3. Bölüm: Tanışma

82 17 5
                                    

Karşımda kapıdan dışarı başlarını sırayla uzatmış 8 çocukla karsilastim. Onlara şaşkın bir şekilde baktığım sırada içlerinden çilli sarı saçlı olanı bana "Merhaba" dedi. Ben de "Merhaba" dedim ve kafama kendimi açıklamam gerektiği bilgisi dang etti. "Aa merhaba ben Lee Eun-Ri. 18 yaşında lise son sınıf öğrencisiyim ve dün sabah bindiğim otobüsün şoförü tarafından kaçırılıp ormana bırakıldım ve bırakıldığım ormanda kayboldum. Uzun uğraşlar sonucunda bulduğum şelalenin oradaki tabela bana bu yol üzerinde ilerledikten sonra kavşağa çıkacağımı gösteriyordu. Aşağıdaki yolda evinizi gördüm ve yardım istemek amaçlı buraya geldim. Umarım rahatsız etmiyorumdur." dedim ve uzun süredir konuştuğumu anlayıp son cümlemi de kurup bitirdim. Çenemi kapatıp cevap vermelerini bekledim.

İçlerinden en uzun olanı konuşmaya başladı "Merhaba. Hoşgeldin Lee Eun-Ri. İçeri gel lütfen yorgun görünüyorsun. Biraz soluklanıp dinlen." dedi ve geri çekilip içeriyi gösterdi. Çekinerek baktığım sırada en kısa olan bana "Merak etme sana zarar vermeyiz. Rahatsızlık da vermezsin. İçin rahat olsun girebilirsin." deyip başını salladı. "Teşekkür ederim. Çok sağ olun." dedim ve içeri girdim.

Sırayla kendilerini tanıtmaya başladılar.
"Ben Bang Christopher Chan ama arkadaşlarım bana kısacası Chan derler. En büyükleriyim. 20 yaşında üniversite 1. sınıf öğrencisiyim ve Avustralyalı' yım. Memnun oldum." dedi ve gülümsedi. Gerçekten çok sempatik bir abi Vibe' ı veriyordu. Yanındaki arkadaşı devam etti "Ben Seo Changbin. Chan ile aynı sınıftayım. 2 numaralı hyung benim." Beni kapıdaki karşılamasından belliydi hyung olduğu. "Ben Lee Minho. Aralarındaki akıl yaşı olarak en üstün kişi benim. Benimle birçok kız flört etmek ister sen de istersen yadırgamam. Bu arada ben 2. sınıfım 1 yaş erken başladım. Ama 19 yaşındayım." dedi. Ona anlamsız bakışlar attım. Sonra yanındaki devam etti "Ben Hwang Hyunjin. En uzunlarıyım. 19 yaşındayım ve lise son sınıfım. Minho' nun dediklerine aldırma ve kusura da bakma, kendini fazla beğenmiştir." dedi. "Anladım" der gibi başımı salladım ve gülümsedim. "Ben Lee Felix. Chan hyung gibi ben de Avustralyalı' yım. 19 yaşındayım. Lise son sınıfım. Hyunjin ile aynı sınıftayım. Seninle tanıştığıma memnun oldum." dedi ve hafif bir şekilde gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. "Ben Han Jisung. İstediğin şekilde hitap edebilirsin. Ben de diğerleriyle aynı sınıfta ve aynı yaştayım. Memnun oldum Bayan Lee. Şeref verdiniz." dedi ve elimi hafif tutup öptü. Changbin hyung Jisung' un eline hafiften vurdu ve bana dönüp "Kusura bakma bu böyle hep komiktir, çok severiz biz onu." dedi ve Jisung' un başını koltuğunun altına alıp okşadı. "Sorun değil. Teşekkür ederim." dedim ve başımla selam verir gibi hafif eğildim. Jisung' un yanındaki çocuk "Hoşgeldin Lee Eun-Ri. Ben Kim Seungmin. Felix, Hyunjin, Han ve ben aynı sınıftayız. Ben de onlarla yaşıtım ama ay olarak en küçük olan aralarında benimle. Memnun oldum." diyerek kendini tanıttı. Son olarak en küçükleri olduğunu düşündüğüm kişi kendini tanıtmaya başladı. "Merhaba unnie ben Yang Jeongin. Hepsinin küçükleriyim. 17 yaşındayım. Lise 3. sınıfım. Hyunglarımı çok seviyorum. Hoşgeldin." dedi ve koskocaman gülümsedi. Gülümsemesi içimi ısıttı ve kanımın ona kaynamasını sağladı. Çok tatlı bir kardeş gibiydi. Benim kardeşim yoktu ama çok mutlu olmuştum. "Teşekkür ederim beni ağırladığınız için ve ben de memnun oldum." dedim ve gülümsedim.

"Hadi içeri gidelim de bize şu başından geçenleri anlat." dedi Han. "Önce bir otursun kız istersen bi' yemek yiyelim hep beraber he? Ne dersin Han?" dedi Hyunjin. "Hee doğru yemek yemedik değil mi biz? E hadi bari yiyelim." dedi Han ve yemek masasına oturduk.

Yemeğimizi yedik ve koltuklara oturduk.
"Hadi bakalım başla." dedi Minho'. Ben de anlatmaya başladım...

"Harbi film gibiymiş bee." diyerek durumu özetleyen Jisung' a başımı salladım. "Gel bakalım yorulmuşsundur. Sana odanı göstereyim. Kimse kullanmıyor rahat edebilirsin." dedi Chan hyung. Başımı salladım ve onunla beraber merdivenlere yöneldim. Arkamdan koro halinde "İyi geceler!" diyenlere dönüp "İyi geceler." dedim ve Chan hyungun arkasından yukarı çıktım.

Bana gösterdiği oda çok güzeldi. Sade ve hoştu. "Teşekkür ederim. Rahatsızlık veriyorum." dedim ve minnet edercesine başımı salladım. "Teşekkür etmene gerek yok ve rahatsızlık da vermiyorsun. Dolabın içinden sana uygun bir şeyler bulabilirsen giyin ama malûm erkek evi. Ben çıkıyorum. Banyoyu kullanmak istersen kullanabilirsin. Bir ihtiyacın olursa hepimiz saat 01.00' e kadar ayaktayız, uyumuyoruz. İyi geceler." dedi ve arkasını dönüp kapıyı kapattı.

Dolabı açıp üzerime uygun bir şeyler giyindim. Yatak başlığının yanındaki prize telefonumu şarja taktım. Yorganı kaldırıp sıcacık yatağa uzandım. Çok yorulmuştum ve hemen uyumak istiyordum. Onlara gerçekten minnettardım. Düşüne düşüne uykuya daldım.

Şuraya bir Stray Kids fotosu bırakıp gidiyorum.

Secluded(Kim Seungmin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin