Galiba...

1K 74 48
                                    

 

Yine okul,yine dersler ve yine berbat bir gün.Şu an azcık mutluluk kırıntıları taşımamın tek sebebi yanımda çok yakışıklı olan birinin oturması.Kim mi?Tabiki Hıçkıdık.Dördüncü dersin son dakikalarındayız ama ben sıraya boylu boyunca yatışlara geçmiştim.Birazdan ağzımın suyu akacak valla.Tipim kaydı ya la.Hıçkıdık'ta  sıranın üstünde telefonuyla uğraşıyordu.Ben uğraşsam kızarlar.Çocuğa hiç bir şey demiyorlar.Bıkkınlıkta kıpırdandım kafamı koyduğum sırada.

''Sarışın uyuyamadın heralde.''

''He Hıçkıdık uyuyamadım.Off ne zaman çalacak bu zil.'' dedim bıkınlıkla dolup taşan sesimle.

''Daha on beş dakika var.''

''Off uykum var ama benim.Bu sıra çok sert.''Diye atara geldim sıraya karşı. 

''Gel buraya.'' 

 Bileğim tuttu ve hafifçe kendine çekti.Ee haliyle kafamı sıradan kaldırmak zorunda kaldım.Diğer eliyle kafamı göğsüne bastırdı.Ben şaşkınlıkla gözlerimi açmışken o muzhipce sırıtıyordu.

''Uyu sarışın.'' Dedi sırıtmaya devam ederken.Kendimi kaldığım şoktan kurtarıp konuşmaya başladım.

''Hıçkıdık hoca var.Ne yapıyorsun?''

''Bir şey demiyeceğinden eminim.Uyuyacak mısın artık sen?''

 Bir cevap veremedim.Hoca zaten serbest bırakmıştı.Okulun başları diye bir şey demiyorlardı ve gerçekten uykum vardı.İyice ağırlaşan göz kapaklarımı kapattım ve Hıçkıdığın huzur verici kalp atışlarıyla uykuya daldım.

    ♪ ♫ ♪ ♫ 

 Azıcık uyuyalım diyoruz hemen uyutmayın zaten.Çalan zile kızıyordum şu an.Neden çalarsın ki?Şurda uyumaya çalışıyorum.Hemde Hıçkıdığın göğsünde,kalp atışlarını duyarken.Uykumu kaçıran zile beddualar ederek başımı kaldırdım.Hıçkıdığa baktığımda o da uyuyakalmıştı.Lan ben seni yerim.Nasıl uyumak o öyle?Tipe bak.Oyşş.

+Kenidne gel Astrid.Kızım mal mısın?Normale dön.Şu an karşında acayip şeker tatlı duran uyuyan bir Hıçkıdık olabilir ama sen Astrid Hofferson'sun.Saçmalama.

 İç sesime uyup saçmalamayı kestim.Ve Hıçkıdığı uyandırmaya çalıştım.

''Hıçkıdık zil çaldı.Uyan.''

''Hıı...''

''Zil diyorum çaldı diyorum kalk diyorum.''

''Ta..mam...'' Dedi uykulu sesiyle.Kafasını geriye attı ve esnemeye başladı.Ama bu hali çok tatlı yhaaa.Onu izlediğimi fark etmiş olacak ki bana sen hayrıdır bakışlarını attı.

''Noldu sarışın aşık mı oldun?''

Ters bakışlarımı ona gönderip sinirle kafamı öne eğdim.Gıcık işte nolacak.Ego yığını ,megoloman.

''Tamam.Kızma hemen.Sarışın.''

''Bana sarışın deme.''

''Neden?''

''Sevmiyorum çünkü.'' Sinirle önüme döndüm ve sıraya bakmaya başladım.Ne güzel bir sırasın sen öyle.Aklım çorba oldu ya.Az önce sıraya iltifat ettim tövbe.Bella'da ortalıklarda yoktu ki yanına gitsem.Yakından gelen başka bir erkek sesi gözlerimi sıradan çekmemi sağladı.

''Hıçkıdık müaitsen bir konu hakkında konuşmamız lazım.''

 Gözlerimi karşımdaki mavi gözlü çocuğa diktim.Adı Andy'di.Tuaf bir şekilde ikizime benziyordu ve bu bana hüzün veriyordu.Onu kaybetmiştim.Bulmam imkansızdı.Sadece adının aynı olması ve ona benzemesi o olacağını göstermezdi değil mi?Dolan gözlerimi önüme çevirdim.Onu özlemiştim.Neden ona benzemek zorundaydı ki?Neden?

Karanlıktaki IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin