The Secret (Sope / One Shot +18)

The Secret

Öncelikle merhabalar.

Bu hikaye yazığım diğer hikayelerden farklı bir konuyu içeriyor. Bir Sope Oneshot olan bu hikayede Yoongi çift cinsiyetli. Yani bedeni erkek, vücudunun tamamı erkek ancak bir vajinaya sahip. Doğuştan gelen bir özellik. Bilginiz olsun diye şimdiden söylemek istiyorum. Eğer hoşunuza gitmediyse hikayeyi okumamanızı rica ederim. 

+18 Ögeler vardır.

Smut vardır

Kirli konuşmalar vardır.

Psikolojik rahatsızlıklara atıf vardır.

-----------------------------------------------------------------------------------

"Hyung, son şarkının chorus kısmında bi sıkıntı var. Sonra beraber bi bakalım olur mu?"

Namjoon, dans stüdyosundan çıkarlarken konuştu, Yoongi de başını salladı tamam dercesine. Ama doğrusu hiç de uğraşacak hali yoktu. Sabahki röportajda sorulan sorular sinirini çok bozmuştu. Ve üyelerin hiçbiri bunun farkında değildi. Gerçi neden moralinin bok gibi olduğunu anlamalarının imkanı yoktu, onları suçlayamazdı. Sadece... anlaşılmak isterdi. Şarkının chorus kısmı üstünde çalışmak yerine içini dökebilmek isterdi. Ama bunu yapabilecek durumda değildi ne yazık ki. O yüzden Namjoon'un isteğine karşı dahi çıkmadı. Şu an bir yapımcı olarak işinin yapmalıydı, aptal bir röportaj sorusu yüzünden bok gibi olan moralinin düzeltilmesini isteyemez, kimseden nazını çekmesini bekleyemezdi.

Uzun bir dans pratiğinin ardından duş alan üyeler kendi işlerinin başına dönerken Yoongi de ağır adımlarla stüdyosuna gitti. Namjoon'un bahsettiği şarkının chorus kısmını açıp sorunun kaynağını bulmaya çalıştı. Ama aklında hala sabahki röportaj vardı. 

"Kız arkadaşınız var mı?" diye sormuştu aptal sunucu. Suratındaki o aptal gülümsemeyle o aptal soruyu sormuş ve aptalca cevap beklemişti. Röportaj sonunda Taehyung da o soruya ne kadar sinirlendiğini söylemiş, "Yeni şarkı çıkardık, adamın bize sorduğu soruya bak!" demişti. Haklıydı, diğerleri de onun haklı olduğunu düşünüyordu. Ama Yoongi'nin sinirlendiği kısım daha kişisel daha özeldi. Bunu kendinden başka kimse bilmiyordu, tabii bi de ho-

 O esnada stüdyosunun kapısı tıklatıldığında Namjoon'un geldiğini anladı. Düşüncelerine çizgi çekip lidere gülümsedi.

İki rapçi şarkının üstünde birkaç saat boyunca çalışıp sorunu çözmeyi başardılar. Beat üzerinde birkaç değişiklik yapmak yeterli olmuştu ama dans pratiğinin hemen üstüne bir de bu olunca çok yorulmuşlardı.

"Hyung, ben yurda geçiyorum. Geliyor musun?"

"Ben biraz daha buradayım, sen git." dedi sakince.

"Tamam hyung, görüşürüz."

Namjoon stüdyonun kapısını açıp çıktıktan sonra kapı otomatik olarak kilitlenmişti. Yoongi sessiz stüdyoda biraz kafa dinlemek, belki biraz içmek istiyordu. Daha yeni duş aldığı için bedeni oldukça rahattı ama kafasının içinde sesler hiç susmuyordu. İşittiği her sesin kafasında devamlı yankılanması onu dahi bir besteci yapmış olabilirdi ama dinlenmek istediği zamanlarda hiç de avantajlı bir durum değildi. O yüzden ses geçirmez stüdyosunda oturmak ona iyi geliyordu. 

Yerinden kalkıp dolaptaki yarım şişe viskiyi çıkardı ve ufak bir viski bardağı alıp doldurdu. Yüksek alkol oranlı sıvı boğazından aşağı kayarken lav misali yakıyordu ve bu çok hoşuna gidiyordu. Şimdiden bedeni gevşemişti ama öyle hemen sarhoş olmazdı. Sarhoş olmayı da istemiyordu zaten. Birkaç bardak yeterliydi. Sırtını geniş siyah deri koltuğa yasladı ve başını geriye atıp gözlerini kapadı. Sinirlerinin gevşemesini bekledi.