Kid Or Boy 2

72 4 316
                                    

"Sende kimsin?"

"Ben Neah." Huzursuzca gözlerini uzaklara kaçırdı. Ne söyleyeceğini bilemiyor gibiydi. O sırada Nazlı heyecandan sıklaşan nefesini daha yeni düzenleyebilmişti. Birden bire bu kadar gerçek dışı bir şeyi yaşamanın şoku ona ağır gelmişti.

"Nasıl yani? Ne diyorsun sen?" Kafasındaki karmakarışık soru yumağından çekebildiği sorular doğru tercih değildi. Ne ne dediğini ne de ne düşündüğünü biliyordu.

"Öyle işte...biliyorum biraz garip bir durum." Neah'ın tekrar konuşmasıyla beynindeki çarklar tekrar çalışmaya başlamıştı.

"NE YANİ BEN KOCA BİR ERKEKLE Mİ BANYO YAPTIM?! KOCA BİR ERKEKLE Mİ UYUDUM?!" Suratının daha ne kadar kızarabileceğini bilmiyordu yada daha ne kadar utanabileceğini.

"Dur bi-"

"İMDAT İMDAT EVİMDE ERKEK VA- HIMIMIMIIĞĞ." Neah'ın ağzını kapatmasıyla susmak zorunda kaldı.

"B-Ben hala bir çocuğum aslında. Hala 7 yaşındayım bedenimi ele geçiren bir büyü var sadece." Nazlı sonlara doğru ne dediğini kaçırdı çünkü gözleri Neah'ın vücuduna kayıyordu. O ne derse desin gözleri farklı şeyler söylüyordu.

Neah yataktan çıkarken yorganı da peşinde sürüklemişti. Nazlı o anda Neah'ın çıplak olduğunu hatırlayınca aniden geriye doğru kurtulmak için bir hamle yaptı. O sırada Nazlı'yı tutan Neah yorgana bastı ve dengesini kaybederek Nazlı'nın üzerine düştü.

Düştükten sonra gözlerini açtıklarında ilk gördükleri birbirlerinin gözleriydi. Nazlı nedense o hırçın tavrını kaybetmişti. O iri kehribar rengi gözlere bakarken sanki her şey kaybolmuştu. Bütün sıkıntıları, bütün bu olanlar ve aklını kurcalayan her şey. Bedeni ve beyni adeta boşalmış ve gevşemişti.

Gözleri Neah'ın dağınık saçlarına kaydı. Küçük demetler alnına dökülüyor ve bazıları gözlerinin önüne geliyordu. Koyu kestane rengi bu güzel saçlardan hoş bir koku yayıldığını anlayabiliyordu. Şimdi yüzünün her bir ayrıntısına dikkat ediyordu. Yüzü kemikli bir yapıdaydı özellikle elmacık kemikleri çıkık görünüyordu bu da onu oldukça erkeksi gösteriyordu. Hafif kavisli sivri burnundan sonra gözleri dudaklarına kaydı. Hoş bir pembe renginde olan dolgun dudakları hafifçe aralanmıştı. Ne kadar yumuşak olduklarını merak ediyordu. Bir anda kendini onu öperken hayal eder buldu. İkisinin dudakları birbirine sertçe değdiğinde nasıl hissettirdiğini anlayabilirdi.

"..Nazlı." Duyduğu sesle aniden irkildi. Düşündüğü şeyler sanki farkedilmiş gibi kızarmaya başladı. Neyse ki bunlar sadece kendinin bildiği şeylerdi. O anda özfarkındalığını yeniden kazandı: Üstünde çıplak bir erkek duruyordu.

"Kyağağağağa! Kalk üstümden!" İstemsizce Neah'ı itti ama gücü onu itmeye yeterli değildi. Sert göğsüne değen eli daha da kızarmasına sebep oldu.

"Görünüşe göre işler biraz karışmış." İkisi de sesin geldiği yöne baktı. Kapının ağzında uzun toplanmış düz sarı saçları olan, kahküllü, alnında iki tane beni bulunan bir adam duruyordu.

"Link!" Neah yorganla birlikte kalkarken Link denen kişi ikisinin yanına geldi.

"Bir köylünün yanında kalacağınızı tahmin etmezdim efendim. Üstelik bu kişi çok...saygısız."

"Sen kime köylü diyorsun be!" Sinirle ayağa kalktı ve yumruğunu havaya salladı. Bu yeni tanıştığı insanlar çok sinir bozucu olmaya başlamıştı.

"Sakin ol Nazlı sana her şeyi anlatacağım."

***

Üç kişi oturma odasında giyinik bir şekilde oturuyorlardı. Link Neah için büyüyle kıyafet hazırlamıştı.

Asu'nun Doğum Günü SpesyelleriWhere stories live. Discover now