4. Bölüm: Kâbus

64 14 1
                                    

"Hayır Kim Jin! Bunu bana yapmadın. Buna inanmak istemiyorum. Beni en yakın arkadaşımla aldatmadın. O, Choi Yuna bana bu ihaneti yapmaz!" Yüzüne içimdeki bütün öfkeyi kusuyordum Kim Jin' e karşı. "Onun seni, senin onu sevdiğin kadar sevdiğini ve değer verdiğini mi sanıyorsun? O seni kullanıyordu!" Yüzüme baka baka hem suçunu kabul ediyor hem de Yuna' ya atıyordu. "Peki ya sen? Senin ondan eksik kalır yanın var mı ki? Duygularımı, gururumu kullandın Kim Jin! Senden nefret ediyorum!" Yüzüme hüzün ve alayla karışık bir ifadeyle baktı. "Benden nefret etmiyorsun Lee Eun-Ri. Bana hâlâ aşıksın. Ama ben, ben gerçekten üzgünüm. Bu duruma gelmemizi istemezdim inan bana. Ona karşı hissettiğim duyguların bu kadar büyüyeceğini ve ileri gideceğimi bilmiyordum. Biliyorum bir şey değişmeyecek ama özür dilerim." Ona acıyarak baktım. Nasıl bu kadar gurursuz olabiliyordu? "Hayatımdan çık git. Bir daha senin suratını bile görmek istemiyorum!" dedim. Ona son bir kez bakıp,akan gözyaşlarımı ve kırılmış gururumu da yanıma aldım ve koşarak oradan uzaklaştım. Kim Jin bana "Lee Eun-Ri!" diye bağırdı.

Bir tetik çekilme sesi duydum ve arkamı döndüm. Cha Soo Bin -benden hoşlanan çocuk- Kim Jin' e nişan almış, tetiği çekmek üzereydi. "Hayır! Kim Jin!" dedim. Artık çok geçti. Cha Soo Bin, Kim Jin' in ölümüne sebep olmuştu. Kim Jin' in başına gidip hüngür hüngür ağladım. Sonra adımın söylendiğini duydum."


"Lee Eun-Ri! Uyan!" Chan hyung bana adımı söyleyip dürterek uyandırdığında hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. "İyi misin unnie?" diye soran Jeongin' e hayır der gibi başımı salladım. İyi değildim. Bana bir bardak su uzatan Minho hyunga "Teşekkür ederim." dedim. Başını önemli olmadığını söylercesine salladı. "Gel bir elini yüzünü yıkayalım." dedi Chan hyung. "Tamam. Siz inebilirsiniz. Teşekkür ederim." dedim ve tuvalete yöneldim.

Elimi yüzümü yıkadım ve biraz sakinleştikten sonra aşağı indim. "Lee Eun-Ri, iyi misin? Senin için endişelendik." dedi Jisung. "Evet, şimdi daha iyiyim. Endişelenmeyin. Gördüğüm kabusların etkisinde çok kalıyorum. Ama merak etmeyin ve teşekkür ederim." diyip boş kalan tekli koltuğa oturdum. "Peki o zaman, sorun yoksa artık kahvaltı edelim mi? Biliyorum patavatsızlık ediyorum ama gerçekten çok acıktım." dedi Hyunjin. Kafa sallayıp masaya oturduk ve sessizce yemeğimizi yedik. Sonra sofrayı hep beraber topladık ve herkes kendi odasına çekildi.

Gördüğüm kâbusu eski sevgilim Kim Jin öldüğünden beri görüyordum. Daha doğrusu bu bir kâbus değil Kim Jin' in ölümüydü. Aynı bu şekilde öldürülmüştü ve ben hâliyle etkisinde kalmıştım. Cha Soo Bin beni seviyordu ve bana yapılan ihaneti o da kaldıramamıştı. Düşünüyorum da ona bir şans versem her şey çok farklı olabilirdi ama o zamanlar Kim Jin ile sevgiliydik. Sonrası hüsran zaten. Ama şu an gerçekliğe dönmeliyim. Yani şu ana.

Düşüncelerimden kapımın tıklanmasıyla ayrıldım. "Gel!" diyerek kapıya doğru seslendim. İçeri giren kişi Seungmin' di. "Girebilir miyim? Rahatsız etmiyorum değil mi? Eğer müsait değilsen-" diye arka arkaya sorularını dizdiği sırada sözünü bölüp "Girebilirsin, rahatsız etmiyorsun ve müsaitim." dedim. Seungmin yanıma gelip "Sakıncası yoksa yanına oturabilir miyim?" dedi. Başımla onayladım. "Daha iyi misin? Solgun görünüyorsun. Etkisinden hâlâ çıkamamış gibisin." dedi. "İyiyim, sadece dediğim gibi, kâbuslarımdan etkileniyorum." dedim. "Peki özel olmazsa bir şey sorabilir miyim?" Kafamı evet anlamında salladım. "Kim Jin. Senin için önemli biri galiba. Yanına geldiğimizde sürekli onun adını sayıklayıp hıçkıra hıçkıra ağladın." "Seungmin bunu sana söylemek hiç içimden gelmiyor. Üzgünüm. Sadece şunu bil ki o benim kalbimde açılmış ve hiç kapanmayacak bir yara." dediğimde gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Ona bu konudan bahsetmek istemiyordum.

"Eun-Ri. Beni bir arkadaşın, dostun gibi gör. İstediğin zaman, istediğin gibi bana içini dökebilirsin. Seni her zaman dinlerim. İyi bir dinleyiciyimdir, her ne kadar tavsiye veremiyor olsam da. İnan bana yanımda rahat olabilirsin." Söylediği cümleler içimi o kadar ısıttı ve rahatlattı ki, bir anlığına ona anlatmak istedim olan biteni ama yapamazdım. Kimsenin bunu bilmesini istemiyordum. Acım bana kalsa en iyisi. "Ben şimdi gidiyorum, dediklerimi de unutma. Bir şey olursa yan odada Felix ile beraber kalıyorum, istediğin zaman gelebilirsin." dedi ve kapıya yöneldi. "Teşekkür ederim Seungmin." dedim ve gülümsedim. O da yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.



 O da yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şuna bakın peri gibi...🤧❤️

Secluded(Kim Seungmin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin