Lee Barrel... Sanırım kızların onun için delirmeleri gayet normaldi...
'Tanıştığımıza memnun oldum,' dedim. Nefretim ne kadar büyük olursa olsun, içimde tutmalıydım. En ufak bir şikayeti, Malhoes ve diğer insanların öldürülmesine yol açabilirdi. Benden 9-10 cm uzun gibiydi. Ama kasları... Ben hayatımda böylelerini görmemiştim. Protein haplarından milyonlarca içsem böyle olamam sanırım.
Cana yakın olmadığı kesindi. Yüzü asılmıştı. Cevap bile vermeden gayet ciddi bir tavırla Malhoes'a döndü.
'Bu ufaklığı mı muhafız diye ortalıkta dolaştırıyorsun?'
Tanrı beni sınıyor...Evet, kesinlikle sınıyor. Bu herif benim imtihanım...
İçimde biriken öfke yüzümü kızarttı, soluğumun hızlandığını farkedebiliyordum. Lee Barrel denen herif de farketmiş olmalıydı. Ama yüzüme bile bakmadan sözlerine devam etti. Üstelik ses tonunu yükselterek-adeta Malhoes'u azarlıyordu!
'Sen bu çocuğu dışarıdaki yaratıklara yem mi etmek istiyorsun?! Şunun zayıflığını göremiyor musun?!'
Malhoes tabii ki sustu, ne diyebilirdi ki? Lee Barrel önemli bir konsey üyesiydi, ayrıca yurdun öğrencilerinden biriydi. Yüzü asılmıştı Malhoes'un, Lee Barrel'dan çekindiği belliydi.
Kahrolası herif... Ağzının ortasına öyle bir şey yapmak istiyorum ki...
'Haklısınız ama Kayra gayet iyi dövüşüyor Bay Barrel.'
Sesinin kısıldığını anlayabiliyordum. İşte, gözlerimin önünde bir insan -hem de Malhoes!- köpek gibi bir azarlayışa katlanıyordu.
'Daha iri ve güçlü çocuk yok mu insan yurdunda?' diye sözlerine devam etti Bay Barrel,'Nasıl dövüştüğü beni ilgilendirmez, bu çocuk fazla dövüşemez zaten.'
Sonra bana baktı. Baştan tırnağa, iyice... Sanki bir malın kalitesine bakıyor gibiydi. Yüzüme sıra gelince durdu.
'Kaslısın ve fiziğin iyi,' dedi bana, 'Ama düşmanlarının senden daha iyi.'
Bir imtihan... Bir sınav... Sabrım zorlanıyor... Daha fazla dayanmamın mümkünatı yok! Üzgünüm Malhoes...
'Sen fiziğe mi bakıyorsun?' dedim ciddi ve öfkeli bakışlarla. Sesim öfkeden öylesine ince çıkmıştı ki, yerin dibine girmek istedim. Malhoes'un isteğini duyup buraya geldiğim için kendime binlerce lanet okudum. Başım elimde olmadan sesimin verdiği utançla öne eğildi.
Canı cehenneme, kahrolsun! Öylesine güçlü bir vampirin, düşmanımın, önünde ezik gibi kaldım! Sesimin öfkeden değil de korkudan ince çıktığını düşünecek pezevenk!
Ben içimden bunları düşünüp küfürler yağdırırken birkaç adım sesiyle irkildim. Bana yaklaşan adım sesleriydi bunlar, emindim. Kafamı kaldırıp bakamadım bile. İçimden bana doğru gelen kişinin Malhoes olması için bildiğim bütün duaları ediyordum.
Aniden bembeyaz ve geniş bir el, hızla çenemi kaptı ve başımı aynı hızla kaldırttı. Yüzlerimiz... Lee Barrel ile o kadar yakınız ki... Ben... Ben eriyip yok olmak ve buradan uzaklaşmak istiyorum...
Hızla eline sertçe vurdum ve koşarak Malhoes'un yanına gittim. Malhoes'a baktım.
O nasıl bir yüz ifadesiydi öyle Tanrım! Acizliğin ve hüznün verdiği karmakarışık bir bakış... Bize acımasını ister gibiydi Lee Barrel'dan. Acizlik istemiyorum... O da biliyordu ! O da bu herifin bunu söylemek için çağırdığını biliyordu!
'Muhafız olmak için uygun değilsin. Benim kölem ol. Bir Kreypoy.'
Malhoes bana bakıyor. Bakışlarıyla adeta özür diliyor gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtların Uğultusu (Boy x Boy - Boy x Girl- Girl x Girl)
VampireYıl 2058... Vampirler ve hortlakların gerçek olduğu anlaşılmış ama her şey için geç kalınmıştır. Artık insanlar vampir ve hortlakların köpekleri rolündedirler ve dünya, vampir ve hortlaklardan oluşan bir konsey tarafından yürütülmektedir. Konseyin k...