Röportaj-6

10 3 25
                                    

-Şeytanın Esiri için ne düşünüyorsun, bence uzun zamandır bölüm atmadın ve kitap iyi gidiyordu. Neden ara verdin?

Öncelikle Şeytanın Esiri yayımlanalı bayağı zaman oluyor. Bölümleri çok uzun uzun yayımlıyordum, aşırı yoruluyordum. Pandemi o zamanlar başlamamıştı bile. Benim için ilk büyük kurgularımdan ama bölüm sayısı olarak zaten kısa tutacaktım. Kısa bir hikaye olacaktı zaten.

Ölüme Çeyrek Kala da öyle oldu, onu da kısa tuttum. Şeytanın Esiri'nden bile kısa oldu. Bu kitaplarım biraz diğerlerine göre geride kaldı, çok okunma almadığı için benim hevesim kaçmıştı ve ben de ara vermek istedim. Ölüme Çeyrek Kala tamamlandı kısa bir süre önce. Final bölümünü yayımladım ama Şeytanın Esiri'nde final biraz farklı olacak. Çünkü Aksiyon içerikli ve mafya tarzı bir kitaptı. 

Onun yüzünden biraz gecikir gibi geliyor.  Ayrıca etkileyici bir son yazma hayalim var. Ne zaman yayımlarım diğer bölümleri hiç bilmiyorum. Onun için bir şey diyemem.


-Bugüne kadar yazdıkların kitaplar arasında en sevdiğin karakter hangisiydi, açık ve dürüst ol lütfen?

Bayağı zor bir soru geldi, aslında bir vakittir bu soruyu bekliyordum birinden. 

Her neyse, sorduğun soru için konuşursam en sevdiğim karakter diye bir şey olamaz gibi geliyor ama illaki bahsetmem gereken biri varsa şu an aklımdan Ege Mithat Işıldan geçiyor. Boş Sayfa kitabımdan. Onu çok seviyorum...

Eğer başka birini daha diyebilme şansım olsaydı kesinlikle Ölüme Çeyrek Kala'daki Uğur olurdu. Onun da hayat tarzını seviyorum. Ceren ile olan ilişkisini hep samimi ve sıcak buldum.

Ben genelde erkek karakterleri seviyorum galiba...Tabii ister istemez.

(Bunu söyledikten sonra gülüyorum. :D)


-Lisede en sevdiğin ders hangisiydi?

Tabii ki Türkçe ve Edebiyat...Aksini düşünemem. O derslere karşı daha ilgiliydim, hele ki okuma falan yapılacaksa hemen parmak kaldırırdım, lise son sınıflarda öğretmenler beni yavaş yavaş tanıdıkça artık okumam için parmak kaldırdığımda beni seçebiliyorlardı, hoşuma gidiyordu. Birkaç kez etkili okuduğum için övgü almıştım ama sınıf arkadaşlarım kesin bunları hatırlamaz. 


-En sevdiğin öğretmenin hangi derstendi?

Bu biraz şaşırtacak ama lise başından sonuna kadar hep ingilizce öğretmenim favorim oldu. Genelde hep ingilizce derslerimize o sevdiğim öğretmen geliyordu. Bu derste öğretmen çok az değişti. O yüzden alışmıştım.

Aramızdaki bağ çok iyiydi, ona diğer öğretmenlerden daha bir fazla saygı duyardım, bana güvendiğini bilirdim. Öyle her öğretmenle ilişkisi iyi olan öğrenci olarak düşünmeyin beni sakın, her öğretmenle çok konuşmazdım. 


-Şu an kendini nasıl hissediyorsun, bu arada üniversite nasıl gidiyor?

İyidir, yani bazı yönler tabii ki zor. Ancak gitmek, o ortamı görmek güzel hatta daha iyi üniversite kazanabilirseniz çok daha iyi olur. Kampüs hayatı, arkadaşlık bakımından...

Bir de çok yüksek puanlı bölümlere giderseniz üniversite hayatı umduğunuz gibi gitmez, çok çalışmak zorunda olacağınızdan. 

Bana göre hem orta ve iyi bir bölüm hem de kendinize vakit kalabilecek bir bölüm olsun, üniversitenin imkanlarına iyi bakın. bunlar çok önemli, insanın motivasyonunu arttırır. Tabii hayaliniz daha önemli, benim söylediklerime bakmayın. Hedefiniz yoksa diye öyle söylüyorum.

Üniversite zevk için okunmalı, öyle düşünüyorum. :)



Diğer röportajlarda görüşürüz o zaman :D

Mitoloji Üniversitesi Tanıtım ve SpoilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin