~Bana hem mutluluk hem de acı veriyorsun~

777 30 1
                                    

Yine mi başlayacaktı sancılı uykusuz geceler? Yine mi derin, acı veren duygular ve düşünceler ile savaşılacaktı?
Karnındaki sancıya,zihnindeki düşüncelere bir süredir kullandığı ilaçlar sayesinde ara veren süsen, bir eli karnında tüm evde ilaçlarını arıyorduki açtığı şifonyer çekmecesinde bitmiş ilaç kutularını gördü. Kendisine acı veren sancı ile derin bir nefes çekip yatağına kıvrıldı. Eli karınında, gözleri açık yüzündeki acı tebessümle yine düşüncelere dalmıştı genç kız koca evde yalnız başına fakat sadece evde değil koca evrende yalnızdı. Kadirin ölümünden bu yana geçirdiği sancılı uykusuz gecelerin haddi hesabı yoktu ve dahası da onu anlayacak,sarılıp iyi hissedeceği ne bir varlık, ne de sevgisinden emin olduğu bir kalp vardı...

Aklındaki mahlukla benzersiz şekilde geceyi geçiren Ömer ne kadar aklından çıkarmaya çalışsada buna engel olamıyor du. Bu duruma son vermek için her seferinde eline telefonu alıp Süsen'e silip silip baştan yazdığı mesajı göndermeye yelteniyordu ki yeniden başa sarıyordu.
..
Sabah erkenden kalkan Ömer, ilk işi dün gece bir türlü atamadığı mesajı Süsen'e atmak olmuştu;

- Oh be! Dünya varmış he attım gitti.

Ömer'in kendi kendine konuşmasıyla uyanan Asiye;

- Ömer? Hayırdır sabah sabah bu ne enerji?

- Hay Allah. Pardon Asiye farkında değilmişim ya...İçimden konuştuğumu zannediyorum da özür dilerim.

Ömer'in bu halini sevimli bulan Asiye

- Sabah sabah bu mutlu telaşının sebebi kimmiş bakalım?

-Ha yok canım... Yani şu anlık yok diyelim zaman ne gösterir bilemeyiz...

- Sen dünde bir böyle Süsen'nin sırasına doğru dalıp dalıp gidiyordun. Bu sabah telaşının sebebi o değil mi?
 
Utangaç tebessümle Ömer;

- Bilemiyoruz artık...

Gün ışıkları yeryüzüne vurur vurmaz Süsen'nin ilk işi eczane aramaya gitmek olmuştu fakat reçetesiz satışı olmayan bu ilaçları alamayacağını öğrenince genç kız çaresizce eve doğru yol aldı. Süsen arabayı evin önüne park edip ağır ağır hareketlerle arabadan tam inecek iken telefonuna gelen mesaj sesiyle bakmak için duraksadı. Gelen mesaj Ömer dendi;

" Günaydın Süsen. Dündendir aklımdaydın rahatsız etmemek için soramadım. Nasıl oldun diye soracaktım umarım iyisindir..."

Gelen mesajla Süsen, az önce solgun, renksiz yüzüne biranda renk ve can gelmiş birde masum bir tebessüm yerleşmişti genç kızın yüzüne... Bu iyi hissiyatı belkide bin ilacın veremeyeceği hissiyattı...
Telefonun başında bir süre tebessümle kalan süsen,

"Günaydın...Çok daha iyiyim. Teşekkür ederim Ömer sorduğun için."

Diye cevap yazdıktan sonra kafasını sevinçle arabasının dikiz aynasından kendine bakan süsen göz altı torbalarından ve yorgunluğundan ziyadeyesiyle rahatsız olmuştu kendi kendine;
- Bu ne halin kızım ya! Ömer seni böyle mi görsün... Ne diyorum ben ya of...

Dedikten sonra kendi kendine hafif sırıtan süsen alelacele eve geçip okula gitmek için hazırlanmaya başladı.
...

Evin kapısı önünde Asiye, Aybüke, Oğulcan Ömer'i bekliyorlardı ki Oğulcan daha fazla duramadan;
-Hadi Ömerim ne yapıyorsun bu kadar?

Şengüllerin evinde ayna karşısında saçını başını düzeltmekle oyalanan
Ömer eli saçında alelacele bahçede kendisini bekleyen kardeşi ve kuzenlerinin yanına nihayet gelmişti onu bu çabasını gören Oğulcan;

Derinlerde saklı | SüsÖmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin