Hala şoku atlatmaya çalışıyordum. O an telefondan bir ses geldi
-Büge, orada mısın?
Ne diyeceğimi bilemiyordum Barış ısrarla bana sesleniyordu. Eğer onunla konuşursam ona bağırıp çağıracaktım. Bunu biliyordum. Telefonu suratına kapatım mesajlar bölümüne girdim, "Barış, saat 16.00 gibi Yesari Cafede buluşalım" yazdım. Mesaja anında yanıt verdi; "Nasıl istersen Büge❤️" Telefonu kilitleyip odaya çıktım. Savaş hala uyuyor. Çok şaşırdım gerçekten! Barış'a ne diyeceğim onuda bilmiyordum ki!? Alt dudağımı stres ve sinirden öyle nir ısırıyordum ki, kanatmıştım. Alt kata inip kahvaltımı hazırladım. Savaşa hazırlamak aklımın ucundan bile geçmiyor. 2-3 kaşık yulaf yiyip çantamı alıp evden çıktım. Yakınlardaki "Yesari Cafe"ye gidicektim fakat vaz geçtim. Barış'la buluşana kadar bir bahçede oturacaktım zaten saat 15.00'dı. Hızlı adımlarla bahçeye doğru ilerledim. Bahçeye gittiğimde Barış'a konumumu atıp ona gerçekleri anlatacaktım ancak yolda asla aklıma gelmecek bir şey ile karşılaştım. Birsürü polis arabası beni durduruyordu. Tüylerim diken diken olduğu anda takım elbiseli bir adam bana yaklaşmaya başladı. "Merhaba ben savcı Fırat Bulut, Barış Yesari ile eskiden bir ilişkiniz varmış, şuan kendisi Melike Demirbaş cinayetinden dolayı aranıyor. Onun nerede olduğunu biliyor musunuz acaba?" O an bir şok geçirdim. Barış böyle bir şey yapmış olabilir miydi? "M-merhaba, kendisi ile 6 aydır görüşmüyorum. Nerede olduğunuda bilmiyorum." Bu sabah görüştüğümü söylemem gerek miydi bilmiyorum. Beynim allak bullak olmuştu. "Bakın Büge hanım, bize bildiğiniz her şeyi anlatmanız gerekiyor. Bizimle karakola gelmemiz gerek." Ne!? Karakola mı gidecektim!? Ee tamam neyse git Büge sorun olmaz, hapise girecek değilsin ya!? "Tamam gidebiliriz" "Büge hanım lütfen endişelenmeyin. Güvendesiniz." Söylenenlere pek aldanmıyordum, bir kulağımdan girip diğer kulağımdan çıkıyordu. Ama aklımda tek bir şey vardı Neden Barış?İlk bölümü beğendiğiniz için teşekkür ederim❤️