4

99 8 13
                                    

//TW// İntihar

''Harry?''

''Seni çok arıyorum farkındayım ama son kez beni dinler misin Lou?''

''Ne demek son kez? Gruptan ayrılmayı falan düşünmüyorsundur umarım. Eğer böyle düşünüyorsan hemen vazgeç.''

''Sadece dinler misin Louis? Lütfen.''

''Peki. Dinliyorum.''

''Ben artık hiçbir şeyi bilmiyormuş gibi hissediyorum. Bildiğime emin olduğum tek şey senden vazgeçtiğim gün dünyadan da vazgeçtim. Sen gittiğinden beridir önüme gelene çatar oldum. Her günümü yarın yokmuşçasına keyfini çıkararak yaşadım. Kendimi her şeye rağmen bulutların üstünde hissettim hep. Üzerinde gezdiğim bulutlar önce beni boşluğa bırakıp düşürdü. Sonra dolu olup ezdi geçti. Güzel günler elbet gelir ama ben görür müyüm bilmiyorum. O yüzden-

''Harry sen ne saçmalıyorsun! Ne demek görür müyüm bilmiyorum. Saçmalamayı kes ve beni bekle tamam mı? Yanına geliyorum konuşacağız.'' Louis onun neyden bahsettiğini anladığından beri titreyen elleriyle anahtarını alp dışarı fırladı. Telefonu hiç kapatmadan arabayı çalıştırıp Harry'nin evine doğru sürmeye başladı.

''Lou?''

''Efendim güzelim.''

''Hani bazı sabahlar beni uyandırırken kucağıma güller koyardın ya...''

''En sevdiğin çiçeklerdi. Daha gözünü açmadan kokusunu aldığında gülümsemeye başlardın.'' Louis o an ağladığını sesinin titremesinden fark etti. Ne çiğnediği trafik kuralları umurundaydı ne de ona korna çalan sürücüler.

''Yine koyar mısın onlardan kucağıma. Ben koklayamayacak olsam bile getirir misin bana?''

''Sen koklayamadığında onlar eskisi kadar güzel olmayacak.''

''Louis lütfen. Gitmek için sadece bana söz vermene ihtiyacım var. Bana yine o güllerden getirecek misin?''

''Harry yalvarırım sadece beni bekle ne olur. Çok yaklaştım yemin ederim çok yakınım. Geleyim konuşalım. Sonra istersen sana binlerce buket gül alırım. Yemin ederim. Yalvarırım bekle. Seni çok seviyorum Harry. Yemin ederim seni çok seviyorum.''

''Yapamıyorum Lou. Dayanamıyorum. Haklıydın çünkü. Biz birbirimizi mutsuz gördükçe zaten öleceğiz. Ayrıyken de farklı olduğu söylenemez. Bu sadece bir şeyleri öne çekecek. Bu sefer sen affet beni. Sakın kendini suçlama. Beni korumaya çalıştığını biliyorum. Ve bana güllerimi getir olur mu? Ben sana söz vermiştim seni sonsuza kadar seveceğim diye. Ben sözümü tutuyorum. Sen de tut ve bana güllerimi getir.''

Ve telefon kapandı.

Louis, ağlayarak arabayı sürmeye devam ederken kendine lanetler etti. Yetişebilmek için gaza biraz daha yüklendi. Vardığında yalnızca soğumaya başlamış bir ten ve artık atmayan bir kalp bulabildi. Odanın ortasına çöküp camın önünde duran ona aldığı ilk gülü izledi. Yoldayken aradığı sağlık görevlileri gelip kendisini kaldırdığında sevgilisini son kez öpüp gözlerini kapattı.

not just a song // larry angst - 5shotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin