Cemre'nin AğzındanSabah uyandığımda vücudum dünkü kadar olmasa da ağrıyordu. Şaka maka 2 gündür uyuyordum. -Tuvalet yemek hariç -
Kendimi zorlukla banyoya attım. Yüzüme baktığımda hâla morluklar vardı ama dünkü kadar kötü gözükmüyordu. İki gündür duş almıyordum. Yavaş üzerimdeki pijamalarımı çıkardım.
Küveti soğuk suyla doldurdum. İçine en sevdiğim duş jelini sıkıp iyice köpürttüm. Yavaşaça suya girdiğimde ilk önce titresem de yavaş yavaş alıştım. Elime şampuanımı dökerek saçımı masaj yapar gibi yıkamaya başladım. Vücudumuda bir güzel durulayıp duştan çıktım.
Dolapımı açtığımda somurtuk olan yüzümü daha da somurttum. Burda sadece elbiselerim vardı. Genellikle İlyada daki - yaşadığım şehir - zenginler davetlerini sahilde verirdi. Bende davetlere bu evimden geçerdim. Şimdi babam da yoktu ben nasıl seçicektim ki kıyafetimi.
Dolabımdaki kıyafetlerime baktığımda en son kalın askılı kayık yaka dizlerimin yaklaşık 5 santim üstüne gelen toz pembe elbisemde karar kıldım. Makyaj masam geçip yüzüme bolca kaptıcı sürdüm. Dudaklarıma pembe bir parlatıcı gözlerime ise rimel sürdüm. Şimdi gerçekten daha iyi görünüyordum.
Zaten vücudumu zar zor taşıdığım için topuklularla uğraşamazdım bu yüzden ayağıma beyaz babetlerimi giydim.
Yavaş yavaş merdivenlerden inerken Berke içeri giriyordu. Elinde poşetler vardı. Altına eşofman üstüne ise mavi V yaka bir tişört giymişti. Berke'i ilk defa bu kadar spor bir şekilde görüyordum. Berk'e bakındığımda onu göremedim. Berke gülümseyerek bana yaklaştı.
"Günaydın Cemre Hanım nasılsınız?"
"Daha iyiyim Berke de bu elindekiler de ne?"
"Siz uyanmadan kahvaltı hazırlayayım diye düşünmüştüm ama çoktan uyanmışsınız."
"Teşekkür ederim de Berke bu kadarını yapmana gerek yoktu."
"Cemre Hanım size karşı ne kadar mesafeli gibi davransam da sizi nr kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz. Bunun lafı bile olmaz."
"O zaman beraber kahvaltı hazırlayalım. Hadi Berke. "
"Siz dinlenin isterseniz ben hazırlarım."
"Saçmalama Berke iki gündür dinleniyorum zaten hadi geçelim."dedim ve beraber mutfağa girdik.
"Ha bu arada Berke Berk nerede ?"
"O da ekmek almaya gitti. Birazdan gelir. "
"Peki o zaman başlayalim biz." dedim.
İkimizde işe koyulduk. Ben Berke'nin getirdiği kahvaltılıkları masaya koyarken Berke de çay suyunu koymuştu. Kahvaltıda en sevdigim şey çaydır ve bunu en iyi Berke bilir . Bunun için kaç Berke'nin başının etini yediğim vardır.
Biz kahvaltıyı hazırlarken Berk de geldi. Bize selam verip o da ekmekleri kesip masaya koydu. Ardından bize yardım etti. En son ben haşlanmış yumurtaları soyup masaya koyarken Berke de çayları koyuyordu. Sonra hep beraber güle oynaya kahvaltımızı yaptık.
Kahvaltı bittikten sonra hızla masayı topladık. Ardından Berke ve Berk üzerlerini değiştirmek için içeriye gittiler. İki gündür benle beraber burada kaldıkları için hayliyle kıyafetlerini değiştirmişlerdi. 10 dakika sonra ikiside geri gelmişti ve ciddi havalarına bürünmüşlerdi. Arabaya bineceğim zaman Berk gelip kapımı açtı. Teşekkür edip kendimi arabanın içine attım. Berke sürücü koltuğuna Berk te hayliyle yanına geçti. Ve sessiz araba yolculuğumuza başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Zengin
Literatura FemininaCemre Öztürk 16 yaşında holding sahibi.Saf ve temiz.Her erkeği baştan çıkarabilecek güzelliğe sahip. Emre Ersavaş yeraltının en karanlık mafyası.Ailesi öldükten sonra karanlığa gömülmüş.Her kadını istediği gibi elde edebilecek biri. Bu ikili karşıla...