"Yeter artık!"
Changbin'in sesli konuşmasıyla, hatta bağırmasıyla ona dönmüştü tüm gözler.
"Ne bağırıyon manyak!"
"Şu ikisi yüzünden birlikte oturuyoruz ama onların cilveleşmesini izliyoruz amına koyim. Konuşsanıza bir şey."
Bize ithafen dediği şeye kıkırdamıştım. Hyunjinle teneffüslerde hep bir aradaydık. Öğle arasında diğerleri de katılmıştı bize. Anlaşılan sıkılmışlardı. E gidin o zaman.
"Konu mu var ? Aç konu konuşalım aaa."
"Haklısın Seungminciğim. O zaman konu açayım. Nasıl kişilerden hoşlanırsın ?" Changbin; karşısındaki Seungmin'e doğru eğilip, dirseklerini masaya, ellerini de çenesine koymuştu. Sevimli yüz ifadesini takınırken Seungmin yüzünü buruşturmuştu. Arkadaşımı tanıyorsam hoşuna gidiyordu bu şeyler ama istemem yan cebime koy havasındaydı.
"Zeki kişilerden hoşlanırım canım. Senin aksine."
"Ayıp ediyorsun. Okul on beşincisiyim ben."
"Zortladın kankam." Jisung'un gülerek dediği şeye Minho hyung da gülmüştü.
Jeongin de onları gülümseyerek izliyordu. Güzel bir arkadaş grubu olmuştuk bence. Hyunjinle benim sayemde tabii.
Kafamı omuzundan hafif kaldırdım yüzünü görebilmek için. Karşıda olan gözleri anında benimle buluşmuştu ve gülümsemişti. Bir süre takılı kaldım koyu parlak gözlerinde.
Her şey çok çabuk gelişmişti sanki. Bir anda kendimi ona aşık olarak bulmuştum. Ve açıkçası bu hızlı ilişki beni biraz korkutuyordu. Ama şu an sadece ânı umursuyordum, ânı yaşıyordum.
Sol kolumdan çekilmemle, Jisung'un kolunun altına girmem saniyeler almıştı. Ne olduğunu anlamamışken Jisung çemkirmeye başladı.
"Yeter kardeşim! Olan var olmayan var. Hem hep sana yapışık mı olacak Felix'im!"
"Yah Jisung! Bıraksana beni!" kendimi kollarından kurtarmaya çalışırken söyleniyordum ben de.
"Jisung bırakır mısın sevgilimi! Seninle çok zaman geçirdi zaten, sıra bende!"
Bu sefer Hyunjin de kurtarmaya çalışıyordu beni. Kendi aralarında kavgaya girmişken, ben can çekişiyordum ikisinin elinde.
"Jisung."
Ve anında kollarım bırakılmıştı. Çünkü Jisung şaşkınlık içinde; kaşları çatık, adını söyleyen Minho hyunga bakıyordu.
"Efendim ?"
"Sen hep böyle misin ya ?"
"Nasılmışım ben ?"
"Yapışık. Bırak insanlar doya doya yaşasın aşklarını."
"Felix benim için çok değerli biri tamam mı ? Onu paylaşmayı sevmiyorum!"
"Böyle yapınca Felix senden soğumuyor mu sence ?"
Hızla kafasını bana çevirdi Jisung. Gözlerindeki endişe 'doğru mu söylüyor' der gibiydi.
Kafamı iki yana sallayıp Minho hyunga baktım. Çok kaba davranıyordu Jisung'uma! "Soğumuyorum tabii ki. Jisung'dan kim soğuyabilir."
Yanaklarını iki elim arasına alıp acıtmayacak şekilde sıktım. Düşmüş yüzü hemencik gülümsemişti. Canım sincabım.
"Evet, tamam yeterli bu kadar 'arkadaş' sevgisi. Biraz yürüyelim mi Felix ?"
Ellerimi Jisung'un yanaklarından çekip kendi eliyle birleştirmişti Hyunjin. Çoktan ayağa kalkmış bedenine aşağıdan bakarak gülümsedim ve kafa salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secret fan • hyunlix
Fanfiction@lixiespics sizi bir gönderide etiketledi. Felix; kendisini çizip, paylaşan kişiyi bulmakta kararlıydı. {Texting}