1

145 29 14
                                    

şehvetli dakikalar ve beraber arsız dokunuşlar sabaha 6 kala son buldu.

//4

Ağzına kahve bardağını götürdü. Tatilden sonra işe gelmek büyük bir hataydı. Her yeri ağrırken iş yapmak çok zorluyordu Katsuki'yi.

Bilgisayar ekranına karşı somurttu. Hafta sonu bir rüya gibi geçmesine karşın, haftanın ilk günü rüyaya tezat bir kabus gibi başlamıştı.

Katsuki omuzlarını gerdirdi. Güne yorgun başlamak, haftayı yorgun bitirmek demekti ve bu, olmasını dileyeceği son şey bile değildi. Lanet okudu. Kaşlarını çatmış memnuniyetsiz bir simayla dosyaları kontrol etmeye devam etti.

O kadar çok somurtmuştu ki, onu fark eden Uraraka dikkatle onu izlemeye başladı. Çok korkunç gözüktüğünü düşündü.

-Bakugou, iyi misin?

Katsuki'nin tam karşısında duruyordu. Katsuki ilk duymadı, ama ikinci kez ona seslendiğinde gözlerini ona çevirdi.

-Hm?

Kendisine bakan Urarakaya tepki verdi. Şimdi o bir şey demesini bekliyordu.

"Yorgun gözüküyorsun Bakugou" Uraraka gözlerini, Katsuki'nin odasının iki kapı arkasında duran odaya çevirdi. Yavaşça yüzünün şekli değişti, daha çok hülyalara dalacak gibi gözüktü. "Yeni ceo gelmiş, odasında duruyormuş."

Uraraka'nın yanakları kızarmıştı. Katsuki arkadaşının bu anlam veremeyen davranışlarına karşı boş bir bakış attı.

-Ee, ne bu tavırlar?

Uraraka, Katsuki'nin bu tutumuna kaşlarını çatarak baktı.

"D-demek istediğim, ceoya bir selam vermeyecek misin Bakugou? Senin iki kapı arkandaki odada oturuyor. Ne kadar da yakınında, benim odama çok uzak.."

-Pffffffff. Sadece tipini beğendiğin birine karşı ne kadar da patavatsızsın Ochako. Daha adamı tanımıyorsun bile.

Uraraka, daha da kızarmış, sinirle elinde tuttuğu dosyayı Katsuki'nin kafasına vurmuştu.

-HEY! Acıtıyorsun ama!

Katsuki elini kafasına götürdü. Zaten her yeri ağrıyordu. Sağ olsun Uraraka da kafasına dosya vurmuştu. Nedir ki ansızın başlayan duygu? Yüzünü bile görmediği birine karşı hem de.

Uraraka, Katsuki'ye mahcup bir şekilde gülümsemiş, daha da bir şey demeden odasına gitmişti.

-Salak kız. Sadece tipini beğendiği birine nasıl bu kadar,

cümlesi, ansızın yükselen çağrı ziliyle ortadan kesilmiş, kendisini uyarmıştı.

Bu zil, ceonun odasına bağlıydı. Herhalde yeni ceo bir merhabalaşmak istiyor, asistanının kim olduğunu bilmek istiyordu. Katsuki, ceo'nun kendisini insandan sayması ve gözünde saygın birisi olarak kalma düşüncesiyle ayaklandı. kesinlikle iyi biri olduğu düşüncesini aşılamak istedi ceo'ya.

Katsuki yerinden kalktı. Hemen yanındaki tezgahtan gerekli şeyleri aldı, kahve hazırladı. sabahı doruklarda yaşatacak kadar acı, ve öğleni bir o kadar hızlı getirecek karanlıkta bir kahveydi.

Kahve olduğunda, kahveyle birlikte yeni ceonun odasına doğru ilerlemeye başladı.

İlk kapıyı geçti, ikinci kapıyı da geçti. Odanın kapısını tıklattı ses gelmedi, biraz bekledi ama ses gelmeyince içeri girdi Katsuki.

İçerde kimse yoktu. Katsuki biraz şüpheyle içeri girmişti. Zilin çaldığına emindi. Ama neden kimse yoktu? Her neyse, kahveyi bırakıp çıkardı o zaman.

diamonds, dekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin