ɞ Anime Karakterleri X Okuyucu ʚ

۵ Baji Keisuke ۵

Gece saatlerinde sessiz ve karanlık sokaklarda yürüyorsun.

Yanından geçen insanlar çok nadir, yalnızsın.

Hedefin ev, fakat kim bilebilir ki?

Belki de başka bir yer olur.

"Hey! Cüzdanını düşürdün."

Arkana baktığında siyah, uzun saçlı ve ciddi bir ifade takınarak sana doğru gelen birini gördün.

Gerçekten hoş bir yüzü vardı, sana yaklaştıkça odunsu parfümünün kokusu keskinleşiyordu.

Gerekli bir mesafeye geldiğinde cüzdanını uzattı ve alırken;

"Teşekkür ederim."

"Önemli değil, burada yeni misiniz?"

"Hayır, sadece dışarı pek çıkmıyorum."

"Anladım."

"Hoşçakalın."

"Ah, doğru ya. İleride bir çeteye rastlayabilirsiniz, izin verin eşlik edeyim."

Kabul etmek istiyordun fakat aklından kötü düşünceler geçirmeden de edemiyordun.

"Gerek yok, size zahmet olmasın."

"Zaten ben de o taraftan gideceğim, itiraz etmeyin lütfen."

Kabul etmekten başka çaren kalmamıştı.

"Peki."

Birlikte yürümeye başladınız, tarif ettiğine göre çetenin önünden geçiyordunuz.

"Hey Baji!"

Size doğru koşan saçının bazı yerleri sarı, bazı yerleri siyah olan biri vardı.

"Selam Kazutora."

"Merhaba... yeni kız?"

Hadi ama, daha yaratıcı bir hitap şekli olabilirdi.

"İsmim Y/N."

"Memnun oldum, ben de Kazutora."

Hafifçe gülümsedin ve çekici kokunun sahibi olan o kişiye döndün.

"Artık gideyim."

"Sokaklar hâlâ tehlikeli."

Tamam, cidden inatçıydı ve bu sinirini bozmaya başladı.

Söylediklerine aldırmadan yürümeye devam ettin.

"Y/N!"

Cidden birinin sırf seni korumak için peşinden koşacak kadar önemsediğine inanıyor musun?

Duymamış gibi yapıyordun. Fakat kısa bir süre sonra sana yetişti ve kolundan tutup seni kendine döndürdü.

Tamam ama bu kadar sert olması gerekmiyordu.

"Ah!"

"Huh?"

Kızarman gereken yer tam da bu kısımdı.

"Şey, kolum."

"Üzgünüm."

Kolunu sıkmayı bıraktı, yalnızca tutuyordu.

Arkandan hızla bir şeyin geçeceğini fark ettin ve refleks olarak kendini öne, Baji'nin vücuduna attın.

Utançtan kafanı kaldırıp suratına bile bakamayacağını anladığında gözlerini kapattın ve derin bir nefes aldın.

"Pardon."

Hafifçe kafanı kaldırdın.

"Sorun değil."