~Derinlere doğru~

768 27 3
                                    

Öğle arası zili çaldığında herkes dağılmaya başlamış, süsen ise içinde verdiği savaşa, kalbinin tarafını dinleyerek kısa bir süreliğine ara vermişti,verdiğini zannediyordu...

Herkesin sınıftan çıkmasını bekleyen süsen'nin gözleri Ömer'deydi ve onu nerde, nasıl durduracağını, konuşmayı nasıl başlatacağını düşünüyordu ki Ömer, Asiye, Oğulcan ve Aybüke ile sınıftan çoktan çıkmıştı. Alelacele sınıftaki aynadan saçını başını hafif düzeltiktten sonra ne tarafa gittiklerini görmek için koridora hızlı adımlarla çıkan süsen, ne yazık ki Ömerlere yetişemişti. Süsen biraz daha etrafa göz gezdirdikten sonra bulamayacağını anlayınca sınıfa doğru sitemli bir şekilde söylene söylene ilerliyordu;

-Off! Yani bende de şans olsa?...Ne oyalanıyorsun ki iki saattir sınıfta?

Öğrenci dolaplarının tarafından kendisine seslenen gelen sesle duraksadı süsen.

- Bu kadar sitem ettiğine göre, geç kaldığın şey ya da  yer çok önemli senin için heralde...

Ömer'e ait olan bu sesle sevinçten gözleri kocaman açılan süsen, yüzünü düzeltip sevinçle Ömer'e döndü.

- Ha şey...Burdasın demek?

Hafifçe şaşıran Ömer;
- Beni mi arıyordun?

-Ha yok...Iıı... Şey yani evet. Öğle yemeğini birlikte yiyelim mi?... Diye sorcaktım.

Bütün utangaçlığını Ömer'e belli eden Süsen bu tavrıyla Ömer'i gülümsetmişti.

-Öylemi?... Olur bana uyar.

Ömer'in gülümseyişle gülümseyen Süsen;
- Tamam ozaman ben sınıftan telefonumu alıp geliyorum.
-Tamamdır kraliçem ben de sizi burda bekliyor olacağım.

Ömer'in son cümelesine sonra ikiside gülmüştü. Belki ne zamandır beridir ilk defa...

Okulun yemekhanesinde karşılıklı yemek yiyebilemeye çalışan Süsen ve Ömer'den birinin sohbeti başlatması pek de ilerleyiş kaydetmiyordu ki ta ki Süsen başlatana kadar;

- Ee... Nasıl gidiyor sormayalı?

Soruya iç açıcı cevap veremeyecek Ömer mimikleriyle bunu Süsen'e çoktan belli etmişti.

- Nasıl gitsin ilerletmeye çalışıyoruz bir şekilde işte... Pek ilerlemesede...Hatta daha da gerilesede...

Ömer'in verdiği bu cevap karşısında onunla birlikte üzülen süsen ne diyeceğini bilmeyerek;

-Şey... Haklısın... Ben seni üzmek istememiştim aslında...

- Hayır sen üzmedin. Sen niye üzesin ki?
Hayat tek başına yeterince yetiyor zaten bazı iğrenç mahluklarla...

Son cümleyi abisinin kim olduğunu bilmediği katillerini hedef alarak dişlerini sıkarak söylemişti. Kazanın katillerini söyleyemediği için kendisini sorumlu tutan, düşündükçe sancılı geçirdiği geceler gibi tekrar karnına sancı girmiş mide bulantısına çevirmişti süseni. Ömer süseni rengi sapsarı, boncuk boncuk terlediğini görünce şaşkın bir şekilde;

-Süsen iyi misin?

Elini karnına götürüp kıvranan süsen

-Şey... Ben...

-İyi gözükmüyorsun. Bişey mi oldu?

-Yok. Yok iyiyim ben

-Emin misin süsen?

Yutkunarak;

-E..eeminim

Dedikten sonra mide bulantısına daha fazla dayanamayan süsen bir anda lavaboya gitmek için hızlıca masadan kalktı. Ne olduğunu anlamaya çalışan Ömer bir süre masada kaldıktan sonra hemen kalkıp süsenin ardından gitti.

Karnındaki sancıya daha fazla dayanamayıp az önce kusan süsen lavaboda aynanın karşısında endişeli ve düşünce içinde buğuşan yüz ifadesiyle aynadan kendine bakıyordu. Hemen lavabonun kapısının dibinde kendisini merak eden Ömer'in sesini işitti;

-Süsen iyi misin? Ordaysan geliyorum yanına... Süsen?

Ömer'in ses tonuyla içinde heyecan, aynı zamanda kendi vicdanının sızıntısını hissediyordu. İki ucu sivri duygunun içinde kendi kendine eriyordu,henüz daha 18 yaşındayken...

Süsen elini yüzünü yıkamak için çeşmeyi açmıştı ki kapıda sesi duyan Ömer hemen içeriye girdi;

-Süsen. İyi misin? Revire gidelim hemen hadi.

-Hayır Ömer hiç gerek yok iyiyim ben

- Nasıl gerek yok süsen iyi gözükmüyorsun. Olmaz hadi gidelim.

- Bu aralar biraz üşüttümde ondan heralde Ben şimdi eve giderim dinlenirim sabaha kadar bişeyim kalmaz.

-Peki sen öyle diyorsan. Eve kadar eşlik edeyim ozaman bu şekilde bırakmam seni sınıftan eşyalarını alıp geliyorum sen kapıda bekli beni olur mu?
Dedikten sonra hızlı bir şekilde Süsen'nin yanından ayrılıyorduki  süsen yorgun yüzüne yerleştirdiği hafif bir tebessümle;

-Ömer...

- Bişey mi oldu?

- Teşekkür ederim...

Süsen'nin yorgunluğu içinde ki tebessümle gülümseyen Ömer;

- Ne demek...

Dedikten sonra sınıfa doğru yol almıştı arkasından az önce ki biçare kadını kendisine olan sevgisini derinlere çekerek...


Derinlerde saklı | SüsÖmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin