Sabah, alarmın çalmasıyla uyandı. Yarı açık yarı kapalı gözleriyle etrafını aradı saati akşam komodinin üzerine bırakmıştı ama o bunu hatırlayamayacak kadar uykusuzdu. En nihayet saati buldu ve alarmı kapattı. İstese de istemese de yataktan kalkması gerekiyordu her gün bunu yaşamaktan bıkmıştı. Üstünü değiştirmeden odadan çıkıp merdivenlerden aşağıya alt kata indi, tam banyonun kapısını açıp içeri gireceği sırada telefon çalmaya başladı. Açmak istemedi, yorgundu ve kimseyle uğraşmak istemiyordu ama düşünmeden de edemiyordu, "Bunca zaman kimse aramadı , şimdi ise peş peşe arıyor(lar ). Acaba açmalı mıyım yoksa açmamalı mıyım?" diye düşünürken telefona bakıyordu. Birkaç dakika öylece bekledi, tereddüt eder gibi bir hâli vardı. En sonunda telefonu koyduğu şifonyerin yanına gitti ve – karşısında her kim varsa– daha fazla beklemeden telefonu açtı.
– Alo, dedi arayan kişi Jack Dean ile mi görüşüyorum? sesinde bir şüphe vardı, aradığı kişinin kim olduğunu bilmiyor gibiydi.
Adamın sesi çok tanıdıktı ," Sesi lisedeki arkadaşım Carlos'un sesine çok benziyor. Onunla konuşuyormuşum gibi hissediyorum. Neredeyse 7 yıldır onunla görüşmüyorum ve şuanda onu özlediğimi fark ettim." diye düşünürken adam tekrardan konuşmaya başladı.
– Orada kimse var mı?
– Evet, benim. Siz kimsiniz ? Üzerinde hâlâ uykunun verdiği halsizlik ve nedenini bilmediği bir öfke vardı, bu yüzden sesi biraz tuhaf çıkıyordu.
– Ben Carlos, belki hatırlarsın lisede ki arkadaşınım. Okulun son yılı İspanya'ya taşınmıştım ve o günden beri hiç görüşemedik.
– Hepsini hatırlıyorum. Bu arada seninle tekrar konuşmak güzel fakat biliyor musun şimdi yaptığın gibi beni arayabilirdin. 7 yıldır bir kere bile aramadın.
–Aramadım değil arayamadım. Telefon numaranızı unuttum– onu da nasıl becerdiğimi bilmiyorum– ne kadar uğraşırsam uğraşayım numarayı bir türlü hatırlayamadım , fakat 2 yıl önce tavan arasını temizlerken ikiye katlanmış küçük bir kağıt parçası buldum, açtığımda üzerinde numaranın ve kime ait olduğunun yazdığını gördüm. Bu numara elbette sizin numaranızdı. Hemen telefonda numarayı tuşladım, ilk önce bir iki kez çaldı sonra annen çıktı karşıma az önce yaptığım gibi kendimi tanıttım sonra da seni sordum o da bana senin bir ay önce The Dilhan kasabasına taşındığını söyledi...
– Sözünü bölüyorum ama bir an önce sadede gelsen olur mu, yanlış anlama seni dinlemeyi gerçekten isterim ama şu anda yapmam gereken işler var.
– Anladım, zaten anlatacağım çok bir şey kalmamıştı. Annen senin yeni numaranı bilmediğini söyledikten sonra iyi günler dileyip telefonu kapattı. Ben de ondan sonra senin taşındığın yeri araştırdım ve çok yakınlarında Land of Mercy adında başka bir kasaba daha olduğunu gördüm, hiç düşünmeden oradan bir ev aldım ve İspanya'dan ayrılıp Arizona'nın Show Low şehrine geldim. dedi Carlos.,
– Vay be sırf benim için ülke değiştirdin demek, bu zamana kadar kimse benim için bu kadar uğraşmamıştı.
– Biliyorum.
Kısa bir sessizlik oldu o an. İkisi de konuşmak istiyor fakat ne konuşacaklarını bilmiyorlardı. En sonunda Jack
– Madem artık birbirimize yakınız, artık arada bir oraya gelirim, eminim anlatacağın çok şey vardır.
– En erken ne zaman gelirsin?
– Hiç bilmiyorum, şu aralar fazla yoğunum. Ama dert etme boş bir gün bulduğumda sana söylerim.
– Peki, sonra görüşürüz, seni daha fazla tutmayayım.
– Görüşürüz. diye cevap verdikten sonra arama sonlandı. Bir müddet ayakta, hiç hareket etmeden bekledi. Bir şeyler düşünüyor ama düşündüğünü kendi bile bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen Katil
ChickLitYıl 1972. Her şey Jack 'in geçmişini unutamaması ve çevresindeki insanlara karşı beslemiş olduğu nefreti yüzünden 16 yaşında ilk cinayetini işlemesi ile başladı . Acıları onu çaresizliğe, çaresizlik ise onu katil olmaya teşvik etmişti.