prologue

7.4K 502 160
                                    

Jeongguk kükrüyordu.

Hayır, cidden kükrüyordu çünkü bu onun için son noktaydı. Daha önce hiç bu kadar sinirlendiğini hatırlamıyordu. Kendisi sinirli birisi değildi fakat hayatına küçük bir fare girdiğinden beri böyleydi.

Ve işte, bahsedilen küçük fare de tam karşısında arkadaşlarıyla gülüşüyordu sınıfının kapısının hemen önünde.

"Taehyung!"

Jeongguk gür sesiyle koridoru inletmekle kalmayıp insanları yerinden sıçratmıştı. Taehyung'a yaklaştığı gibi onu yakasından tutup kendisine doğru çevirmiş ve ayaklarını hafifçe yerden kesmişti. Onu tutmaya devam ederken Jeongguk ile yüzleşen Taehyung, oldukça rahat bir şekilde gülümsüyordu.

"Oh, günaydın Jeon!"

Günaydınların sırası değildi. Jeongguk kelimenin tam anlamıyla Taehyung'u bitirmek istiyordu şu an.

Jeongguk'un bu hareketiyle korkan Taehyung'un arkadaşları sınıfa kaçıp olayı izlemeye başlamışlardı. Açıkçası Taehyung ve Jeongguk'un kavgaları şu sıralar oldukça arttığından kimse sikine takmakla bile uğraşmamış, işleri neyse onunla ilgilenmeye bakmışlardı.

Jeongguk bir şey söylemeden önce karşısında simsiyah giyinen Taehyung'u süzmeden edemedi. Siyah bez ayakkabılar, yırtık bir dar kot, Jeongguk'un pek tarzı olmayan bir grubun tişörtü, siyah-beyaz uzun eldivenleri, birden fazla demir kolyeleri, kehribar lensleri ve siyah göz kalemi... Bu her gün görebileceğiniz klasik bir Taehyung'tu.

"Beni süzmeyi bırakıp selamlar mısın?"

Taehyung bıkmış bir ifadeyle konuştuğunda Jeongguk hâlâ onu yakasından tutuyordu. Ya da doğruyu söylemek gerekirse kaldırıyordu.

"Motorumun lastiklerini sen mi kestin?"

Keskin kahveler kehribar lenslerle buluştuğunda Taehyung'un içi titremişti. Korkudan olmadığından emindi. Bu gerçeği kafasından atıp ciddiyetsiz haline geri dönüp gözlerini devirdi.

"İnanır mısın motorun olduğunu yeni öğreniyorum."

Bu tabii ki doğru değildi. Dün Taehyung okula sırf Jeongguk'un motorunun lastiklerini kesmek için gelmişti ve yapmıştı da. Hem de okul çıkışına kadar Jeongguk'u görünmeyen bir yerde beklemiş, o üzüntüyü gördüğü gibi karnı ağrıyana kadar gülmüştü.

Jeongguk, Taehyung'u sarmıştı ancak uzun süre bu poziyonda olan Taehyung'un boynu acımaya başlamıştı.

"Jeon, belki de ben yerdeyken konuşmalıyız." Taehyung şirince gülümsedikten sonra bir sakatlık çıkmaması için Jeongguk etrafına baktıktan sonra Taehyung'un yakasından tutmayı bırakmıştı ancak bu sefer de kolunu duvara yaslayıp Taehyung'un olası bir kaçma planını engellemişti.

"Ağır ol kaptan. Bana yaklaşmak mı istiyorsun?"

Jeongguk sinirle gözleri açıp kapadı. Taehyung'un ciddiyetsizliğine asla gelemiyordu.

"Kaçmanı engelliyorum. En son konuşmamızda yanımdan kaçtığın yetmedi bir de okuldan kaçmışsın."

Taehyung kahkaha atmadan edemedi.

"Merak etme Jeongguk-ah, kaçmak yok, söz veriyorum!" Taehyung uslu bir çocuk gibi kocaman gülümsemişti.

"Konuş."

Taehyung düşünür gibi yaptı.

"Bir motorun olduğunu yeni öğrendiğim konusunda ciddiydim."

Jeongguk, Taehyung'un yalanlarına alışmış hatta onu çözmüştü bile. Taehyung gibi şımarık ve yerinde duramayan birisini çözebilmek zordu ama nihayet Jeongguk onu analiz ederek başarmıştı.

"Nasıl bir motor, güzel mi?"

Taehyung oyun oynamak istiyorsa Jeongguk buna eşlik edecekti, seve seve.

"Siyah bir Harley Davidson nasıl gözünden kaçmış şaşırdım doğrusu."

Taehyung bu sefer şaşırmış gibi yaptı. "Çok üzüldüm Jeongguk-ah. Ama senin için sorun olmamıştır, zenginsin sonuçta. Haha!"

"Elbette Taehyung, kamera kayıtlarına ulaşacak kadar zenginim hem de."

*!+ 𝙨𝙞𝙡𝙫𝙚𝙧 +!*

party monsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin