CEZA

157 7 5
                                    

Derste her ne kadar hocayı dinlemeye çalışsam da Arda ve gülüşü aklımdan çıkmıyor. 40 dakikalık teneffüs te kantine çıktım. Etrafta Elif'i aradım. Okula gelmemiş sanırım. Tuğba aklıma her geldiğinde içimdeki o boşluğu hissediyorum. Ama dua etmekten başka yapabileceğim bir şey yok. İçecek bir şey alıp iki kişilik bir masaya tek başıma oturdum. O sırada yanımdaki masaya okulun popüler kızları oturdu. Sarışın olanın adı Ezgi ve yanındaki de Necla. Ezgi bana bakarak Necla'ya bir şeyler söyledi. Görmezden gelmeye çalıştım. Tabi her ne kadar mümkün ise. Konuştuklarını duyabiliyordum. ''Tuğçe zaten eziğin tekiydi.... Hakettiği cezayı çekiyor.... İntihar etmeye kalkmış.... Tam bir salak.... Çıkmadığı erkek kalmadı.... Bana ne zaman aşık olacak acaba ?'' Bunlar ne diyiyorlar ? Tuğçe böyle bir kız değil ! Daha fazla dayanamadım ve onların yanına gittim. 'Hey siz ! Can çekişen bir kızın arkasından atıp tutmak kolay değil mi ?' Ezgi bana ters ters baktı.

E: Doğrular bunlar canım !

B: Yaa öylemi ? Onu hanginiz çok iyi tanıyor söylesenize !

E: O eziği savunma bize !

B: Bu okulda bir ezik varsa bu da sizsiniz !

'Kelimeler ağzımdan art arda dökülüyor.'

Ezgi ve arkadaşları ayağa kalktı ve üstüme yürüdüler.

N: Ne dediğinin farkında mısın kızım ?

B: Hiç bu kadar farkında olmamıştım.

'Tüm okul başımıza toplanmış bizim kavgamızı izliyor. Arda'da onların için de.'

Üstüme atladılar. Okuldakilerin çığılıklarını duyabiliyorum.

B: Durun !

E: Hakettin !

Bir kaç kişi bizi ayırmaya geldi. Arda Ezgiyi ve arkadaşlarını iterek beni onlardan kurtardı. Elimi tuttu ve kalabalığın arasından çıkardı.

A: Burnun kanıyor !

B: Boşver.

A: Bu kızların derdi ne ?

B: Kendilerini şiddetten başka bir şeyle savunamıyorlar.

Burnuma baktı. Cebinden çıkardığı bir peçeteyi bana uzattı.

A: Yara olmuş. Kırık çıkık yok sanırım.

Gülümsedi. Bende gülümsedim.

B: Sağ ol ya.

A: Bundan sonra o kızlardan seni korumak bana düşüyor.

B: Gerek yok.

A: Popüler olabilirler ama sana yaklaşmayacaklar.

Bir şey dememe fırsat bırakmadan;

A: Hadi derse girelim bu son ders.

Elimi tuttu ve yürümeye başladık. Ezgi, Necla ve diğer herkes bize bakmaya başladı. Ezgi ve arkadaşları hala sinirli görünüyor. Koridorun sonunda Arda ve ben kendi sınıflarımıza girdik. Coğrafya hocası bana baktı. 'Müdür bey seninle konuşmak istiyormuş Buket'ciğim.' Alaycı bir ton ile konuştu. Olanları duymuş olsa gerek. Dersten çıktım ve müdürün odasına girdim. İçeride Ezgi ve arkadaşları vardı. Bir de şahit olarak Arda ve bir çocuk.

M: Oturun.

Hepimiz oturduk.

M: Bu rezalet ne dir ? Siz kızlar ! Bu nasıl bir terbiyesizlik ?

E: Buket yüzünden hepsi.

B: Yalancı ! Tuğba'nın arkasından atıp tutan bendim dimi ?

M: Sessiz olun ! Arda sen anlat oğlum. Neler oldu ?

A: Biliyorsunuz ki Tuğba psikolojik sorunları yüzünden intihar etmeye çalıştı ve şuan komada. Sanırım Ezgi ve Necla, Tuğba hakkında yalan, yanlış konuşmuşlar. Buket'te bunları duyunca sinirlenmiş ve Ezgi'yle konuşmuş. Ezgi ve arkadaşları da haksız yere Buket'e saldırdılar.

'Müdür kanayan burnuma baktı. '

M: Doğru mu Buket ?

B: Evet aynen böyle oldu.

N: Hayır hiçte böyle olmadı ! Bizim kimseye haksız yere saldırdığımız falan yok !

'Müdür diğer çocuğa sordu.'

M: Senin söylemek istediğin bir şey var mı ?

Ç: Ezgi ve yanındakilerin Buket'e saldırdıklarını gördüm.

M: Ezgi ve Necla siz daha önce arkadaşlarınızla bir çok olay çıkardınız. Şimdi de yeni bir olay. Bu cezasız kalmamalı.

E: Ama hocam !

M: Aması falan yok. Sen ve arkadaşların bir hafta okuldan uzaklaştırma cezası aldınız. Şimdi çıkın dışarı!

'Dışarıya çıktık.' Dersin bitmesine son üç dakika kaldığı için derse girmedim. Arda'ya teşekkür ettim.

A: Önemi yok. Bir şey yapmadım ki.

Çıkış zili çaldı. Arda ve ben okuldan çıktık....

Kısa olmuş olabilir. Lütfen eleştirin. Fikirlerinizi almak isterim. Arada yazım hatalarım da olmuş olabilir. Elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum.

GÜNEŞİM OLUR MUSUN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin