Hala babamın buna nasıl izin verdiğine bir anlam veremiyorum.Nasıl oldu da böyle bir şeyi hiçi sorgulamadan kabul etti.Aslında benim de işime geliyor ama olsun yine de bu kadar çabuk kabul edeceğini hiç düşünmemiştim.Neyse dün gece babamla konuştuktan hemen sonra Edric'e mesaj attım.Bugün buluşmak için anlaştık. Ve şu anda da onun için hazırlanıyorum.Fazla makyajı seven bir kız hiç olmadım.Kıyafetlere de fazla önem vermem zaten.
Kaç saattir yolda yürüyorum bilmiyorum ama Edric'in seçtiği kafeyi buldum sonunda.Kapıdan içeriye girdiğimde kafenin fazla kalabalık olmadığını görünce biraz rahatladım.En arka masalarda Edric'i görmemle oraya doğru ilerlemeye başladım.Edric elinde telefonuyla uğraşıyordu daha henüz beni görmemişti. Masaya ulaştığımda hala Edric beni fark etmemişti.Fark etmesi için yalandan öksürdüm.Edric başını telefondan kaldırıp -sonunda- bana baktığında sandalyeden kalkıp bana sarıldıktan sonra "Hoşgeldin Florya" dedi.Bende ona aynı şekilde karşılık verdim.Yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verdikten sonra ben konuşmaya başladım;
"Babam Türkiye'ye gitmeme izin verdi.Sanırım bu son görüşmemiz olacak." dedim dudaklarımı büzerek.Edric buna baya şaşırmış olacak ki ağzını baya bi açtı.Hani cidden açtı yani.Ağzımdan ufak bi kahkahanın çıkmasına izin verdim.
"Na-nasıl?"dedi Edric şaşırdığını baya bi belli ederek.
"Evet"dedim gözlerimi devirirken.Edric'le ayrılacağımız için bayağı bi üzgündüm.Edric tekrardan konuşmaya devam etti.
"Baban nasıl izin verdi buna? Kaçmıyacaksın demi doğru söyle bak?!" Dediklerinin şaşkınılığıyla gözlerimi kocaman açtım.Edric"Florya!"diye bağırınca yerimden sıçradım."Ha-hayır tabiki de"dedim hiç beklemeden. "Florya o zaman baban nasıl izin verdi buna?Ayrıca sen beni bırakıp nasıl gidersin?"dedi Edric sitem edercesine.Aslında bende bilmiyordum onu nasıl bırakacağımı ama artık Paris'ten kurtulmak istiyordum.Üzgün olduğumu belli edecek şekilde konuşmaya başladım;
"Ben seni nasıl bırakır giderim bilmiyorum Edric ama buna mecburum.Lütfen anla beni.Babamlar konuşurken duydum eğer ben burada kalırsam beni bi koleje yazdırmayı düşünüyorlarmış.Biliyorsun benim koleje olan tavrımı.Lütfen birazda beni düşün gitmem gerekiyor Paris'ten.Lütfen..."dedim yalvarırcasına. Gözümden akan bir damla yaşa mani olamazken Edric ayağa kalktı ve benim yanıma gelip kollarını sıkıca belime doladı.Bende hiç düşünmeden kollarımı sıkıca onun boynuna doladım.Gerçekten onu çok özleyeceğimi biliyordum ama elimden gelen hiçbir şey yok...
Edric'le bir süre daha beraber vakit geçirdikten sonra uçağın kalkmasına 1 saat kala Edric'le beraber eve geldik.Annemlerle de beraber vedalaştıktan sonra havaalanına doğru yol aldık.Yolda kimseden ses çıkmıyordu.Hala anlam veremiyordum babamın böyle bir şeye nasıl izin verdiğini.Aklımda ki düşünceleri bir kenara bırakıp başımı cama yasladım.Bir süre sonra havaalanına giriş yaptık.Uçağın kalkmasına 20 dakika kalmıştı.Arabadan indim. Tekrardan annemlerle vedalaştıktan sonra Edric'le de uzun bir sarılmanın ardından nihayet uçağa binebilmiştim.Düşünceler tekrardan aklıma hücum etti. Acaba Konya nasıl bir yerdi.Daha önce Türkiye'de birçok şehire gitmişiz ama ben hiç birini hatırlamadığım gibi tekrardan birşeylerin kötü gitmesinden korkuyordum.Evet Konya'da kuzenim Poyraz'la birlikte kalıcam.Poyraz fazla çapkın ama korumacı.En son Paris'e geldiğinde sırf bana baktı diye bir çocuğu dövmüştü aslında çocukta haketmişti ya neyse.Poyraz üniversite nedeniyle amcamlardan ayrı yaşıyor.Yanında sanırım hatırladığıma göre kimse kalmıyordu.Uzun bir yolculuğun ardından sonunda uçaktan indim.Poyraz'ı karşımda görmemle beraber hızlıca yanına gidip kollarımı boynuna doladım.O da hiç düşünmeden kollarını belime doladı.Beraber eve doğru yol aldık... SONUNDA TÜRKİYEEEEE :D...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişen Hayatım
Teen Fiction7 yaşından sonra Paris'te yaşamaya başlayan genç bir kız ile hiç kimseyi umursamayan genç bir oğlanın hikayesi... Kız agrasif,inatçı,hırçın... Oğlan soğuk,korkutucu,tehlikeli... Yeni bir hikayeye hazır olun.