Oo, piti piti

53 1 0
                                    


Güneşin açtığı sıradışı sabahlardan biriydi.

Mevsimlerden bahar, günlerden ise her şeyi başlangıcı olan Pazartesi. Bugün Zephyr Akademi, yeni yılına başlıyordu. Bahçe yüzlerce yeni ve heyecanlı öğrenci ile dolup taşmıştı ve hepsi baş büyücünün gelip konuşmasını yapmasını bekliyor idi. Birkaç önemli görünen adam aralarında bir şeyler fısıldıyorlardı 

Gece gibi saçları rüzgarda dalgalanan adam, okula akın eden öğrenci topluluğuna dudağını kıvırmış bir şekilde bakıyordu. Artık dönemin başlama zamanı gelmişti, akademinin zili çalıyordu. 

Burası "Normal" insanların gitmediği, sıra dışı yetenekleri olan çocukların geldiği bir yerdi. Sıra dışı olmalarının yanı sıra çoğu kafadan çatlak insanlardı. Yine de bu siyah saçlı çocuğu eğlendiriyordu. Rutine oturmuş hayatında sürprizleri seviyordu.

Öğrenciler artık yavaş yavaş okulun meydanına doğru ilerlemeye başlamış, müdürün konuşması için merakla bekliyorlardı. Fakat öğrencilerin bazıları topluluktan uzakta izlemeyi tercih etmişlerdi.

Siyah saçlı çocuk, okulu rahatlıkla görebildiği ancak kendisinin görülmesi zor olan ağacın üstünde yeni öğrencileri izlemeye devam ediyordu. 


 Ağacın gölgesinin altından gece avına bakan kedi gözleri parıldadı. Sarı gözleri ile etrafı inceliyor bir yandan da parmağını yeni öğrenciler üzerinde gezdiriyordu. Sonra bir yerde durdu, gözlerini daha da kıstı. 

- Ooo piti piiitii...

Uzak diyarlardan gelmiş Cecilia, etrafa şüpheli gözler ile bakıyordu. Yeni doğmuş bir bebek merakında etrafı inceliyordu. Bir de kenar köşede kaldırımda oturan bir adam vardı. Bu dünyaya ait olmayan bir görüntüye sahipti. Neden böyle dediğimi merak ediyorsanız, tıpkı masallardaki prens gibiydi bu çocuk. 

Sarışın çocuk kirpiklerini aralayıp kıza baktı, kızda bir gariplik olduğunu düşünmüştü. Çünkü bu kız sanki dünyaya yeni gibiydi. Kızı şüpheli bularak gözlerini kaydırdı. Gömleğinin düğmelerini düzeltip yüzüne olabilecek en parlak gülümsemeyi koydu ve kalabalığa katıldı.  

Lily ise içine kapanık tiplerden biriydi, çekingen ve büyük ihtimalle bu korkunç dünyanın ona getireceği olası tehlikelerden sakınmak istiyordu kendini. Pek yapabilecek gibi de durmuyordu gerçi. İnsanların yavaşça öne geldiğini görünce önce bir sağa, sonra sola bakarak hafif bir tempo ve aceleyle kalabalığa doğru yürüdü. 

Aklı bir karış havada olan lila saçlı çocuk Vita ise yerdeki bozukluğu görmesiyle okulu unutmuştu. Bence onun okula gelme sebebi de paraydı. Öğrencilerin hepsine hınzır bir bakışla bakıyor, büyük ihtimal ceplerindeki para miktarını üstün matematik işlemleriyle anlamaya çalışıyordu. Sahi o çocuk elinde bir de böcek mi tutuyordu? Siyah saçlı adam istemsiz güldü. Garip bir tip olduğu kesindi.

Kalabalığın içerisinde daha niceleri vardı.  Fakat siyah saçlı adamın dikkatini çekmemişlerdi. Zamanı gelince onlarla tanışacaktı. 

Yavaşça ortada toplanan öğrencilere göz gezdirirken bir saç rengi gözlerini kamaştırdı. Biri hala kalabalığın dışarısındaydı. Saçları güneş gibi parlaktı. "Ne kadar da göz kamaştırıcı.. " diye düşündü içinden. Kendisine çok uzak gelmişti bu manzara ama aynı zamanda nostaljik.  Anlık olarak sinirleri bozuldu ve yıllardır aynı konuşmayı yapmaktan bıkmayan bücür okul müdürü sahneye girdi.

"Evet, hepiniz hoş geldiniz çocuklarım. Bildiğiniz üzere yeni bir yıla başlıyoruz ve aramıza yeni katılan büyücü adayları da var. Üst ve alt sınıflarınız ile iyi geçinmeye özen gösterin. Bu yılın da güzel geçmesini umuyorum... Ee ... " 

 Çocuk arkasındaki adamlardan birinin gelip bir şeyler fısıldaması ile yüzünü ekşitti.

 "Detaylı şeyleri hocalarımız size açıklar, başarılaaaar!" Dedikten sonra kürsüye yetişmek için üzerine çıktığı tabureden atlayıp bir anda yok oldu. Bunun üzerine daha fazla uğultu olunca, arkadaki adamlardan birisi öne geldi. Yüzünde sert bir ifade vardı.
Adam etrafa bakınıp, boğazını temizledikten sonra şöyle devam etti;

 "Ben Merkulova, müdür yardımcınızım. Baş büyücünün de dediği gibi başarılı bir yıl diliyorum hepinize. Eğer ki sorun çıkaran olursa..."

Derken adamın yüzü oldukça korkunç bir hal almış, kalabalığın uğultusu da yerini sessizliğe bırakmıştı.  

"Neyse. Derslerde görüşmek üzere."

   Dedikten sonra elindeki kitabı hafifçe kürsüye vurup, içeriye gitti. Bunun üzerine okulun kapıları açılmış, ve ilk dersin zili çalmıştı. Öğrenciler yavaşça sınıflara ilerliyordu. Bir çoğunun yüzünde şaşkın ve kafası karışmış bir ifade vardı.

Biraz hızlı bir giriş değil miydi bu?


Zephyr AkademiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin