Hüseyin
Annemin elime tutuşturduğu çöpü üfleyerek aldım. "Sen beni çöp attırmak için mi doğurdun?"
"Çok konuşma Hüseyin çok konuşma, seni çok konuşman için doğurmadığımı bilsen yeter!" deyince yine ufladım. "Adam kayırıyorsun! Abilerim çöp atmadılar hiç.." deyip çöpü yere koydum.
"O çöpü çabuk geri al her yeri batırır şimdi!" diye bir anda sesini yükseltti. Mekanik bir hareketle çöpe yöneldiğimde devam etti. "Bu arada, çöp atmaktan kurtulmak istiyorsan evlen de kurtul çöp atmaktan.."
Göz devirip alayla gülümsedim. "Bak bak istediği rüşvete bak.. Allah'ım ya.. Annem böyle olunca evde kalmam kaçınılmaz olmuş resmen."
Kıkırdadı. "Evde kaldığını kabul ediyorsun yani.."
"Sinir bozucu olduğunu kabul ediyorsun yani.." dedim onun sesini taklit ederek. Anında gözleri büyüdü. "Anneye ha!"
Nasıl büyüklükte bir bombanın pimini çektiğimi fark ettiğimde geri sıçradım. "Aman canım anneeem... Okula gidiyorum şimdi ben... Çöpü de atarım... Seni de öptüm hadi güle güle"
"Güle güleymiş.. Akşam geldiğinde faiziyle terlik yiyeceksin çocuğum, karnın aç gel!"
Elimdeki çöple merdivenleri hızla inerken bağırdım. "Faiz yemek haram bi kere!"
"Sen akşam gel ben seni helalinden döverim"
Kapının kapanma sesini duyduğumda yavaşladım. Canım anam, sinirlenince daha da tatlı bir kadın oluyordu. Aynı Aslı gibi..
Aslı demişken, günlerdir konuşmuyorduk. En son glutenin hakkından gelecekti. Acaba napmıştı? Elim şu an bu kadar doluyken ona yazmam imkansızdı.
Telefonumun cebimde titrediğini hissettim. Merdivenleri inmeye devam ettim, elimdeki çöpe bakıp iç çektim. Diğer elimde de kitap vardı.
Titreme devam edince çöpü annemin az önceki uyarısına rağmen yere bıraktım. Elimi telefona attım. Ekrana baktığımda bunun bir arama olduğunu gördüm. Arayan kişiyi görür görmez anneme üflediğimden daha fazla üfledim.
Bilge.
Meşgule attım.
Yaklaşık üç aydır aralıklarla arardı. Her seferinde kendince bir bahanesi vardı ve bu bahanelerin benim yanımda hiçbir mantığı yoktu. Ne yapmaya çalıştığını sezsem de susmuştum ama sabrım da taşmaya başlamıştı.
Bazen çok geç saatlerde aradığı oluyordu. Meşgule attığımda ısrarla arıyordu ve artık direkt telefonu kapatıyordum.
İşte yine arıyordu. İç çektim.
"Efendim Bilge?"
"Onda olup bende olmayan ne var?" diye sordu, ağlıyordu.
"Ne saçmalıyorsun?" diye sordum düz bir sesle. Apartmanın içinde olduğumu unutmadan o sesi kıstım iyice.
Bağırdı. "Aslı'da bulup bende bulamadığın şey ne?"
"Bilge beni bir daha aramanı istemiyorum." dedim ve devam ettim. "Aslı'dan da uzak dur."
"Şurada ağlıyorum ve söylediğin şeylere bak.." dediğinde göz devirdim. Bunu ilk kez yapmıyordu çünkü.
"Bilge..." dedim. "İşim var benim. Bak biz artık yetişkin insanlarız ve seni engellemek istemedim. Ama yaparım, bunu yaparım ve okulda da yüzüne bakmam. Bunu mu istiyorsun sen de?"
"Hayır.." deyip hıçkırdı. Susmasını beklerken yerdeki çöpe baktım. İnşallah içinde akacak bir şey yoktur...
"Bilge.. Lütfen. Beni acil bir durum olmadıkça arama bir daha. Sana senin Aslı'ya davrandığın gibi davranmak istemiyorum."
Sesini yükseltti "Nasıl davranmışım ben Aslı'ya? Napmışım ona?"
"Ona birden sırtını döndün." dedim.
"Sebebini biliyor musun peki?" diye bağırdı. Kızım sen bağırmadan konuşamaz mısın?
"Bilmiyorum.. Aydınlat beni Bilge." deyip iç çektim yine.
"O da seni seviyordu.." dedi burnunu çekip. Olduğum yerde donakaldım, gözlerim büyüdü ama o devam etti. "Seni sevdiğimi bile bile sevmeye devam etti seni.." dedi.
Duygusuz bir sesle konuşmaya çalıştım. Şu an odaklanmalıydım. Ama çok zorlandım. Elimdeki telefonu merdiven basamaklarından birinin üstüne koyup oturdum. "Yani sen beni sevmeden önce de seviyordu beni?"
"Evet..." dedi.
"Pekala sana inandığımı farz edelim..." dedim, sesime duygu katmamak için elimden geleni yapıyordum. "Sana beni sevdiğine dair imada bulundu mu hiç?"
"Hayır.." dedi.
"Peki sen bunu nasıl öğrendin?"
"Günlüğünü okudum.." dedi, burnunu çekerek.
Gözlerimi yumdum bir anlığına, diğer elimi de göğsümün üstüne koymuştum, kitapla. Aslı beni mi seviyormuş?
"Peki.." dedim. "Şöyle düşün, o beni seviyor ama bir ihtimal seninle birlikte olmuş olsak, ki bu ihtimal gerçek olmaz ama..." bunu söyleyince bir şeyler mırıldandı ama duymadan devam ettim "Aslı bizi bir şekilde rahatsız etmeye çabalar mıydı? Yani senin mutsuzluğunu ister miydi?"
"Biz dedin ya kaldım orada..." deyip iç çekti.
"Sorduğum soruya cevap ver Bilge!" dedim, sesimi hafifçe yükselttim.
Mıymıntı bir sesle cevap verdi. "Hayır.. Aslı bunu yapmazdı. Ben ona yapıyorum ama o bunu bana yapmazdı.." son kısma doğru sesi iyice azaldı.
"Ben.." diyecek oldu.
"Beni bir daha arama Bilge. Ve yapabiliyorsan Aslı'dan da af dile.." dedim ve telefonu onun bir şey söylemesine fırsat bırakmadan yüzüne kapadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aramızda dinozor | texting
Krótkie Opowiadaniadüşüne düşüne sende kayboldum 30 aralık 2021