Öncellikler hepinize kucak dolusu merhaba... Bu hikaye başlama nedenim iş yerinde olan mobbing değil, ruh hastası çalışanların sülük gibi kanımı emmesinden kaynaklıdır. Hikayemizin ana kahramanı ve böyle bir insan nasıl varlığını sürdürebiliyor dediğim Fiona! Kendisine neden bu kadar uyuz olduğumu ilerleyen bölümlerde çok daha iyi anlayacaksınız. Öyleyse alın kahvelerinizi başlayalım..
Powerpuff girls gibi dolaşan gruplarda bile bir itişme, alttan alttan laf sokma, ne ararsan var. En iyisinin gözü şeyime diye bir laf var ya, hahh işte aynen o! Şöyle bir bakıyorum da kimse kimsenin iyiliğini istemiyor sanki. İstisnalar olduğunu kabul ediyorum orası ayrı ama çoğunluk böyle.
Sen tırnağım kırılıyor dersin, o ay ben kalıcı oje yaptırmak istiyorum der. Ya arkadaş şimdi konumuz senin kalıcı ojen mi? Ben şurada derdimi paylaşmak istiyorum dur bir dinle beni.
Saçlarımı boyatsam mı acaba diyorum, sana da bu renk hiç yakışmıyor diyor. Ruh hastası! Yıllardır bu rengi kullanıyorum bir Allah'ın gününde de kalkıp değiştir şu saçının rengini dememiş. Hep nişan alıp söylememi beklermiş gibi halleri var. Beklediği an geldi mi, çaaat yapıştırıyor lafı.
Günlerden bir gün konu nasıl döndü dolaştı da kıl tüy problemine geldi bilmiyorum. İsmi lazım değil bir şahsiyete lazer maceramdan ve dehşet-ül vahşet olan eski kıllarımın fotoğrafını gösterdim. Hem hormonal bozukluklardan dolayı hem de doğduğumda bile tüy ile kaplı olduğumdan vücudum kılsızlığa karşı direnişte. Hala diyor ki işe yarar mı? Şu an mağara kadını gibi gezmediğime göre işe yarıyordur demi?! Sanırım kulaklarında sorun var çünkü sağır sultan bile duydu. Sen hala bön bön suratıma bakıyorsun. Kıllarım benim mahremiyetimdir ve sen buna ortak oldun! Şimdi o çeneni kapat ve o merkeze git.
Hayır kıllarıyla mutlu olan, böyle yaşamayı seven kadınlara lafım yok. Herkesin kendi tercihi. Fakat sen kalkıp ben şöyle şort giyerim, böyle peeling yaparım, ay benim bacağım kıllarımı alınca bebek poposu gibidir diye avazın çıktığı kadar bağıra bağıra anlatıp yetmezmiş gibi bana dönüp "Sen de hiç elbise giymiyorsun yaaa" dersen seni o masaya gömerim! Ben pantolonumla göz zevkini bozuyorsam sende kıllarınla yapıyorsun bunu. Hadi bakalım hodri meydan! Asla umursamadığım konuların bile takıntılısı oldum bunun yüzünden.
Geçenlerde diyet sürecimden ve daha önce verdiğim kilolardan bahsettim. Öff, bir başladı. Yok onu eti sıkıymış da, isterse haftada 10 kilo verirmiş de bla bla bla... İnada bindirdim işi "Hadi yap ben de yapacağım." dedim. Seni bencil pislik! Üç haftada en fazla üç kilo verebilmişti. Üstelik bana dönüp "Ben yiyip yiyip kilo veriyorum." diye pis pis sırıtıyordu. Ben de sabah o kadar yiyip akşam s*çtıktan sonra tartıya çıkarsam elbette kilo vermiş olurum.
Hadi bu konularda anlaşamıyoruz bari sütyen alayım dedim. Birkaç model gösterdim. "Ayyy ne zevksizsin sen yaaa." diye gözlerini devirdi. Ya manyak mısın kızım? Her şeyimi dantelli veya desenli mi almak zorundayım ben? Dümdüz, tek renk, ciciklerimi toparlayacak bir şey istiyorum. Beyaz tişörtün altına da leopar desenli sütyen giymek istemem yani. Çorabın bile dantellisini alır bu. Öyle bir azmışlık, başa vurmuşluk var. Zaten pandemi sürecindeyiz dışarıda görüşecek adam da bulamıyor. Bu aralar iyice başına vurdu. Akıllı tez kocar diye boşuna dememişler.
Aklıma geldikçe kahkaha atmak istiyorum. Bir de bunun "Kadın gibi kadınım." versiyonu var. Ona başka bir bölümde değineceğim. Her konu hakkında bilgileri olan bu garip yaratıklar asla bilmiyorum demezler.
Ofisten canlı aktarıyorum;
Fiona'nın yine bir sürü kargo iadesi varmış. Esila'ya "Ölümü gör sormazsan, gece uyuyamam neden iade ediyormuş" dedim. Kemerinde minicik bir zincir detayı varmış da bundan hiç hoşlanmıyormuş. Ahahahah! Altıma işeyeceğim gülmekten. Kafamızdan öyle şeyler geçiyor ki.
"Ne kadar kötüyse artık!"
"İçine giremedi kesin."
"Bunun için iadeyle uğraşmam."
Mesajlarımızın ardı arkası kesilmiyordu. Sanırım biraz daha yazarsam dayanamayıp katıla katıla gülmeye başlayacağım. Her şey anlaşılmadan bana bugünlük müsaade.
Günün notu: Kadın asla kadının dostu değildir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vizyonsuzlar Kulübü
ChickLitYalakalık yaparak terfi alacağını sanan, dünya kendisinin etrafında dönüyormuş gibi düşünen, erkek ve para avcısı vizyonsuzların gerçek hikayesidir. Ben yazarken sinir krizleri geçirsem bile umarım siz eğlenirsiniz.