Maceracılar İçin (Aşkta) Hayatta Kalma Rehberi

24 5 151
                                    


  İyi ki doğdun Bro'm! Üzgünüm hikaye tam yetişmedi ama merak etme devamı gelecek ;D Bu da benden Asu-chan çizimi!

  İyi ki doğdun Bro'm! Üzgünüm hikaye tam yetişmedi ama merak etme devamı gelecek ;D Bu da benden Asu-chan çizimi!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



"Neden işler böyle oldu!" Asu karşısına çıkan durum Penceresini tekrar kontrol etti.

[Maceracılar İçin Hayatta Kalma Rehberi etkinliğine hoş geldiniz!]

[Şu an 48. kattasınız.]

"Hemen Bromu aramalıyım." Son bir kaç yılda oldukça popülerleşen Dreamland Online isimli bir oyunun içindeydi ve arkadaşlarıyla bir etkinliğe katılmak için buluşmaya çalışıyordu. Bu oyuna kapsül merkezlerinde bulunan kapsüllere girerek bağlanıyordu ve gerçek dünyayla oldukça paralel bir deneyim yaşatıyordu.

[TeruXX kişisiyle bağlantı kuruldu.]

"/Bro neredesin! Hepimiz seni bekliyoruz./"

"Ben buradayım asıl siz neredesiniz?"

"/Dur bir dakika kaçıncı kattasın?"

"48."

"/.../" Bir şeylerin yanlış olduğu açıktı.

"/Ah Asu...49. katta buluşmak için sözleşmedik mi?/" Bu etkinlikte oyuna 100 katlı bir kule eklenmişti ve 80 levelin üstünde olan herkes bir item alarak 50. kattan başlayabiliyordu. Kızlarla 49. kattaki bossu kesip ödülleri topladıktan sonra 50. kata geçmeye karar vermişlerdi ama Asu dalgınlıkla her şeyi unutmuştu.

"Ne?! Şimdi bana ne olacak? (TwT)"

"/Elden bir şey gelmez, 48. katı bitirmelisin. Senin bize yetişmen için bekleyeceğiz. Ölmemek için dikkat et ceza almak istemezsin, bence takım kurman yararına olur. İşin bitince bize yaz."

"Ama T-Teru.." Arkadan sessizce 3e kadar sayma sesini duydu.

"Gambare!" Maya, Rumu, Özge, Cemre, Başak ve Teru hep beraber onu neşelendirmek için tezahürat yapmıştı.

"Hey-"

[TeruXX ile olan sesli konuşma sonlandı.]

"Alacağınız olsun! Kimseyi tanımazken nasıl takım kurup ilerleyebilirim ki!?" Gerçek hayattaki stresten kurtulmak için geldiği oyunda daha da stresli olmuştu.

**

"AAAAAĞĞĞ!"

"Ateş topu! Ateş topu! Ateş topuğğ!" Bir büyücü olan Asu en iyi yaptığı büyüyü üstüne atlamaya çalışan dev çekirgeler için kullandı. Ateş büyüsü efektifti ama manası yeterli değildi.

Birden çekirgelerin arkasındaki ağaçlıktan daha büyük bir canavar belirdi. Sırtından ahtapota benzer solungaçları çıkan dev beyaz bir yaratıktı.

"Uwaaa niye çekirgelerin arazisinde slendermen kılıklı bir canavar var?!" Asu düşünmeden kaçmaya başladı, tam kaçtığını düşünürken karşısına dik bir kayalık çıktı. Büyücü olduğu için fiziksel becerileri zayıftı bu nedenle tırmanması söz konusu bile olamazdı.

"Niye ilk uçma büyüsünü öğrenmedim ki (TwT)" Tam canavara yem olacağını düşünerek gözlerini kapatıp yere çöktüğünde ağaçların arasından siyah bir karaltı çıktı ve canavarı bir kaç vuruşta indirdi.

Karşısındaki kapüşonlu kişi kapüşonunu indirdi ve kehribar rengi gözleri açığa çıktı. Beline kadar gelen kapüşonlu cübbesinin altında siyah dar bir deri zırh giyiyordu, belindeki gri kemerin benzerleri dar pantolonunun sağ bacağını sarıyor ve dizinin üstünde bitiyordu. En son Asu kısa çizmelerini incelerken adam elindeki iki hançeri belinin arka tarafındaki kabzalara koydu.

"İyi misiniz hanımefendi?" Asu kendine gelerek adamın yüzüne odaklandı hafif uzun dalgalı siyah saçlarındaki mor ışıltılar parlarken bakışları yavaşça kehribar rengi sıcak gözlere kaydı. Gözlerinin kenarı hafif kıvrımlı, beyaz teni pürüzsüz ve canlıydı. Hafif dolgun dudaklar hareket ederken Asu ağzının suyu akmış bir şekilde adamın yüzüne dalmıştı.

"...beni duyuyor musunuz?" Asu kendine geldi ve beceriksizce gülümsedi.

"Ah evet."

"Şok geçirmiş olmalısın. Gerçekten üzgünüm o canavarı başka bir bölgeden buraya çeken bendim." Asu'ya kalkması için elini uzattı. Asu ikinci defa düşünmeden karşısındaki adamın elini tuttu, güçlü ve kemiksi el kendi narin elini kavradığında onu yavaşça ayağa kaldırdı.

Derken Asu yine karşısındaki heybetli adama dalıp gitmişti, içinde alevlenen duyguları görse kim bilir nasıl tepki verirdi. Koyu mor saçların rüzgarda dalgalanırken adamın yere çöktüğünü hayal etti ve işte hayallerinin erkeği on teklif ediyordu. 'Benimle evlenir misin?'

"...misin?"

"Evet!" Asu düşünmeden yüzü kızararak cevap verdi. Sadece 3 saniye sonra jetonu düştü. AAAAGGGHHH BEN NAPIYORUM NAPIYORUM REZİL OLDUM!!!

"Öyleyse kararlaştırdık ekip oluyoruz." Hayallere dalmışken kaçırdığı sorunun ne olduğunu şimdi anlamıştı.

[The14thMelody bir arkadaşlık isteği gönderdi. Kabul edecek misiniz? Evet/Hayır] Asu gelen ekrana evet yanıtını verdi.

Neah karşısında çıkan ekrana gülümseyerek baktı.

[Asu-chan ile arkadaş oldunuz.]

"Asu-chan demek." Asu hızla kızardığını hissetti, ne diye adının yanına chan eklemişti ki!

"Senin ismin neydi?" dedi kendini zerre kadar ele vermeyen bir uzman edasıyla.

"Ah üzgünüm, hala kendimi tanıtmadım değil mi? Bana Neah diyebilirsin. Tanıştığıma memnun oldum." Elini uzatmasıyla el sıkıştılar.

"Bende memnun oldum." Hem de çok memnun oldum! (°q°)

***

Bir kaç saat sonunda beraber bir çok canavar öldürmüşlerdi. Asu uzaktan alan saldırıları yaparken Neah da yakına gelen canavarları haklayıp Asu'yu koruyordu.

"Hadi biraz dinlenelim. Saatlerdir avlanıyoruz, yorgunluğumuz arttı."

"Olur." Asu yanındaki büyük bir kayanın üstüne oturup bacak bacak üstüne attı. Kısa elbisesi bacaklarını sergilerken oldukça cüretkardı. Ama bu aslında tuhaf bir görünüş değildi gerçek dünyanın aksine burada insanlar karakterlerini bu şekilde dizayn ediyorlardı. Neah Asu'nun büyücü cüppesinin kollarına kadar inmesiyle açıkta kalan omuzlarını inceledi, sonra bakışları boynunda dolanırken birden kendini kırmızı dudakları dikizlerken buldu.

Kendine yumruk atmak için kendini zor tutarken kızın bakışlarını fark etmemesi için dua etti. Asu Neah'ın kızarmış yüzünü incelerken Neah bir bahane uydurmaya karar verdi.

"Çok yorulduk değil mi?! Ben baya sıcakladım da!" Envanterinden suyunu alıp içindeki ateşi söndürmesini umarcasına dikti.

Şimdi inceleme sırası Asu'ya gelmişti, Neah suyu içerken boynundaki küçük kıvrım hareket ediyor, yüzünden boynuna akan ter damlaları bilinmez bir yolculuğa çıkar gibi Neah'ın zırhının altında kalan göğsüne doğru ilerliyordu. Onları takip ederken Asu sıradaki duraklarını görmek için can atıyordu. Kendine hakim olmak için bakışlarını çevirdi, bu görevin oldukça uzun sürmesini diliyordu!

Asu'nun Doğum Günü SpesyelleriWhere stories live. Discover now