enlighten me, hyunmin

3 - Yarın?

Grup projesi teslim edildi, son ara sınav geçti ve ikisinin de testleri temiz çıktı. Hyunjin ona bu konuda çok heyecanlı bir mesaj gönderdi. Seungmin iki aydır ilk kez yapacak bir şeyi olmadan kendini dairelerinde buldu. Bu güzeldi, bazı işleri yapmak için zaman ayırdı. Bulaşıklar, çamaşırlar yapıldı. Birkaç saat sonra elinde telefonuyla amaçsızca kanepeye oturmuştu.

Hyunjin de uykuya muhtaç bir şekilde gelip yattı ve Seungmin ölü grup sohbetinde göz gezdirdi. Herkes ya ara sınav stresini atlatıp eve dönüyordu ya da sınav sonrası sarhoşluk için gerekli planları vardı. Okuldaki kulüplerden biri görünüşe göre o gece bir partiye ev sahipliği yapıyordu ve Hyunjin muhtemelen zamanında uyanırsa gitmek isteyecekti; eğlenceli olabilirdi.

Sosyal medyada biraz zaman geçirdi, Twitter'da birkaç fav alacak tweetler attıktan sonra yapmaması gereken; yapmaması gerektiğini bildiği bir şey yaptı. Changbin'in profiline baktı, ne zaman fazla zamanı olsa yaptığı gibi. ‎Son tweet birkaç dakika öncesine aitti. Boğazındaki rahatsız edici yumruyu yuttu, midesindeki garip mide bulantısı hissini görmezden gelmeye çalıştı.

‎Bir gün Changbin'i atlatacağından emindi... Bugün o gün değildi sadece.‎

-

Hyunjin saatler sonra sulu gözleri ve dağınık saçlarıyla Seungmin'in kendisi için pişirdiği tavuktan bir parça çalmak için odasından çıktı. Seungmin, çaldığı için ona kızsa da artık düşünceleriyle yalnız olmadığı için gülünç bir şekilde müteşekkir olduğunu saklamaya zahmet etmedi ve yemekten sonra ne yapacağı hakkında da bir fikri yoktu çünkü her şeyi temizlemişti.

Arkaplanda bir televizyon şovu açıp koltuğa oturdular. Hyunjin yaşadığı birkaç şeyi anlatırken daha da uyandı ve Seungmin onu küçük tepkilerle dinledi. Daha çok arkadaşının konuşmasına izin verdi. 

"Aa, bu sabah biraz ara verdim. Muhtemelen sabah dört civarıydı." Hyunjin gülüp Seungmin'in bacağına hafifçe vurdu. "Listemi hazırladım." derken kaşıyla 'o hareketi' yapmıştı ama bunda kötüydü.

‎"Lütfen bana gerçekten flört ederken şu kaş hareketini yapmadığını söyle." Seungmin kaşlarının bu hale gelip gelmeyeceğini bile bilmiyordu ama emin olduğu bir şey vardı, o da Hyunjin yaptığında komik olduğuydu.

"Bu bir şaka." dedi Hyunjin gülerek ve omzunu onunkine vurdu. "Bir ara Minho'yla flört etmeyi denemelisin bu arada. O bunda çok iyi."

‎"Minho ile flört mü ettiniz?"‎

‎"Evet? Bir süre takıldık...?"‎

"...Ne?"

"Bir dakika, bir ay boyunca ya da ne kadar sürdüyse işte, onun evinde öylece pineklediğimi falan mı düşündün?"

"Siz-"

"Seungmin, bu çok açıktı."

"Hayır, değildi!"

‎"Evet,öyleydi!" Hyunjin'in yüzünde küçük bir gülüş vardı, Seungmin'e sanki duyduklarına inanamıyormuş gibi bakıyordu. "Nasıl bu kadar tatlı olabilirsin, cidden?"‎

Seungmin bu dediğini görmezden geldi. "Neredeyse bütün arkadaşlarımızla yattın mı?"

"Hepsiyle değil. Henüz Felix'le yatmadım ve sen de biliyorsun, adını söylemeye gerek yokla da yatmadım." Seungmin'in dudakları düzleşti, Changbin.

"Bekle- Jisung?"

"Bütün ilk yıl boyunca yattık biz onunla, Seungmin..."

‎"Sen ve Jisung ilk yıl birbirinizden ölesiye nefret ediyordunuz..."‎