1

547 38 51
                                    

Bölüm bir: Çömez

Yeni bir teslimat.

Dükkanın arka kapısını sertçe çarpıp ara sokağa girdiğinde ayağının altında iğrenç kıvamlı bir bok hissetmek en son istediği şeydi. "Hassiktir, boka bastık!" Bir hayvan dışkısı olmadığı belliydi, zaten bu sokaklarda artık o türden bir hayvanı istese de bulamayacağını en iyi o biliyordu.

"Trevor!" Ses gelmeyince tüm gücüyle tekrar kükredi "Trevor! seni sağır herif!" Sonunda Trevor savsak savsak yanına ulaştığında önce oğlanın ateş saçan gözlerine sonra bok içindeki ayağına baktı.

"Ne var, ne diye kuyruğuna basılmış bir sıçan gibi ciyaklıyorsun?"

"Bu bokun burada ne işi var lanet olası?" Trevor gram tiksinti duymadan rahat bir tavırla boka baktı.

"Evsizlerden biri yapmıştır, hadi geç içeri de yeni bir tanesini giy." Oğlan adama uyarak söylene söylene içeri geçti, Trevor'a sahibi meçhul bir bok için bağırması nefesini boşa tüketmekten başka bir şey olmazdı.

"Umarım evsizlerdir Trevor, eğer işe aldığın ahmaklar tuvalletten habersiz birer hayvanlarsa kuyruklarına basmayı bilirim çünkü!" Gerçekten de onlardan biri olduğunu hissetmiş gibiydi, Trevor da biliyordu aslında bunu.

İğrenti ile yeni bir bot giyerken geldiklerinden beri sinirini bozan yeni yetme elemanları kaynar suda haşlamanın hayallerine daldı. Trevor eli belinde, oğlanı izlerken cıkladı. Gerçekten de ne çabuk parlıyordu şu oğlan.

"Kafa ütülüyorsun Seungmin, acele et de ulaştır şu teslimatı." Trevor güya soyunma odası olan basık yerden çıkarken oğlanın boy aynası önünde bir süre daha oyalanacağını biliyordu, hep böyle yapardı.

Gerçek anlamda birer teslimat için hünerlerini konuşturmaya mutfağa girdi. Sonunda sukünete ve huzura kavuştuğunu düşünüyordu fakat
saniyesinde mutfağın kapısına aptalın biri kafasını çarparak girdi. Çocuk hiç bozuntuya vermeden hemen toparlandı ve nefes nefese konuştu.

"Trevor, çocuk geldi!" Orta yaşlarının sonunda olan adam elini aşağı yukarı salladı.

"Tamam, çıkmadıysa yolla Seungmin'in yanına." Derin soluklu esmer tıfıl başıyla onayladı ve çıktı, çıktığı gibi de geri girdi. Belki de Seungmin haklıydı, bu çömezler kendi başlarına bir nane akıl edemiyorlardı.

"Üniforma giymeli mi Tre-" Trevor, o sakin ve sabırlı adam, fevri bir şekilde girişte askıda olan ceketi alıp oğlana fırlattı.

"Ceketi ver yolla!" Hâlâ duran çocuğu fare kovalar gibi kışkışladı.

"Ne duruyorsun be çocuk, Seungmin'e yetiştir şu adamı!"

Çocuk hızla çıktı mutfaktan. Geldiğinden beri yerinden bir milim oynamamış olan nemrut gence Trevor'un ona yaptığı gibi fırlattı ceketi ve umursamazca bir sandalye çekti altına, aklınca sözü dinlenen biriymiş gibi davranıp caka satıyordu.

"Al giy şunu, şu soldaki kapıdan koridora çık, personel harici giremez yazan kapı, o odanın çıkışı arka sokağa açılıyor." Oğlanı süzdü. "Oradan da Seungmin'i bulabilirsin herhalde hm?" Sonrasında çürük dişlerini göstererek küçümser bakışlarıyla gülümsedi.

Oğlan bir şey demeden hışımla diğerinin elinden ceketi çekip aldı ve koridora çıktı. Taş çatlasa on beş yaşında olan bir oğlan çocuğunun bu davranışları onu içten içe sadece güldürüyordu.

Çok da hoş kokmayan ceketi üzerine geçirip sonunda personel odasını buldu, aynada bir iki saniye kendine baktıktan sonra küçüğün de dediği gibi kapıdan çıkıp yerlerin ıslak, asfaltın yamuk yumuk olduğu dar ara sokağa girdi. Loş sokak is ve binbir çeşit pislikten beter kokuyordu.

rats in sewersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin