Turn the lights out I'm gonna take you down under these sheets

53 7 19
                                    

Sevinç bendedir. Zevk benim. Bende yatar bütün özgürlükler.


Gözlerim acıyordu. Tüm gece uyanıktım. Düşüncelerim susmamıştı. Nasıl fark edememiştim daha önce bazı şeyleri anlamıyordum. Yorgun olmama rağmen , içimde kaynağını bilmediğim bir enerji vardı. Çok heyecanlıydım. Bu çok olmazdı bu yüzden şaşırmıştım. Bugün için ayrı bir hazırlanacaktım. Tuhaf bir şekilde bugünün özel bir gün olduğunu hissetmiştim. Bu yüzden erkenden hazırlanmaya başlamıştım. Duşa girmiş, saçlarımı şekillendirmiş, üzerime ise siyah dar pantolonumu , siyah t-shirt' ümü , siyah deri ceketimi çekmiştim. Hafifçe makyaj yaptıktan sonra vanilya aromalı parfümümü sıkmıştım. Aynada kendime bakmış , ve görüntümden memnun kalmıştım. Jimin'e hızlıca mesaj atıp parka inmiştim. Şansıma o da yakınlarda olduğundan hemen buluşabilmiştik. 

"Selam Jungkook bekletmedim değil mi?"

"Oh, hayır hem de hiç ve selam."

"Bugün çok güzel olmuşsun."

Tavşan olan utangaçlıkla cevap verdi.

"Teşekkür ederim. Sen hep öyle oluyorsun."

Amon , bu sevimli çocuğun cevabına güldü.

"Ah ama maalesef Bay Hoseok'tan başkasını gözüm görmüyor Jeon ama söz olmazsa seninle bir hafta çıkarım."

"Jimin... "

"Bu arada bugün ef- bir arkadaşım ziyarete gelecek. Sizi tanıştırmayı düşünüyorum. Tabii istersen."

Gerçi istemese bile Kim Lucifer onunla illaki tanışacaktı.

"İsterim tabii ki neden istemeyeyim."

Bir süre sessizce yürüdüler.

"Kız mı erkek mi pekii?"

"Erkek."

"Yakışıklı mı?"

Amon tiz bir kahkaha attı.

"Sanırım nikahına alacaksın hm?"

Tavşan olan utandı.

"Yaa meraktan soruyorum."

"Anladım anladım. Yakında görürsün ama inan bana ağzının suyu akacak. Sen dahil herkesin."

Jungkook çok meraklanmıştı. İçi içine sığmıyordu. 

"Jimin bana önerdiğin kitabı okudum."

Amon şaşırmıştı, bir günde bitirmiş miydi gerçekten? Yanındaki bedene dönmüş tebessüm etmişti.

"Beğendin mi bakayım?"

"Şey , beğeni biraz az kalabilir. Soluksuz okudum resmen. "

"Beğeneceğini biliyordum aslında. Gözlerinde gördüm."

Ve okula gelmişlerdi. Sınıflarına dağılmışlardı . Onlar derste iken Kim hazırlanıyordu. Dünya'ya inmeyeli uzun zaman olmuştu. Güzel görünmek istiyordu. Ekstra bir çabaya gerek yoktu ama uzun uzun düşündü . Sonunda ise fırfırlı siyah gömleğin altına siyah sıkı bir pantolon giyinmişti. Tabii giyinirken 19 yaşlarında şirin bir oğlanla couple gibi gözükeceklerinden habersizdi. Kim , girdap oluşturup Dünya' da bulunan evine inmişti. Etrafı biraz inceledikten sonra arabasına binmiş ve okula sürmüştü. Yolda giderken ise Dünya'ya göz attı. Kurallara uymayanlar , aç ve sefalet içindeki halk.. Bu Dünya Eloha'nın dünyasına dönüşmüştü gerçekten de. Kim gördükleriyle hüzne boğulmuş ' Ah , benim seçkinlerim..' diye düşünmekten kendini alıkoyamamıştı. Bunları düşünürken Amon'un tarif ettiği yere ulaştığını fark etmişti.  Hızlıca park etmiş , akın akın dışarıya çıkan öğrencileri görünce tam zamanında geldiğini anlamıştı. Kenara yaslanmış ve çıkan kişileri incelemişti. Çok geçmeden Amon'u gördüğünde hemen gözleri bahsettiği çocuğu aramıştı . Gözleri dalgalı saçlarıyla , sıkı pantolondan ortaya çıkan baldırlarıyla nefes kesen çocuğu bulduğunda Kim'in birden içi hoş olmuş ve hafif bir titreme uğramıştı bedenine.  Bu daha önce hiç olmamıştı . Nefeslerini düzenlemiş ve doğrulmuştu. Bu sırada tavşan olan her yeri kocaman gözleriyle inceliyor ve o tanıdığı arıyordu ama onu bulmak zor olmadı. Çünkü tüm kızların gözü tek bir yerdeydi hatta çoğu oğlanın da öyle. Zira Kim Lucifer karşılarında tüm heybetiyle duruyordu. Jungkook da gözlerini Kim'in bulunduğu yere çevirmiş ve göz göze gelmişlerdi. Tam o anda karnına ani bir ağrı saplanmış ve Kim'in hissettiklerinin aynısını hissetmişti. Bir süre olduğu yerde kalakalmış Jimin'in onu kolundan sürüklemesiyle hareket etmişti.

La tristesse du diableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin