klyatva

1.7K 159 381
                                    

"Klyatva."

Zhongli kelimeyi söylerken harfleri parmaklarıyla takip etti. Yanlış telaffuz etmişti. "Sevgilin miydi?" diye sordu. "Ya da bir bölgenin ismi?"

Childe irkildi. Burada kaldığı onca ay boyunca, Zhongli ona göğsündeki dövmenin anlamını hiç sormamıştı. "Klyatva bir isim değil," diye yanıtladı.

Zhongli nefesini dışarı üfledi. "Ne demek o zaman?"

"Yemin," diye fısıldadı Childe, başını pencereye doğru çevirerek.

Zhongli'nin kışlık sarayı, en uzak topraklara bile rahatça görüş alanına sahip yükseklikte bir dağa inşa edilmişti. Kolayca savunulabilirdi ve taarruzu neredeyse imkansızdı. Soğuk ve fırtınalı ayları geçirmek için mükemmel bir yerdi.

"Nasıl bir yemin?" diye sordu Zhongli, parmakları hâlâ Childe'ın göğsündeki dövmede geziniyordu. Çok yakında oraya kendi geo sembolünü işleyecekti.

"Tutmak zorunda olduğum," dedi Childe ve bu sefer sesinin çatlamasını engelleyemedi. Bu konu hakkında konuşamazdı. Konuşmak onu hakikatla yüz yüze getirecek ve planı daha başlamadan mahvolacaktı.

Zhongli ona keskin bir bakış attı. Childe'ın ağzından yalnızca alaylı, baştan çıkarıcı ya da manipüle edici sözler duymaya alışıktı. Onu bu kadar ciddi görmek beklenmedikti.

Childe söylediklerini bir öpücükle örtbas etmeyi düşündü ancak bunun yerine Zhongli'nin kucağından kurtuldu ve şöminenin önünde yere serdikleri battaniye yığınından kalktı. Çıplak ayaklarla cilalı ahşap zemin boyunca lavaboya doğru yürüdü.

"Bugün pek havanda değilsin," diye mırıldandı Zhongli tembel, uyarıcı bir sesle.

Childe yıkanmaya başlamıştı. Zhongli'nin öfkesini yatıştırmak için ses tonunu yumuşattı. "Buraya hapsedilmekten hoşlanmıyorum."

Arkasından ayak sesleri duydu. Ardından Zhongli yanına adımlandı ve ağır ellerini Childe'ın omuzlarına sıkıca, sahiplenici bir şekilde sardı.

"Gelecek hafta seyahate çıkmam gerekebilir, tabii havanın durumuna göre. Seni de yanımda götürmeyi düşünebilirim."

Childe gülümsedi. Bu tam da ihtiyacı olan şeydi.

Arkasına döndü ve diz çöküp Zhongli'nin baldırına yaslandı. Yanağını bacağına sürttü.

"Sana eşlik etmeyi çok isterim," dedi Zhongli'nin tenine usulca nefesini bırakarak. Bahardan beri Zhongli'nin yatağını paylaştığı için onu nasıl baştan çıkaracağını iyi biliyordu.

Zhongli genç adamın saçlarını okşadı ve onu sertleşen aletine yaslanana kadar kendine yaklaştırdı.

"Öyleyse oyalanma."

Childe itaat ederek dudaklarını araladı ve onu derinlerine götürdüğünde Zhongli kendini tutmadı, asla tutmazdı. Aletini Childe'ın ağzına hızlı ve sertçe itti. Childe ona yarı kapalı gözlerle bakarken Zhongli açgözlülükle mimiklerini inceliyordu.

Uzun sürmedi, bu şekildeyken asla sürmezdi. Childe işini bitirdiğinde Zhongli ona temizlenmesini söylemiş ve üstünü giyinmişti.

"Adepti'yle akşam yemeği yiyeceğim. Döndüğümde seni yatağımda çıplak bekliyorum."

Ah, Adepti... Zhongli'nin en sadık askerleri. Childe onlardan ne çok nefret ederdi.

Childe gülümsedi. "Nasıl istersen, Morax."

Zhongli, Childe'ın aletine bakarak kaşlarını çattı. "Yokluğumda kendine dokun, geri döndüğümde seni ne kadar sert becereceğimi hayal et. Aletime muhtaç olmanı istiyorum."

klyatva | zhongchiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin