Öyle çaresizdim ki zenginlikle kavrulan ailem, fakirlikle yanan sevgilim ama beni benden çok seven o adam Hany. Ben Anna. 19 yaşamda beni bu çaresizliğin içinde bırakan annem Garg. Aslında Hany'i seven babam Jack. Onun yanına gittim. Hany öyle bakıyordu ki, küçük bir kasabada buluştuk. Onla simit yemek bile eğlenceli geliyordu bana. Beni ne kadar sevdiğini her buluştuğumuzda anlatıyordu bana onunla olduğum bir an bile saatler gibi geliyordu. O gece birlikte balık tutmuştuk. Bön bön gözleriyle bize bakıyordu o balık. Kıyamadım saklayalım dedim. Kıramadı beni buzdolabında bakıyordum ona adını sıcay koymuştuk. Doğacak çocuğumuzun ismini hep sıcay koymak istemiştir. Kahve falında,el falında hep sıcay ismi çıkarmış bu yüzden çocuğunuzun ismini hep sıcay koymak istiyor. Ona hayır diyemeyeceğimi oda biliyordu. Eve çok geç geldim herkes uyuyordu. Usulca yatağıma girdim. Sabah olmuştu. Kalp şeklinde balonlara pencereden uyandırdı beni. Onunla olmak öyle güzeldi ki. Annem Garg sesini duydum. Hemen perdeyi çekip anneme baktım kahvaltı ya çağırdı beni. Yüzüne perdeyi kapatmakta öyle yanlış yaptım ki. Perdeyi tekrar açıp ona paktın camı açtım ve ona küçük masum bir öpücük attım. Kahvaltıya gittim. Yemeğimi hemen yiyip dışarıya çıktım. Annem kolundan tuttu "yine o fakir adamın yanına demi" Anne onu aşağalamayı bırak.mavi gözleri sarı saçlarıyla kapıdan çıktığımda karşımda duruyordu. Elimden tuttu ve hızla yürümeye başladı. Nereye gideceğimızi o kadar merak ediyordum ki. Geldiğimiz yer küçük mumlarla süslü tatlı bir kasaba. Oturakları ve masaları ırmağa bakan o küçük tatlı kasaba. Kağıt,kalem,şişe ve küçük tatlı bir kapak. Üç tane dilek hakkın var meleğim kağıda yaz ve şişenin içine koy. Sonra bende koyacağım ve birlikte onu ırmağa atacağız.dileğini yazdım. Hany ile evlenmek,çocuğumuz olması ve çocuğunuzun isminin sıcay olması. Hany'de minik tebessüm ile gülümseyerek yazıyordu. Anna ile evlenmek,çocuğumuz olması ve çocuğumuzun isminin sıcay olması. Hany ekimi tuttu elime şişeyi verdi ve şişeyi birlikte sıkarak ırmağa attık. Hany elini tutarak bu şişe ne zaman bir dağ'a çarpıp kırılırsa o zaman dileklerimiz kabul olacak. Çok mutluydum . beni evime bıraktı. Ve evine gitti. Kulağıma yavaşca fısıldadı. seni yarın ailem ile tanıştıracağım. Saat 09:00 'da. Diyerek yanından ayrıldı. Çok heyecanlıydım.sabah oldu kuaföre gittim. Annem ağlayarak kuaföre geldi. "Kızım babanın şirketi batmış çok kötüyüm yardım et bana" çaresizdim annemle gidip onu tesellimi etseydik yoksa hayatımın aşkı hany'ın ailesi işlemi tanışsaydım. Anneme üzgünüm diyerek yanından ayrıldım. Hany'ın yanına gittim.ailesi beni bekliyordu bayağa sohbet ettik. Sonra kapı çaldı. Kapıyı açtım ve karşımda güzel giyimli tarzı ve parfüm kokusu ile ortalığı yakan o adam ona yaklaşarak adınız ne beyefendi dedim. Bana cevap verdi "adım sıcay" Hany birden ürktü. Adam içeri girebilirmiyim dedi. Hany 'an annesi titriyordu. Elleri ayaklarına dolaştı. Adam başladı konuşmaya "Hany biliyorum bana kızgınsın ama lütfen beni affet ben senin baban garg hayatım sen nasılsın duyduğuma göre evlenmişsin. Ama oğlum bundan sonra benimle yaşayacak diyerek. Hany e sordu oğlum benimle gelmek istiyormusun Hany cevap verdi evet baba"sesi titreyerek.annem'i babamı gördüm karşımda davet etti sıcay onları bu villaya. Hany sıcay 'a biz evleneceğiz dedi. Sıcay tabii oğlum istersen tüm masrafları ben karşılamak isterim. Dedi. Hany teşekkürler baba dedi. Ben Hary 'ın elini tutarak evleneceğimiz yer o küçük kasaba olsun dilek dilediğiniz kasaba olsun dedim Hary elbette dedi dügünümüzde üç koltuk vardı tek koltukta da sıcar bön bön bakan balıgımız oturuyordu. Tok diye. Bir ses geldi Hary ırmağa yaklaşarak şişenin kırıldığinı gördü. Evlendikten çüzdanımızı ben aldım o gece yatağımıza gittik. Bir hafta sonra doktor "tebrik ederim. Hamilesiniz "dedi. Tam 9 ay 9 ay bekledim ve hastaneye gittik nur topu gibi bir oğlum oldu. Hany'ın babası onu kucağına alarak " senin adın sıcay senin adın sıcay"
:-) :-) :-) :-) :-) :-) :-) EVLİ MUTLU ÇOCUKLU :-) :-) :-) :-) :-) :-) :-) :-) günler geçti çok mutluyduk. Oğlumuz sıcay ben ve Hany. O akşam eve çok geç geldi Hany. Kapıyı açtığımda elinde 8-10 poşet. Terler içinde içeri girdi. Poşeti açıp baktığımda bir sürü ayıcık,kaplumbağa,fare,kamyon,plastik araba ve daha sayamadığım kadar oyuncak gerçekten onun direnişi harika bir baba olmaya çalışması beni çok mutlu ediyordu. Garip garip sesler çıkarıp çocuğumuz sıcay'ı güldürürken onları izliyordum. Birden fark etti yanıma geldi. Ve birlikte uyuduk.sabah anna anna anna diyerek beni kaldırdı. Kalktığında kalp şeklinde yumurta, meyve suyu' bebek maması ve bir çok şey. Kahvaltı yaptık. Ve o ses ingaaaaaaa ingaaaaaaaa sıcay ağlıyordu. Odasına gitti. Sıcay'ı aldı. Bezini değiştirmek için alıyordum. Hany elimden tuttu. Çocuğumun bezini ben değiştireceğim dedi. Çok komiklerdi ilk başta ters bağladi sonra değiştirdi. Harika bir gün geçirmiştir