"Ah, merhaba Lalisa. Ben de seni bekliyordum."
Kapıdan giren genç hemşire ona hafifçe eğilerek selam vermiş, meraklı gözlerle doktora bakmaya başlamıştı bile. Bu yüzden ona görevini uzatmadan söylemeye koyulmuştu.
"Lalisa, Bayan Kim ile sen ilgileneceksin. Sanırım hakkında bilgi vermeme çok da gerek yok. Bildiğin gibi kendisi önemli bir piyes sırasında aniden susmuş ve gülmeye başlamış. Zaten sonrasında da hiç bir şekilde konuşmuyor, yemek yemiyor, ya da çok az yiyor. Hatta kıpırdamıyor. Artık neredeyse 3 aydır bu durumda.
Ona şimdiye kadar birkaç kişi baktı. Ama ben senin bu işi yapacağına güveniyorum. Bir şey olursa bana sorabilirsin. İstersen kendisiyle tanış. Bayan Kim şu anda 123 numaralı odada." önündeki meraklı kızın soru soracağından emindi ama Manoban onu şaşırtarak sakince odadan çıkmıştı.
Bunu çok da kafaya takmadı. İşine geri döndü.
Genç hemşire ise ona söylenen odaya gitmişti bile. Kafasındaki karışık seslerle birlikte kapıyı açtı.
Onu yatakta kılını bile kıpırdatmayan, aynı doktorun dediği gibi sessizce uzanan oyuncu karşılamıştı.
Şaşırmadan edemiyordu Manoban.
Yatakta uzanan hanımefendi kendisinin isteyeceği çok güzel bir hayata sahipti.
Kameralar önünde ustalıkla rol yapıyor, dikkatleri üzerinde tutuyordu. Güzeldi, zarifti. Uzun, siyah saçlara, düzgün, küçük bir buruna sahipti. Büyük, ancak uykulu gözleri odayı yorgunca gezerek sonunda bakışlarını Lalisa'nın üzerinde sabitlediğinde boğazını temizleme zorunluluğu hissetti. Kendisini tanıtmanın zamanı gelmişti.
"Merhaba Bayan Jennie, ben Lalisa Manoban. Tanıştığımıza memnun oldum, sizinle artık ben ilgileneceğim." yüzüne yerleştirdiği samimi gülümseme anbean zoraki hal almıştı.
Tamam, bu kadar zor olacağını düşünmemişti.
Karşısındaki kadın duvar gibi yüzüyle onu izliyordu. Hatta bir ara onun nefes aldığından bile şüphelenmeye başlamıştı.
Ancak pes etmemek için direnecekti.
"Eğer isterseniz radyoyu açayım. Sanırsam şimdi bir piyes olmalı. Hatta ben sizin piyeslerinizden birini de izlemiştim, çok hoşuma gitmişti. Ah, kendimi daha fazla tanıtmam gerek gibi görünüyor." sanki içine bir yumru oturmuştu. Yine de yüzünde tebessümle devam etmişti. "İsmimi zaten bildiniz, 22 yaşındayım, nişanlıyım. İki yıldır hemşire olarak çalışıyorum. Annem de bu meslekte çalışmış. İşimi ve nişanlımı seviyorum." yüzünde bozmadığı gülümseme ve kıkırtılar eşliğinde konuşmasını aniden kesmişti.
Çünki karşısındaki kadın radyodan çıkan acı dolu sese kahkahalarla tepki vermiş ve aniden cihazı kapatarak hemşirenin havadaki elini yakalayarak göğsüne bastırmıştı.
"Böyle acı dolu bir sese gülümsüyorsunuz, ne garip değil mi?" diye mırıldanmıştı kendi kendine. Oyuncu ise elini bırakmak niyetinde değilmiş gibi yumuşak bakışlarıyla onu izliyordu.
Daha çok görüşmeleri konusunda tereddüt içerisindeydi. Yüzüne kırık bir gülüş takındığında kestiği konuşmasını bitirecek son cümlelerini kurmaya başlamıştı.
"Ben sizi yalnız bırakayım, dinlenin lütfen." diyerek üstü açık kalan oyuncunun örtüsünü yukarı kaldırmış ve usulca odadan çıkmıştı.
***
Hüzünlü bakışlarla uzun koridorda gezerken birden karşısına çıkan doktor ile ne yapacağını kestirememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona ✓
Short StoryPek güzel olan aktris Jennie Kim önemli bir piyesi sırasında aniden susar ve hiç konuşmaz. Herkes şok içindedir: Jennie'nin bilinen bir psikoloji rahatsızlığı yoktur. Bütün psikiyatri uzmanları onunla görüşmüştür. Testler uygulanmıştır çoktan. Zaten...