Tanıtım

56 7 19
                                    

Öncelikler herkese merhabaa!🤍
Buralarda genellikle ulrem kurgusuyla minik bir tanınmışlığım var..Şimdi ise yepyeni bir kurgu yazıyorum..Tüm içtenliğimle iyi yerlere gelmesini istiyorum...
Beni yazmaya sürükleyecek ne oldu bilmiyorum..Ama yeniden yazıyorum işte beğenmeniz dileğiyle..🦋💋

Hoşgeldinizz!💗

Beyza...
Beyza..
Bey-za..
Adı gibi; bembeyaz,tertemiz,saf..
Şekerci ailesinin ortanca kızı..
Sevgiyle büyüdüğünü zannetiği o evden üniversite için çıkarken o kadar özgür hissediyordu ki kendini..
Ona artık pahalı ve ihtişamlı kıyafetler alması için zorlayacak bir annesi,her şeye rağmen tüm çocuklarına eşit sevse de Beyza'yı ayrı seven babası,dert ortağı abisi Ilgaz'ı ve şımarık kardeşi Cemre'yi arkasında bırakarak gidiyordu o evden..
Bu zamana kadar çok bile kaldığını düşünüyordu orada,o bilmem kaç ailenin kadar yaşayacağı büyüklükteki evde..
Para ya da lüks insan olmak ona göre değildi neticede.. Dünyada binlerce çocuk aç,susuz,kıyafetsiz,evsiz kalırken Beyza kendine bunları çok bile görüyordu..
Aile'de abisi ve babasının en çok onu anladığını düşünüyordu..Annesinin şefkatine maruz kalmış, sevgisini görmüştü fakat oturup dertleşememişti annesiyle..Çünkü annesi onu "sözde; onun iyiliği" için yargılıyordu.. Günler,aylar,yıllar geçtikçe Beyza annesinden daha da uzaklaştı bir nevi..Zaten lisenin son senesi sınav bahanesiyle gününün yarısını okulda diğer yarısını da kütüphanede geçiriyordu.Tek dileği babasının istediği gibi iyi bir cerrah olmaktı..

Sanırım olmuştu..Kraniotomi,Anevrizma,Vasküler Malformasyon,Arteriovenöz Malformasyon.. gibi ameliyatlardaki başarısı ve yazdığı tezler ile adını duyurmaya başlamıştı bile..Gerçi o Şekerci soyadı ile değil cerrahlık başarısı ile tanınmak istiyordu ve başarmıştıda ama kabullenemese de soyadının da yararı olmuştu...Asistanlık yıllarını okuduğu üniversitenin araştırma hastanesinde yapmıştı ama Beyza asistanlık yıllarında çok zorlandığı için ODTÜ Tıp kazanacak kadar zeki ama okuyup bitirecek kadar zeki görmüyordu kendini o zamanlar..Ama şuan üniversitesini ve uzmanlığı bitirmişti.Beyza kendinde en sevdiği özelliği araştırmacı ruhuydu..Her zaman bir şeyleri araştırıp,öğrenip,bilgi kazanması hep yararına olmuştu.Ve her zaman öğrenmeye açıktı.Uzman bir cerrah olmuştu ama hala gece gündüz demeden uykusunu düşünmeden çalışıyordu..Beyin cerrahisi onun için bir tutkuydu..İnsan beyni ona göre iki ucu sonsuzluğa kadar gidebilen ama karanlık bir sonu olan karmaşık ama etkileyici bir organdı..Galiba her başarısında iyi ki dedirttiriyordu o seçtiği bölüm..
Babasının hissedarı olduğu özel hastanede işe başlayacaktı ama tek bir şartı vardı babasına orda çalışmak için.Oraya ücretsiz bir poliklinik açılacaktı ve durumu iyi olmayan hastalarda iyi şartlardan yararlanacaktı.Babası bu fikri hastanenin diğer hissedarları ile görüşüp konuşmuştu ama iki hissedar hastaneye gelir sağlayacak olan estetik cerrahisi bölümü açmayı planlıyorlardı ve bu fikri dayatıyordu diğer hissedarlara.

Neyse Beyza için gereksiz,burnu havada,kibirli,bilmem kaç yıl okuyup doktor olmuş ama aslında hiç bir şey olamamış insanlar ona bazen oksijen israfı gibi geliyordu.Haklıydı da.En azından kendince.
-yazarınız ufak bi öznellik katmış olabilir eehehehhe:))-

Büyük gün gelip çatmıştı sonunda Beyza yarın o hastanede işe başlayacaktı...

🌼🌼🌼🌼
Tekrardan merhabaaa..Son cümleyi yazarken beni bile heyecan bastı yalan yok..Uzun süredir beklettiğim bir tanıtımdı.Ama son yaşadığım şeylerden sonra en çok fark ettiğim şey hayat bazı şeyleri bekletemeyecek kadar kısa galiba..An'a bırakmak lazım.. Bırakın hayat aksın gitsin, bırakın düşünmeyi dönsün gelişine güzel Dünya.Çünkü fark ettim ki; siz bir şeyi oturup dert edinince de o hayat akıyor,bir şeyleri kafamıza takıp kafamızın içini yiyince de Dünya dönüyor..Ama bunları yapmayınca da aynı şeyler devam ediyor..Hayat kısa...Ay neyse çok boş yapmış gibi oldum..Son sözlere geliyorum;Bu kurgu için çok düşündüm yani aklınız bile almaz taa geçen sene yazdan beri düşünüyorum o derece yani.."Acaba nasıl olur?", "Yazabilir miyim..Hadi yazdım devamı gelir mi?", "Beğenilir mi,okunur mu?"...Beyin ya bu ucu bucağı olmayan karanlık bir nokta.Sonra dedim ki:"Yaz kız..Ne çıkar ki? Varsın beğenilmesin, varsın okunulmasın.. Sen yaz... İçinde tutma ama en azından yaz.." dedim.. Ve sonuç buradayım..Şimdi böyle dedim diye de özgüvensiz olmuş gibi oldum ama değilim.. Sadece heyecanlıyım,o kadar..
Bu arada tanıtımın başındaki resim minik bi spoi olabilir mi acaba?
Kendinize iyi bakın 💜
1. Bölümle görüşmek üzere!

Çıkmaz Sokak: 𝑵𝒆𝒇𝒉𝒂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin