" Hadi anne bir kaşık daha iç şu çorbadan." elimdeki kaşığı neredeyse on dakikadır annemin ağzında tutuyordum ama annem ağzını bile açmıyordu. Annem elini kaldırıp dudağıma dokununca acıyla inledim. " Yok bir şeyim benim. İyiyim ben. Eğer çorbanı bitirirsen daha iyi olacağım."
"İs" kendini kasarak konuşmaya çalışıyordu. "te - miyorum"
" Ama neden annem ? Zaten iyice zayıfladın hiçbir şey yemiyorsun" desemde o hala dudağımdaki babamın açmış olduğu yaraya bakıyordu. Başını tekrar yana yatırınca elimi indirip çorbayı yatağın yanındaki küçük ahşap masaya koydum.
Annem dört yıldır bu yatakta yatıyordu. Ona hep ben bakıyordum. Bundan da asla şikayetçi değildim. Ölene kadar da bakardım o benim canımdan çok sevdiğim annemdi. Yatakta yatmaya başladığından bir süre sonra konuşamamaya başladı. Doktorlar bunun normal olduğunu ilerde daha halsiz olacağını her şeye hazırlıklı olmamız gerektiğini söylediği an yıkılmıştım.
Ama kendime söz verdim annemi iyileştiricektim. Ona iyi bakacak istediği her şeyi almaya çalışacaktım. Gördüğüm her iş ilanına gidip kayıt oldum ama her girdiğim işte illaki bir hatam oluyordu. Hepsi acımasızca beni kovuyordu. Piçler. Tekrardan her iş ilanına kayıt oldum. Haber gelmesini bekliyordum. Üniversiteyi okuyamamıştım, kazandığım bölüm bilgisayar mühendisliğiydi. Annem hasta olunca ona bakmaktan dersleri yetiştirememiştim ve bırakmıştım. O sebeple eve bakmak için işlerde çalışıp az da olsa iki üç kuruş maaşla evi geçindirmeye çalışıyordum.
Babam mı ? ne siz sorun ne ben söyliyim.
Annemin elini elimde hissedince dalıp gittiğimi daha yeni fark ediyordum. Yüzüne yaklaşıp dudaklarımı yanaklarına bastırdım. Burnumu boynuna koyup derin derin cennet kokan kokuyu çektim. Bir süre sonra mayışmaya başlamış uykuya geçecekken sertçe çalınan kapıyla babamın geldiğini anlamıştım. Geri çekilip korku dolu bakan annemi görünce ellerimi yanaklarına koyup " annem benim meleğim korkma ben buradayım sana bir şey olmasına asla izin vermem tamam mı ?"
Ayağa kalkıp " geliyorum birazdan " diyip odasının kapısını kapattım. Dış kapıya giderken ellerim şimdiden titremeye başlamıştı. Sakin ol Batın sakin ol . Daha sert çalınan kapıyla hemen kulpunu çevirip açtım. Kapının önünde babamı görmemle daha dik durmaya çalıştım. " Çekil lan şurdan " diyerek beni sertçe yere attı. Her zaman gittiği salona değil bu sefer annemin odasına gitmesiyle şaşırmıştım. Hayır hayır olmaz.
"Baba hayır olmaz baba " koşarak önüne geçmeye çalıştığım her seferinde daha sert vurup kenara atıyordu. Ama umurumda değildi annemin odası olmazdı. "Baba sarhoşsun gene lütfen yapma lütfen"
" Lan it çekil önümden karımı da mı göremiyicem" diyordu ama amacı farklıydı. Bir daha buna asla izin vermezdim asla. " Yalan söylüyorsun işte kötü şeyler yapıcaksın. Ona yapma bana yap. Bırak onu lütfen"
" Bu kadar çok mu istiyorsun? Niye baştan demiyorsun o zaman piç" demesiyle morarmış kolumdan sımsıkı tutarak sürükleyerek salona götürdü. Kucaklayıp koltuğa attı. Derince inlemiştim. Sırtım koltuk demirine gelmişti. Çok acıyordu. "Biraz kilo al ne bu böyle inceciksin. Nasıl zevk alıcam ben" dediği an titremeye başlamıştım.
"Baba döv beni. Bayılt üzerimde bir şeyler kır ama onu yapma nolur ben senin oğlunum lütfen yapma." yalvarmamla gözünde hiçbir duygu değişimi olmamıştı. Nasıl bu kadar duygusuz olabilirdi ki. Ben onun oğluydum. Yaklaşmasıyla titremelerim artmıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Üzerimdekileri çıkardı.
"Ba- ba dur lü-" yanağıma yediğim sert tokatla daha çok ağlamaya başladım.
"Madem korkuyorsun, istemiyorsun tek bir şartla bırakırım. " dediği an hızlı hızlı başımı salladım. " Para ver bana, içki alıcam." Ben daha annemin ilaçlarını alamıyordum. "A-ma benim pa-ram yok ki" dediğim an diğer yanağıma da bir tokat atmıştı . " Ne boka yarıyorsun lan sen o zaman." daha sert vurmaya başladı. Annemin duymaması için bağıramıyordum. Bağırmamak için dudaklarımı dişledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAŞİN PATRONUM (bxb)
Novela JuvenilHomofobikler giremez. Bu bir omegaverse kitabıdır. Erkekler hamile kalabiliyor. Kızlar hamile bırakabiliyor. Alfa Beta Omega diye ayrılıyor.