Dying by the hand of a foreign man happily

50 7 10
                                    

Sevgi'yim, yüreğinizin derininde duyduğunuz. Benim sevgimdir, size

yaşama ateşi veren.



Nefes nefese uyanmıştım. Sanki boğazımda bir yumru vardı. Gözyaşlarım gece boyunca tenimi zedelemişti ama hala gözlerim doluyordu. İğrenç hissediyordum . Yatağımdan kalkmış ve banyoya gitmiştim. Yüzümü soğuk suyla yıkamış aynadaki görüntüme bakmıştım. Tiksinmiştim kendimden bir anlığına. İncelemiştim yüzümün her bir zerresini. Kusurlarla doluydu. Gözyaşlarım irademden habersiz akıyor, sanki ruhumun bir parçasını ateşe veriyordu. Kalbim sıkışmıştı . Banyodan hızlıca tekrar yatağıma dönmüştüm o sırada Bayan Jeon seslenmişti.

"Jungkook , kahvaltı hazır. Kursun var bugün . Geç kalmak gibi bir lüksün yok."

Bağırmak istedim, yalnız kalmak istediğimi söylemek istedim. Ağlamak istedim. Olmayan anneme sarılmak istedim hepsinin imkansız olduğunu bildiğimden halsiz halsiz hazırlanmış ve bir şeyler atıştırıp telefonuma bakmıştım. Elime almamı bekliyormuş gibi Jimin' den bir arama gelmişti. Hızlıca açmıştım.

"Alo."

"Selam Jungkook , nasılsın?"

"İyiyim sen nasılsın?"

Küçük olanın bunu söylerken sesi titremişti. Çünkü iyi değildi. 

"Bende iyiyimm. Ben şey diyecektim. Buluşmak ister misin bugün?"

Bay Jeon dikkat kesilmiş izliyordu. Zaten pek hali de yoktu Jungkook'un.

"Kursum var üzgünüm Jimin ama sonra buluşuruz olur mu?"

"Olur tabii şapşal neden olmasın? Kendine dikkat et o zaman . Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Bayan Jeon'un çatılmış kaşları karşısında iştahı kaçmıştı tavşan olanın.

"Bu aralar kendini çok kaptırdın. Sorumluluk sahibi olmak o kadar zor değil. Çocuk gibi davranmaya başladın yine. Kiminle konuşuyorsun sen sürekli?"

"Grup projesi için aramıştı arkadaşım. Kimse ile de konuştuğum yok Bayan Jeon. Ortalamam 98 düştü. Elimden gelen bu kadar. "

" Bir de cevap veriyorsun. Biliyor musun Jungkook aynı annen gibisin. Hayat tozpembe değil. Annen de göremedi bunu ve bak oğlunu yalnız bıraktı. Sen de onun yolundan mı gideceksin? "

"Annemi karıştırmayın lütfen ve benim hayatım da sizi sadece bir raddeye kadar ilgilendirir. Bu kadar karışamazsınız bana."

"Öyle mi? Babana derslerini saldığını söylesem ne olur Jungkook? Öldüresiye döver seni. Bu yüzden benimle olan üslubunu düzelt. "

Sessiz kalmıştı küçük olan. Ne diyebilirdi ki haklıydı. Bıkmıştı Jeon , tüm bu olanlardan , tüm bu kurallardan , tüm bu gerekliliklerden... Yorulmuştu . Hem de çok fazla yorulmuştu.

"Özür dilerim Bayan Jeon."

Demiş ve evden çıkmıştı. Gözlerindeki yaşlar bir türlü dinmiyordu. Her saniye zaten açık olan yaranın daha çok kanadığını hissediyordu. Koşar adımlarla kurs merkezine ulaşmıştı. Geldiği gibi başını sıraya koymuştu. Tüm hayatını düşünmüştü. Yaşadıklarını , yaşayacaklarını ... Canı çok acıyordu. Kurtarılmak istiyordu . İsyan ediyordu her şeye . Bunlar olurken gözleri ona ihanet etmiş ve yavaşça kapanmışlardı.


.........................



La tristesse du diableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin