Medya tanıtım videosu. İyi okumalarr...
Gelinliğinin kabarık eteği ile oynarken heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştı genç kız. Acaba otursa mıydı? Yok canım, eteği buruşurdu mazallah. Şimdi birde gelinlikle uğraşamazdı. Arkadaşı Sevda sırıtarak gelin hanıma bakıp neredeyse kahkaha atarak sordu.
''Eee heyecanlı mısın?'' Arkadaşının sorduğu da soru muydu canım? Elbette ki de heyecanlıydı. Hatta ölüyordu! Onun için nikaha kadar dayansın yeterdi. Sonrasında ölebilirdi, sorun değil.
''Elbette ki de Sevda! Sonuçta evleniyorum!'' Küçük bir çığlık atıp eliyle yüzünü kapatırken sevinçten boğuluyordu neredeyse. Evleniyordu ayol! Sevdiği adam ile nikah masasına oturacak ve kocasına dünyanın en iyi eşi olmaya ''evet'' diyecekti!
''Sen o heyecanını geceye sakla canım.'' Arkadaşının dedikleri ile yanakları utançla kızarırken ne yapacağını şaşırdı genç kız. O sırada gelin odasının kapısı açılıp onun gibi bembeyaz kabarık model gelinliği ile içeriye bir bayan girdiğinde arkadaşı ile bayana sorarcasına baktılar. Aslında düğün salonunun sahibi salonda kendilerinkinden başka bir düğün daha olacağını söylemişti ama bu bayanın burada ne işi vardı anlayamamıştı. Diğer gelin odasında olması gerekmiyor muydu?
''Buyurun?'' Sorarcasına karşısında ki kadına bakarken kadın elinde ki kırmızı şalı eline tutuşturduğun da şaşkınca karşısında ki bayana baktı.
''Bakın benim ismim Cansu. Şimdi az sonra düğünüm başlayacak ve bu şal benim için çok önemli. Düğünüm bittiği zaman bunu sizden alacağım fakat düğün bitene kadar sizde dursa olur mu?'' Ne saçma şeydi bu böyle? Kadının kendi gelin odası yok muydu ki? Oraya koysa olmaz mıydı? Ayrıca onun için değerliyse niçin bana veriyordu ki? Kim tanımadığı birine kendi için değerli olan bir şeyi verirdi ki?
''Sizin de gelin odanız yok mu? Oraya koysanız olmaz mı ki?''
''Bende öyle düşünmüştüm ama benden sonra gelin odası başkası için hazırlanacakmış. Duyunca hayal kırıklığına uğrasam da bir gelin odası daha olduğunu ve oraya koyabileceğimi söylediler. Bende mecburen buraya bırakmak zorundayım.''
''Aaa pekala. Burada kalabilir.'' Şaşkınlıkla gülümsediğinde karşısında ki bayan sevinçle gülümseyip kendisine sarıldığında ikinci bir şoka girmişti genç kız. Aşırı mı tepki veriyordu? Yoksa ona mı öyle geliyordu?
''Çok teşekkür ederim...'' Gülümseyip cevap verdiğin de karşısında ki bayan da aynı şekilde gülümseyip cümlesini tamamladı.
''Aksun.''
''Çok teşekkür ederim Aksun. Aaa birde hayırlı olsun. Tek yastıkta kocayın.'' Aksunun gülümsemesi daha da genişlerken aynı dilekleri Cansu için de söyleyip genç bayanın rüzgar gibi gelip gidişini arkadaşı Sevda ile şaşkınca izlediler. Ne saçma bir şey olmuştu böyle? Ama yine de Cansu hanımın enerjisi o kadar büyüktü ki! Gülümsemesi resmen bulaşıcıydı bayanın. Elinde ki kırmızı şalı küçük beyaz koltuğun üzerine bırakıp heyecanının dindirmek için arkadaşı ile sohbet etmeye başlamıştı ama heyecanını dindirmek ne mümkündü! Heyecandan ölecek durumdayken gelin odasının kapısı açılıp içeriye tanımadıkları bir erkek girdiğinde neredeyse çığlık atacaktı genç kadın! Bu neydi ayol? Kocası dışında herkes odaya girmişti neredeyse. Odaya giren adam etrafı gözleri ile taradıktan sonra gözü koltuğa kısa bir süreliğine takılsa da ardından odanın içinde ki bayanlara dönüp elinde ki mektubu uzattığında iki bayan da şaşırsa da Aksun arkadaşını arkasında bırakıp eteğini toplayıp kapıda ki adamın elinden mektubu aldılar. Adam bir şey demeden odadan çıktığın da şaşırsalar da bir şey demeden mektubu açıp okumaya başladı Aksun. Okuduğu satırlar gözlerinin dolmasına sebep olurken ağlamamak için dudağını dişledi genç kız. Ne yani? Her şey buraya kadar mıydı yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çifte Düğüm -BEKLEMEDE-
RomanceAynı anda yapılan iki düğün, yanlış adrese giden bir mektup ve yanlış anlaşılmalar. Büyük hatalar, büyük üzüntüler, büyük ayrılıklar. Çifte düğünün, çifte düğüme dönme hikayesi. Her şey bir kırmızı şal ile başlıyor.