SOĞUK

55 7 4
                                    

Kışın karlı, buz gibi bir gecesinde öylece koşturan bir kadın dikkat çekiyordu. Kızıl, parlak, omuz hizasında saçları olan, orta boylarda ve yirmili yaşlarda bir kadındı. Kucağında kundaklı bir bebek vardı. Hem o ağlıyor hem kucağındaki çocuk. Sanki bir saldırıdan kaçıyor gibiydi. Karşı komşusu Bayan Ava, ağlama seslerini duyar duymaz pencereye fırladı. Koşan kadına dikkatlice baktı. Karanlıkta seçmek zordu fakat parlayan saçlarından tanımıştı. Bu Bayan Glory idi. Jessica Glory, her zaman dik başlılığıyla ve başarılı kişiliğiyle tanınırdı. Fakat bu seferki hali hiç öyle görünmüyordu. Jessica perişan halde, koşa koşa çift katlı evlerinin önüne kadar geldi, öylece yere oturdu. Bayan Ava'da hemen siyah atkısını alıp evden çıktı. Jessica'ya doğru hızlı adımlarla ilerledi. Bayan Ava, Jessica'nın yanına vardığında saçlarının dağıldığını, kıyafetlerinin ıslak halde olduğunu gördü. Bayan Ava, telaşla "Ne oldu! Neyiniz var?" dedi. Fakat Bayan Jessica ağlamaktan cevap veremez haldeydi.

"Bayan Glory iyi misiniz? Bay Glory nerede?" dedi Bayan Ava. Jessica bir an duraksadı, derin nefes aldı ancak yine de cevap veremedi. Sadece başını sağa sola salladı. Bayan Ava sanki demek istediklerini anlamışçasına "O, geri döndü değil mi?" dedi sakin ancak bir o kadar korku dolu şekilde. Jessica hıçkırarak onaylarcasına başını salladı. Bayan Ava, Jessica'nın elindeki kundağı fark etti. Hafifçe açtı. İçinde bir bebek vardı, parlak gözleri yeşil ile turkuaz karışımı bir renk cümbüşüne sahip, henüz bir yaşında bir bebek. Bebek, Arthur Glory idi. Bayan Ava, Arthur'u görür görmez derin bir nefes aldı.

"Neyse ki çocuk iyi. Peki ya Bay Glory? Ona bir şey mi oldu?" dedi Bayan Ava.

Jessica, gözleri yaşlar içinde Bayan Ava'ya doğru döndü ve ağlamaya devam ederek "O öldü." dedi.

*

Aradan tam 10 yıl geçti. Arthur için zorlu bir okul döneminin yazıydı. Çevresi pek geniş olmayan bir çocuk olduğu için genellikle evde vakit geçirirdi. Neredeyse tek arkadaşı denebilecek kişi yan komşusunun kendi yaşındaki çocuğu, Alvin idi. Bu uzun zamandır böyle. Evde boş zamanlarında ise yapmayı en çok sevdiği şey satranç hakkında araştırmalar yapmak ve satranç oynamaktı. Fakat okulun turnuvalarındaki rakipleri dışında satranç oynayacak birini bulamadığı için diğer zamanlarda satranç oynamak onun için hayli zordu. Her ne kadar boş zamanlarında annesi ile satranç oynasa da annesi de bir işte çalışıyordu ve her zaman müsait olmuyordu. Ayrıca Alvin ile oynamak istese de Alvin satrançtan pek haz etmiyor ve anlamıyordu. Bu nedenle Arthur'un kendi kendine satranç oynadığı zamanlar dahi oluyordu. Bu sayede kendi zihnindeki düşüncelere karşı gelmekte başarılı hale gelmişti. Bir kişinin kendi düşüncelerine nasıl bir karşılık vereceğini tahmin edebiliyor, ona göre hareket ediyordu. Çoğu zaman rüyalarında dahi satranç oynuyordu. Dışarıda gezerken, okulda sınav yapılırken hatta evde otururken bile her şeyi satranç gibi görüyordu. Biraz garip olduğunu kendisi de biliyordu ancak bundan kurtulamıyordu. Ders notları her ne kadar iyi olmasa da satranç turnuvalarında onlarca madalyası vardı. Okulda onu tanıyan tek tük kişiler de onu bu sayede tanımıştı. Rakipleri onunla karşı karşıya geldiğinde anında oyunu terk etmek istiyordu. Çünkü onun karşısında yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Arthur her ne kadar satranç oynamayı sevse de onun dışında yaptığı birçok şey vardı. Bunlardan biri de akşam saatlerinde şehrin kalabalık olmayan yerlerinde gezmekti. Sanki ona önceden yaşadığı bir anıyı hatırlatıyor gibiydi. İçi ürperiyor, adeta üşüyordu. Havada hiçbir soğukluk olmamasına rağmen elleri buz kesiliyordu. Çoğu insan eski bir anısını hatırladığında içi ısınır, yüzünde bir gülümseme belirirdi. Arthur için sanki tam tersi gibiydi. Ellerinden vücuduna doğru bir soğukluk iniyor, sanki hayatında bir daha mutlu olamayacak gibi hissediyordu. Bu her zaman yaşadığı bir şey değildi elbet ama sebebini bilmediği bir şekilde oluyordu. Genellikle bu hissi belirli yerlerde yaşıyordu. Sanki daha önceden orada bulunmuş ve bir olay yaşamış gibi. Bu yerlerde evden fazla uzak kısımlar değildi.

Arthur Glory ve Güç SütunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin