2.Bölüm "Kafe"

142 7 8
                                    


Multide Çisil

Aklıma gelen fikir ile gülümsedim...

" Arzu bir planım var."
"Neym-iş o. Bak sakın Kaan'ı üzmeyelim."
"Merak etme. Şimdi planımız şu. Sen Doğukan ile iyi anlaşıcaksın. Bende Kaan'ı gözlemliycem. Senj iyi arkadaşı olarak mı görüyor yoksa başka mı, öğrenicez. Ama bunu intikam gibi anlama. Sadece sevgisini ölçücez"

Bu dediğim karşısında ellerinin tersi ile göz yaşlarını sildi. Zoraki olsa da gülümsedi.

"Çok iyi bir dostsun Çisil" Diyip bana sarıldı. Kulağıma eğilip de "yapıcam bunu" diye fısıldadı.

Arzu kendini toparladığında sınıfa gittik. Şanslıyız ki aynı sınıftayız.
Dersin başladığını fark etmemiz uzun sürmedi. Kapıyı tıklatıp içeri geçtik.

"Hocam özür dileriz"
"Önemli değil kızlar, geçin yerlerinize"

Kafamızı 'tamam' anlamında salladık. En arkadaki yerimize kurulduk. Ders coğrafya olduğu için ders kitabımı ve bir kaç kalem çıkardım. Ellerim ile başıma destek yapmış, dersi dikkatlice dinliyordum. Biraz inek olabilirim. Hoca tahtaya soru yazmış ve listeden birilerini seçiyordu.

"Çisilcim bu soruyu yap bakalım."
"Peki hocam"

Tahtaya doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Tahtadaki soru biraz zordu. Cografyam iyiydi. İlgili değildim ama yapıyordum, bir şekilde. Belleğimi iyice zorlayıp soruyu çözdüm. Hocanın bana şaşkın şaşkın baktığını görünce;
"Hocam bir sorun mu var?"
"Bu soru fazla zordu. Aferin sana Çisil." Dediğinde gülümsemeden edemedim.
"Teşekkürler hocam" Sınıfa doğru döndüm ve 'eyvallah' işareti yaptım ve sınıf alkışlamaya başladı
Birşey demeden sırama geçtim. Mesaj sesi ile irkildim. Enes'ten gelmişti.

Kimden:Yakışıklı Ego
Nerdeydin??

Bu kadar sinirlenmeye ne gerek vardı ki? Tatlıya bağlıyabilirdi. Ama o Enes'ti. Sonları kötü biten..

Kime: Yakışıklı Ego
Arzu'nun yanıdaydım.

Kimden:Yakışıklı Ego
Niye haber vermedin??

Kime: Yakışıklı Ego
Snra sınıfa geçtik de ondan.

Kimden:Yakışıklı Ego
Öyle olsun bakalım

Kime:Yakışıklı Ego
Ben yalan söylemiyorum valla. Bahçeye gel, orada konuşsak?

Kimden:Yakışıklı Ego
Tamam, Çisil.

Yaklaşık 5 dakika sonra zil çalmıştı. Arzu'ya biraz sonra geleceğimi belirttikten sonra hızlı adımlarla bahçeye çıktım. Kavga etmek şu an en son istediğim şeydi. Enes'i gördüğümde o yöne gittim. Aramızda bu konuyu konuşup halletmiştik. Elimi sıkıca tuttu.

"Okuldan çıkalım, birşeyler yaparız" Diye fikirde bulundu.
"Olur hem son derste birşey yapmayız" Dedim gülümserken. Dışarı çıktığımızda telefonum çalmaya başladı. Arayan annemdi. Enes bana 'o kim?' bakışlarını fırlattı. Bende 'annem' diye fısıldadım. Kafasını olumlu anlamda salladı.

"Efendim anne"
"Tatlım akşam misafirliğe gidicez. Orada senin yaşında bir kız da var"
"Tamam anne gelirim
"Geç kalma ama"
"Tamam anne"

Enes bana ne olduğuni sorduğunda, konuşmamızı anlattım. Başıyla onayladıktan sonra arabasına yöneldik. Arabaya bindiğimizde kimseden ses çıkmıyordu. İlk konuşan ben oldum.

"Ee sen napıyorsun"
"Adam dövüyorum" Diyip sırıttığında, bende sırıtmasına karşılık verdim. Araba durduğunda geldiğimizi anlayıp indim. Burası bir kafeydi. Bizim ilk tanıştığımız kafe. Bence o güne geri dönelim.

Lise 1'de~

Okuldan sonra yürüyerek eve dönüyordum. Arzu'nun seslenmesi ile o yöne döndüm.

"Kanka kafede birşeyler içelim mi?"
"Olur ben anneme haber veriyim"
"Tamam"

Annemi aradığımda, kafe için izin aldım. İzin verdiğinde Arzu'yla kol kola kafenin yolunu tuttuk. İçeri geçip bir masa seçtiğimizde, bir çocuk gördüm. Oha! Bu inanılmaz yakışıklıydı! Arkadaşları koyu bir sohbet içindeydi fakat o gözlerini bir yere sabitlemiş, kendini sohbetten çıkarmıştı. Baktığı yöne döndüm. Sahil kenarına bakıyordu. Huzurlu ortamları mı tercih ediyordu?

Sonra yerinden kalktı, benim ona baktığımı fark ettiğinde hafiften sırıttı ve göz kırptı. Birşey demeden kafeden çıkıp gitti. Açıkcası çok şaşırmıştım. Utancımdan önüme döndüm. Neyse sonra bizim okuldaymış, fakat benden bir yaş büyük. Biz tatlı tatlı kavga edip, yakınlaştık birbirimize. Onu ben değiştirmiştim. Karanlıktan bir nebze olsun kurtarmıştım. Bu çok kolay olmamıştı, beni biraz da karanlığa sürüklemişti. Ama ben ona aşıktım, hemde fazlasıyla..

Şimdiki zaman..

Bu kafeyi gördüğümda yüzümde hafif tebessüm oluştu.

"Burası ilk tanıştığımız yer. Hatırlıyor musun?"
"Evet. Beni kesiyordun"
"Ama ben katil değilim ki?" Espri yeteneğimi kullandım.
"Ah, Çisil" Deyip sırıttı. Ve ekledi.
"Sana bayılıyorum çünkü çok safsın, ayrıca komik ve tatlısın" Bunu duyduğumda içimdeki sevinç kat kat artmıştı.
"Teşekkürler aşkım"

2 saat sonra..

Enes beni evime bırakmıştı. Teşekkür edip yanağından öptüm. Arabadan koşturarak indim. Arkama baktığımda Enes benim içeri girmemi bekliyordu. Öpücük attım, o da el işaretleri ile 'eyvallah' yaptı. Allah aşkına, kim sevgilisine 'eyvallah' der ki? Göz devirdim sadece. O da sırıttıktan sonra arabayı çalıştırdı. Zili çaldığımda annem açtı.

"Hoşgeldin tatlım, biraz acele et. Damla ile iyi anlaşacagını umuyorum"
"Bilmem ki. Neyse ben yukarıdayım"
"Tamam tatlım"

Yukarı odama çıktım. Üstüme beyaz sade bir T-Shirt giydim. Altıma dar, hardal rengi pantalonumu geçirdim. Kahverengi ve beyaz rengi bilekliklerimi taktım
Saçımı tarayıp, serbest bıraktım. Pembe parlatıcımı da sürdüm. Çanta falan almadım. Telefonumu cebime tıktıktan sonra aşagı indim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAHTE SEVGİ (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin