale gelmişlerdi. İkiside buranın antik ruhunu hissedebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4444
FantasyXLV. [45.] Yüzyıl Savaşı 21. yüzyılda yaşanan 3. Dünya Savaşından sonra insanlık binlerce yıl geriye gitti. Yayılan radyasyon insanlığın bazı kesimlerinde mutasyon ve evrimlere neden oldu. Teknolojinin 19. yüzyılda olan seviyeye tekrar gelmesi, ins...