Savaş!

6 0 1
                                    

İşte şimdi eğlenme vakti geldi!

Savaş resmen başlamıştı ve bizde bunu kabul etmiştik. O zaman bu savaşın hakkını vermeliydik. Birden az önce korkudan bacakları titreyen Melody gitmiş, yerine cesur biri gelmişti. Başlayan tek savaş okuldaki değil, Melody'nin kendini tanıma savaşıydı.

Mia yardım için güçlü kuvvetli hayvanları çağırdı. Ellie ise güçlü bitkiler büyütmeye başladı. Rose yerleri buzla kapladı. Bu sayede kötülerinin hareketi zorlaşacaktı. Ben ne yapacaktım peki? Karar veremiyordum. 

Birden Rose'un arkasında birini gördüm. Biri ışınlanmıştı. Rose'a saldırmak üzereydi. Bir şeyler yapmalıydım. Elimi kaldırdım ve hayal gücümü kullandım. Elimden mor renk bir elektrik akımı gitti ve onu vurdu. Acı içinde yere düştü. Hemen yanına gittim ve kalın bir ip yapıp onu bağladım. Kızgınlıkla ''Bir daha arkadaşıma dokunmaya kalkarsan seni yaşatmam!'' diye bağırdım. Hiç beklemediğim şekilde ''Benim arkadaşım da seni yaşatmayacak.'' dedi. O an anlayıp yere eğildim. Kafamın üzerinden bir ok geçti. Zehirli olduğu belliydi. Arkamı döndüğümde 2. oku atmak için hazırlanan iri yarı bir adam olduğunu gördüm. Tek dokunuşla okları zehirliyordu. Özelliği bu olmalıydı. Birden adamın omzuna bir el kondu. Ardından Rose'un sesi duyuldu. ''Sakın arkadaşıma o pis oklarını atayım deme!'' Adam birden kaskatı kesildi ve yavaş yavaş bir buz küpüne dönüştü. Rose onu dondurmuştu! Harika bir arkadaşa sahiptim. Önce ateş gücümle adamın ellerinin de ki buzu çözdüm ve onu bağladım. Daha sonra buzların hepsini erittim. Onlara ''Sizi uyarmıştık.'' dedik. Ellie birkaç adamı bağlamıştı. Mia'da onların başına 5 tane köpek dikmişti. Tam arkamı dönmüş giderken birden arkadaşlarım ve Bayan Anna'nın çığlığını duydum. Ahtapot gibi 8 kolu olan bir adam hepsini yakalamıştı. Bu beni çok sinirlendirmişti. Adam alaycı bir tavırla ''Merhaba küçük hanım. Ben Mr. Octopus. Çok kızdığınızı görebiliyorum. Ayrıca videonuzu izledim ve ateş gücünüz olduğunu biliyorum. Ama şunu söylemeliyim ki benim de ateşe dayanıklı bir derim var. Hiç şansınız olmadığını farkında olacak kadar zeki olduğunuzu gördüm. Şimdi lütfen bana teslim olun ve üstünlüğümü kabul edin.'' dedi. Bu adam beni tanıdığını sanıyordu. Ama yanılıyordu. Ona gününü gösterecektim. Sakinliğimi bozup duygularımla hareket edecektim. Çünkü en güçlü özelliğim duygularım ve bende şuan bol bol kin duygusu vardı. Kendi gücümü kullanacaktım. Hayal gücü. O adam hayatının hatasını yapmıştı ve bunun bir bedeli vardı...

Saçlarım ve gözlerim mor renge dönmüştü. Adam neler olduğunu anlamamış gibiydi. Ona ''BENİ HAFİFE ALMAMALIYDINIZ! OLACAKLAR İÇİN ÜZGÜNÜM!'' dedim. İlk gün söylediğim gibi. Artık çok geçti, ok yaydan çıkmıştı.

Yerden hafifçe yükseldim. Her yerimden elektrik akıyordu resmen. Küçük bir bulut oluşturdum ve adamın başının üstüne yönlendirdim. 1 tane yıldırım gönderdim. Aynı zamanda adamı bağlamak için toprak elementine de ihtiyacım vardı. Artık bir gözüm ve saçımın yarısı yeşildi. Sağ kolum toprak sol kolum elektrikle doluydu artık. Kalın sarmaşıklarla adamı bağladım. Artık kaçması imkansızdı. Su elementini kontrole aldım, tsunami dalgası yarattım ve bağırdım ''HOŞUNUZA GİTTİ Mİ?!''

Birden başım dönmeye başladı ve gözlerim karardı. Neler olduğunu anlayana kadar bilincim çoktan kapanmıştı.

MELODYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin