Merdivenleri hızla çıkıp yavaşça kapıyı çaldım. Yağmur ve sisin içinde iliklerime kadar donmuştum. Onu ilk gördüğüm günkü gülümsemesiyle Andy kapıda belirdi. Saçını özensizce toplamıştı. Ellerim cebimde ve en karizmatik sesimle "Merhaba tatlım sadece nasılsın diye bakmak istedim."dedim. Onu göremediğim her an çıldırıyordum.Siyah gömleğimin yakasını düzelterek "Ah içeri gel de sana kahve yapayım. Bu sisli havayı bir bardak kahve dışında hiçbir şey düzeltemelez." dedi içten bir sesle.
Soğuktan nefret ederdi. Kahveyi şekersiz içerdi. Onun iri gözlerini sadece aşık oldugu kişiye bakarken bu denli hayranlıkla ve gözden kaçırmanın verdiği endişeyle parladığını görebilirdiniz. Bunları biliyordum çünkü bana aşıktı. Ona sarılarak "Şekerli , bol köpüklü ve bardağımın dörtte birinde krema olsun lütfen." dedim. Ona sataşmayı seviyordum.
Kollarımdan sıyrılarak "Ah Jess, sana tuzlu kahve içereceğim ve sana temin ederim yüzündeki hiçbir mimiği buruşturamayacaksın." dedi kahkahayla.
Memnun olduğumu belirtircesine gülümseyerek başımı eğdim ve onu mutfağa doğru takip ettim. Andy kahveleri hazırlarken cilası çıkmış , sert ve bir o kadar da eski olan sandalyeye oturdum. Bu ev Andy'ye büyükanne Ella'dan kalmıştı. Aradan bir yıl geçmesine rağmen Andy onun yokluğunu kabullenmek istemiyordu. Güçlü gözükmesine rağmen üzüldüğünü biliyordum. O her zaman güçlü gözüken ama eve geldiğinde tek başına ağlayan buna rağmen ertesi gün daha güçlü olacağına söz veren , konuşmak yerine dinlemeyi seçen , eşsiz bir güzelliğe sahip olmasına karşın bunu duymaktan hoşlanmayan , hayattan tek beklentisi huzur olan biriydi. Evet , ona aşıktım ve bundan nefret ediyordum çünkü onu mutlu edemezdim.
Andy'nin sesi beni ürkütmüştü. "Birileri aşık olmuş sanırım , boşluğa bakıp düşünmenin tek bir sebebi vardır." dedi. Her zaman çok kıskanç ve sorgulayıcıydı.
Gözlerinin içine bakarak tekrarladım. "Evet hayatım , hemde seni gördüğüm ilk andan beri."dedim gülümseyerek. Bu tür sözleri bir çuval altına tercih ederdi.
"O zaman kahvenizi alabilirsiniz bayım."dedi ve gülümseyerek kahveyi bana uzattı. Neşesi yerine gelmişti.
Elinden tutup sandalyesine oturmasına yardım ettim " Lütfen bana katılın matmazel."dedim. Onunla kahve içmek yapılabilecek en güzel şeydi. Kahvesini gözlerini kapatarak kokladı. Basit şeylerden mutlu olurdu. Bardağı tutuşuna bile hayrandım.
Kocaman sırıtarak "Hey , birisini kahve içerken izlemek kötü şans getirir."dedi. Utandığında gözlerime bakamazdı.
Çenesinden yavaşça tutup bana bakmasını sağladım "Hayır tatlım getirmez."dedim gülümseyerek.
Bir yudum kahve aldı ve duvardaki Bayan Ell ile birlikte oldukları fotoğrafa bakarak "Şimdi burda olsa sana defolup gitmeni ve bir daha gelecek olursan tabutunu da getirmeni söylerdi." dedi.Gözleri dolmuştu.
"Beni severdi. Sadece bana biraz kek ikram edip biraz daha iyi biri olmaya çalışmam hakkında uzun bir nutuk çekerdi."dedim. Ella bütün insanları severdi.
Gözyaşını yavaşça silerek "Seni severdi ama bana her zaman dünyada milyonlarca erkek arasından senin dışında birini bulmamı çünkü senden asla iyi bir baba olmayacağını söylerdi." dedi. Sesi soru sorar gibiydi ve bu sefer gözlerimin içine bakiyordu.
Pisliğin teki olduğumu biliyordum. Işin komik tarafı bunu Andy de biliyordu ama her zaman sanki mükemmel biriymişim gibi davranmayı tercih ederdi. Sorun çıkarmayı sevmediğinden çoğu şeyi görmezden gelirdi. Kumar toplantılarımı , kaçak tütün ve içkileri , nereden geldiğini benim bile bilmek istemediğim paraları.. Bir keresinde evimde ona ait olmayan bir iç çamaşırı bulmuştu ve açıklama yapmak istediğimde sadece çenemi kapatmamı ve bu denli iğrenç bir iç çamaşırı giyen biriyle olduğum için asla göz yaşı döküp kavga etmeyeceğini söylemişti ama onun ağladığını biliyordum. Bazı yalanların insanlari mutlu etmek için var olduğunu ve bunun için kimseyi suçlamadığını söylerdi. Bazen bu kadar iyi olduğu için onu suçluyordum.
Gözlerinin içine bakmamıştım "Andy , neden tüm bunlara katlanıyorsun?" bilmek istediğim tek şeydi.
Kahvesini içerek "Neyden bahsettiğini bilmiyorum Jess."dedi. Biliyordu. Tabii ki de biliyordu.
Sadece anlamaya çalışıyordum "Elbette biliyorsun."dedim tek kaşımı kaldırarak.
Bana baktı. Zaman durmuş gibi baktı. Aslında bu bakış bile çoğu şeyin cevabımıydı " Neden sadece aşk demiyoruz?" Aşka aşık biriydi.
Gülümseyerek "Tatlım , bana katlanmak için aşktan fazlası gerekli." Elini alıp yavaşça öptüm.
Ciddileşerek "Bir gün gerçekten öleceğiz ve ben seninle kavga ettiğim her saniye için bile şükredeceğim."dedi ve gülümsedi. Her zaman böyle derindi. Derinden hisseder , derinden düşünürdü. Deniz kadar derin ve güzel. Gördüğüm en içten gülümsemeye sahipti. Içten ve derin. Bu onu haketmeyişimin sebeplerinden sadece biriydi. Şakalarına düşen perçemini kulağının arkasına kıvırdım güzel dudaklarını yavaşça öptüm. Bu sözünden sonra ne diyebilirdim ki zaten.
Kızcağını biliyordum ama söylemek zorundaydım. "Tatlım bu akşam iş seyahati için yurt dışına çıkıyorum ve uzun bir süre ortalıkta olmayacağım."dedim. Yalan söylemeyi beceremiyordum.
Her şeyi anlıyordu. "Gitmek istiyorsun değil mi?" dedi bitkin bir sesle.
Gözlerinin içine baktım "Tatlım bazı şeyler bizim elimizde değildir."dedim içtenlikle. Bunu söylemek yapabileceğim en zor şeydi.
"En son gittiğinde 2 ay boyunca sana ulaşamadım ve sen her zaman hiçbir şey olmamış gibi yeniden başlamak istiyorsun."dedi gözyaşını silerek.
"Geldiğimde kendimi affettireceğim Andy, sadece zorunda olmasam gitmeyeceğimi bilmeni isterim."dedim. Buna katlanamıyordum. Onu üzmek yapmak istedigim son şeydi. Ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm.
Arkamdan gelerek bana sımsıkı sarıldı. Sanırım bunun bir veda olduğunu anlamıştı. Sakin bir sesle "Pekala."dedi. Ona dönüp kollarımı zarif beline doladım.
Sadece mutlu olmasını istiyordum. "Ben yokken partilere gitme , yağmurda her zaman yaptığın gibi koşmak yerine camdan izlemeyi tercih et , çok fazla içme ve .."
Aniden sözümü kesti. "Çok fazla içmeyeceğim ve kendimi eve kapatmayacağım."dedi. Ne söylemek istediğimi benden daha iyi biliyordu. Başını omuzuma gömdü ve bana son kez sarıldı. Son kez.
Bir saniye daha kalırsam bunu yapamayacaktım. Kapıyı açtım ve çabucak söyledim :
"Ben yokken kapıyı kilitlemeyi unutma."
Ben hızla uzaklaşırken arkamdan gelen ince , narin ve ömür boyunca asla unutamayacağım büyülü sesi duydum.
"Beni sevmeyi unutma.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Fazlası
RomanceBazen milyonlarca sözcükle söyleyemeyeceğiniz şeyleri sadece gözlerinin içine bakarak anlatabilirsiniz. Bunun için aşktan fazlası gerekli.