"Peki film nasıldı? Beğendin mi?" diye sordu Taehyung.
"Güzeldi," dedi Jungkook utangaç bir şekilde.
Derin bir nefes alan Taehyung, uzun parmaklarının yavaş yavaş Jungkook'un daha yumuşak parmakları arasında gezinmesine izin verdi. Jungkook'un yüzü parlak bir kırmızıyla aydınlandı. Şansına inanamadı. Uzun zamandır sevgilisi dün ona aniden evlenme teklif etmişti. Ve şimdi ilk sinema randevularından sonra sinemanın dışında duruyorlardı. Jungkook bulut dokuzdaydı.
"Bir şeyler yiyelim, olur mu?" Taehyung, bir yabancı ona çarptığında aniden Jungkook'un geri tökezlediğini sorguluyordu.Taehyung'un belindeki güçlü tutuşu düşmesini engelledi.
"Hey, nereye gittiğine bak!"
Taehyung bağırdı.
Ama çocuk atılgandı.
Taehyung yüzüne bakabilirdi, neredeyse yırtık pantolonu tek gördüğüydü. ama orijinal mavi pantolonunu boyayan kanı özlemişti.
"İyi misin?" Yeni erkek arkadaşına bakan Taehyung'un yüzüne endişe yayıldı.
"İyiyim, iyiyim." Jungkook'un kızarması fark edince derinleşti. Taehyung'un eli belinde sıkıca tutuyordu. "Hadi yemeğimizi yiyelim." Daha fazla utanmamak için ağırlığını tekrar ayaklarına verdi.
Jungkook üniversite kampüsüne girdi, çantası belindeydi. Bazen sırtına çarpıyordu.
"Merhaba Kookie!" Tanıdık ses seslendi, Jungkook sesin sahibine bakmak için döndü. Ona doğru yürürken kalp atışları sadece ona bakarak hızlandığından, adama asla alışamayacağına inanıyordu. Gevşek beyaz bir gömlek ve uyluklarını saran bir çift mavi kot giyiyordu ve mükemmel yapılarını ortaya koyuyordu.
"Merhaba Tae," dedi Jungkook, gözleri ellerine bakarken.
Dün bir rüya gibiydi, hayal gücünün dışında bir şey. Sisin içinde kaybolmasını bekliyordu. Ama şimdi kolejin altın çocuğunun kendisine doğru geldiğini görünce, sonunda bunların doğru olduğuna inanmaya başladı.
Her zaman hayalini kurduğu ürkütücü altın çocukla gerçekten bir ilişki içinde olduğunu. Etten ve kandan uzun süreli aşkı. Bu adam neden onu seçmiş olabilir ki, hala yerleştiremedi? Neden birdenbire teklif ediyordu? Neden o?
"Ne düşünüyorsun,"
Taehyung, Jungkook'un yanında okul binasına doğru yürürken konuştu.
"Önemli değil." Jungkook kızardı, elleri çantasının askılarında kıpırdandı, "Sadece neden bana evlenme teklif ettiğini anlamıyorum. Yani, neden diğerleri değil de ben?" Hala ellerine bakarken sordu.
Çenesinin altındaki ani bir el onu yukarı bakmaya zorladı. Taehyung'un çikolata kahvesi kürelerine baktı, basit bakışla sakinleşti. "Basit çünkü senden hoşlanıyorum." Taehyung, sanki Doğu'dan yükselen güneş kadar doğrudan ve gerçekmiş gibi basitçe ifade etti. Güçlü yüz hatları, güneş öpücüğü gülümsemesiyle yumuşadı.
Bu, kanın acele etmesine neden oldu.
Jungkook, kızaran yüzünü saklamaya çalıştı ama; Taehyung'un eli aşağı bakmasını engelledi. Birşey söylemek zorunda değilsin-"
"Senden hoşlanıyorum... Senden çok uzun zamandır hoşlanıyorum. Ama bunu yüksek sesle söyleyecek cesareti bir türlü bulamadım." Yüksek sesle." Jungkook aniden ağzından çıktı.
Buna Taehyung gülümsedi ve parmaklarını birbirine kenetledi,
"Biliyorum."
Taehyung'un zengin sesi kulaklarına üflerken Jungkook'un içi jöleye döndü.
İkisi de binaya girdiler, dolaplarına doğru yürüdüler, parmakları hâlâ birbirine kenetliydi. Hemen hemen herkes, çifte bakmak için eldeki işleri yapmayı bırakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karma // Vminkook
Novela JuvenilGeçmişin ve bugünü çarpıştığında ne olur? Kaçtığın gerçeklik seni yakalıyor. Jimin'e olan da bu. Bu kadar vahim bir günah işledikten sonra arkadaşları, ailesi, tehlikeli bir çete peşine düştü ve onun kaymasını bekliyor. Ve bunu yaptığı anda, parçala...
