Bir gün Noir adında bir beyefendi ormandan matmazeline çiçek toplayacaktır... Ormanın derinliklerine ilerledi,ilerledi,ilerledi... Bu evrenin oluştuğu süre boyunca ilerledi. Hala matmazeline uygun bir çiçek bulamadı. Noir istiyordu ki matmazeline vereceği çiçek matmazeli gibi narin olsun,matmazeli kadar minik olsun,matmazeli kadar güzel olsun ve matmazeline en uygun olsun istiyordu. İlerledi,ilerledi ilerledi... Bulamadı,düşünmeliydi,matmazeline uygun olması gerekiyordu. Matmazelini tanıyordu en güzeline layıktı. Matmazeli en saf güzelliğe sahipti narin mavi gözlere,saf sarı saçlara sahipti. İlerledi ilerledi, yoktu hala yoktu bulamıyordu matmazeline uygun. Bir ağaç buldu oturdu altına,yapraklara doğru baktı. Onların saflığı,narinliği aynı matmazeline benziyordu. Ve o narinliğin altında uyuya kaldı. Sabah olmuş,kuşların sesleri ile uyandı. Unuttuğunu anladı,matmazelinin çiçeğini unutmuştu. Hemen ayaklandı aramaya başladı bir heyecanla hızlı hızlı ilerliyordu. Ama bulamıyordu. Ne kadar ilerlese bile hayır, yoktu. İlerledikçe daha da yok oluyordu çiçekler,çiçekler onu bir yere götürüyordu sanki. Çiçekleri takip etmeye başladı, çiçekler azaldıkça normalleşiyordu. Narin mor çiçekler yerine solmuş,narinliği kaybolmuş çiçekler buluyordu. Ne kadar ilerlese bile o narinlik kaybolmuştu artık. Çiçeklerin saflığı sahte gelmeye başladı,düşündü ki
''Bana matmazelimi anlatacak bir çiçek yok.Matmazelim benim tek varlığım,bu çiçekler,bu renkler onu bana tanımlayamazdı.O benim için her şey idi.'' Diye düşündü ve tam dönücekken ileride bir kaleye rastladı. Kale solgun bir kahverengine bürünmüştü. Kalenin üstünü kaplayan bozulmuş yosunları görünce Noir içinden ''Ne kadar kötü bir kale'' dedi. O sırada gözünü kalenin yukarısında gezdirdi. Orada bir kadın vardı. Kadın dedi ki
-Benim adım Matmazel Julie,gördüğün gibi ne gülüyorum,ne kahkaha atıyorum,ne yaşıyorum.
Noir,bunu gördüğünde bağıracak gibi olmuştu. Matmazel Julie dediki:
-Benim adım Matmazel Julie,burada oturup prensimi bekliyorum. Duymuşsundur:Rapunzel diye bir prenses var. Oradaki prens gibi tırmanıcak saçlarıma,uzun siyah korkunç saçlarıma.
Noir dedi ki;
+Peki senin kalbin var mı,Matmazel Julie?
-Benim kalbim var Noir.
Noir düşündü,'adımı nereden biliyordu Matmazel Julie'
+Ama prensim kalbimden uçar gibi çıktı,kırdı kalbimi bir cam parçası gibi.Ortadan sanki bir hançerle yardı kalbimi. Onun gidişi benim kalbimin yok oluşu idi.
Matmazel bunları derken Noir düşünüyordu.''Ya bu kadın cehennemden gelen bir iblis ise,adımı da biliyor zaten.'' Diye düşündü ve kasabasına koştu. Oradaki insanlara ''Ormanın bir evren kadar derin yerinde cehennemden gelen bir iblis var. Oraya gidin!'' Diye bağırdı.
Noir'in matmazeli düşündü ki '' Neden bir iblis?'' Sonra kuşku duymadan ormanın derinliklerine koştu.
Aslında matmazel sadece yalnız bir ruhtu. O ruh kalesine oturup prensini bekleyen bir ruhtu.Teni soluk,saçları uzun ve siyahtı. Aslında içten içe yardım istiyordu. O yalnız ruhu ile prensinin bulunmasına yardım istiyordu. İnsanlar onu anlamak yerine onu öldürmek istiyordu,onun dilini anlamıyorlardı onun yardım çağırışlarını.İçten bağırışlarını duymak istemiyorlardı. Matmazel Julie kulesinin içine oturdu,ve bekledi,duvarların onunla konuşmasını bekledi. Ama beklentileri boşaydı. Onun için yeni bir evrenin oluşumu kadar uzun süre bekledi Matmazel Julie. Bekledikçe ruhu soluyordu,bekledikçe saçları uzuyordu ve kararıyordu. Bekledi,bekledi ve bir ses duydu. Kalesinin aşağısından ''Julie,Matmazel iblis'' bağırışları duyuyordu duymak istemiyordu ama duyuyordu. Ve camdan baktı saçları yere savrulduğu an saçlarını ateşe verdiler. Ateş yanarken Matmazel hala prensinin gelip onu kurtarmasını bekliyordu. Ve ağzından şu kelimeler çıktı:
-Benim adım Matmazel Julie, ve gördüğün gibi ne gülüyorum,ne kahkaha atıyorum,ne yaşıyorum. Bu kalede oturup prensimi bekliyorum,hançerle kalbimi delen prensimi. Matmazel alevlere büründüğünde yukarıdan bir ışık geldi. Dedi ki
-Matmazelim,ben geldim inci gibi narin matmazelim,sana demiştim ruhlarımız bir gün birleşecek ve biz hep beraber kalacağız Matmazel Julie.
Asıl iblis olan kasabalılar onları izlerken Matmazel Julie Noir'in matmazeli gibi saçları parıldamaya,teni kendi rengine dönmeye başladı,gözlerindeki karanlık renk masmavi bir renge büründü. Aynı Noir'in matmazeli olmuştu ve gitmeden dedi ki:
-Benim adım Matmazel Julie,ve gördüğünüz gibi gülebiliyorum kahkaha atabiliyorum ama hala yaşamıyorum.
Ve bunları derken Dünya'dan uzaklaştılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Hikayeler.
Короткий рассказÇalışmalarımın baş kurguları, kısa halleri veya normal ve anlamsız şekilde yazılmış kısa hikayeler.