Ve gemi bir daha dönmemek üzere uçsuz bucaksız okyanusa doğru yol aldı."Yumurtadan çıkmak için gün sayan yavru, artık zamanın geldiğini düşünerek içinde bulunduğu yumurtanın kabuğunu küçük gagasıyla kırmaya çalışıyordu."
1.bölüm
Uzun bir yolculuğa çıkmak istiyordu.Herkesten,her şeyden uzaklaşmak istiyordu.Hatta kendinden bile.Hayatı o kadar sıkıcı ve monoton olmuştu ki artık sabahları kalkmak,yemek yemek yada temizlik yapmak çok anlamsız geliyordu.
Ve artık zevk için değil de hayatta kalmak için bir şeyler yaptığını hissettiğinde bir karar almıştı.Şimdiye kadar yaşadığı tüm anıları, güzel evini terk edip çok uzak yerlere yolculuk edecekti.Kaç aydır bunun için uğraşıyordu.Ailesinden kalan birkaç arsayı satmıştı.Pek çok dostunun kapısına gitmiş ve iş istemişti.Çünkü hayalini gerçekleştirmek için paraya ihtiyacı vardı.
Tam altı aydır çalışıyordu ve bir miktar para biriktirmişti.Gemiyle yolculuk yapmak ve bütün limanlarda bir macera yaşamak istiyordu.Bu karar o kadar kolay değildi.Ve o çok düşünmüştü.Ama 28 yaşındaki genç bir adamın küçücük bir kasabada kalması hiç iyi değildi onun için.
Genç insanlar gezmeliydi.Tüm dünyayı dolaşmalı,pek çok insan tanımalıydı.Yaşlanınca da bir sahil kasabasına yerleşip son günlerini dua ederek geçirmeli diye düşündü.Son günlerinin ne zaman geleceğini pek umursamadan.
Büyük bir geminin limana yaklaşmasıyla başladı gün. Liman kenarında bulunan insanların kimisi aylardır beklediği sevdiklerine kavuşmanın heyecanı içindeydi. Kimisi ise ne kadar süreceğini kestiremediği bir yolculuğa çıkacağı için endişeliydi. Yolculuk yapmak her ne kadar güzelse de insanın içini bir korku kaplıyordu. Kimbilir bu yolculukta başlarına neler gelecekti..
Genç adam da elinde bir bavulla güvertenin bir kenarında sessiz bir şekilde bekliyordu. Gelen yolcular inecek, gemiye erzaklar yüklenecek ve eğer bir hasar varsa o da tamir edilecekti. Yani yolculuğuna daha bir saat vardı. Belki de daha fazla..
Oturduğu iskemleden kalkmaması gerekiyordu çünkü pek çok kişi ayakta kalmıştı.Orada öylece yolculuğa çıkmayı beklerken, bir kadının bağırmasıyla irkildi. Ondan birkaç metre uzaktaki kadın elindeki çantasını yere atmış hüngür hüngür ağlıyordu. Çevresindeki insanlar onu hiç duymuyormuş gibi davranıyordu. Kimse görmüyordu,kimse duymuyordu sanki. Genç adam yerinden kalktı ve kadına doğru yürümeye başladı. Onun ağlayışları içini burkmuştu ve vicdanı ona yardım etmesi gerektiğini söylüyordu.
Genç kadına yaklaştı ve "İyi misin?" diye sordu. Bu sorusunun üzerine genç kadın başını kaldırdı ve genç adama baktı.
"İyi gibi mi görünüyorum sizce?" Diye sinirle sordu.
Genç adam afallamıştı. Böyle bir tepki beklemiyordu. Özür dilemesi gerektiğini düşündü. "Ben, özür dilerim. Sadece yardım etmek istiyordum." Dedi.Genç kadın tekrar başının kaldırdı ve "yolculuk için biriktirdiğim para kayboldu. Üstelik yolculuğa çok kısa bir zaman kalmışken.. öfkem ve sinirim bu yüzden." dedi.
Sabah evinden büyük bir heyecanla çıkmıştı. Bu yolculuğu aylardır planlıyordu. Bu kasabada yaşayan herkes gibi o da burada tutsak olmaktan nefret ediyordu. Dünya ile bağlantısı zayıf olan bir yerdi. Az kişi yaşardı burada. Çoğu kişi anıları olduğu için burada kalmıştı. Bu genç kadın da artık burada yaşamaktan bıkmıştı. Fakat şimdi tam buradan gitme şansı varken parasını kaybetmişti. Yarım saat öncesine kadar parası cebinde idi halbuki. Muhtemelen biri çalmıştır diye düşünüyordu.
Şans bugün ondan yana değildi.Genç adam bu kadına acımıştı. Onun yerinde kendisi olsa ve kendi parası çalınsa muhtemelen kahrolurdu. Ve hiç düşünmeden kadına bir teklifte bulundu.
"İstersen ben sana paramdan bir miktar verebilirim."
Genç kadın şaşırmıştı. Hiç tanımadığı biri neden ona yardım ediyordu ki? Gözyaşlarını sildi ve yerden çantasını alarak doğruldu. Genç adama " Daha önce hiç görmediğiniz bir insana neden yardım edersiniz ki?" Dedi.
"Çünkü şu an zor durumdasın ve bir iyilik yapmak istedim sadece. Altında başka bir şey aramanıza gerek yok." Dedi genç adam. Bu kadının çok şüpheci ve sinir bozucu olduğunu düşünmeye başlamıştı. Ama yine de yardım etmek istiyordu.
Genç kadın biraz düşündü. Adama söyle bir baktığında,aslında iyi biri gibi göründüğünü düşündü. Teklifi kabul etmeli miydi bilmiyordu. Genç adam hâlâ ona bakıyordu. Temiz yüzlü, yeşil gözlü hafif kumral saçlı bir adamdı. 30'lu yaşlara yakın görünüyordu. Gözlerinde şefkat vardı bunu hissedebiliyordu. Saçları özenle taranmıştı. Ve bir erkeğe göre bayağı uzundu. Giyimi kuşamı da iyiydi.
Genç kadın yolculuğa az zaman kaldığını ve bir sonraki geminin çok uzun bir zaman sonra anca gelebileceğini biliyordu. Bu yüzden biraz çekinse de teklifi kabul etti. Genç adam sevinmişti. Çünkü birine yardım etmek onun ruhuna iyi geliyordu. Karşısındaki güzel hanımefendiye baktı. Güneş rengi saçları ile adeta yeryüzünün cenneti gibiydi. Ama genç adam bu kadına karşı mesafeli durmalıydı. Çünkü bir süre sonra biliyordu yollarının ayrılacağını.
Orada, o deniz kenarında geçmişlerini arkalarında bırakıp yeni bir hayata yelken açan iki genç, geminin yolculuğa çıkmasını büyük bir heyecanla beklemeye başladılar.
- 1.bölüm sonu-
♪İkinci bölümün gelmesini tıpkı bir gemiyi bekler gibi beklemeyi unutmayın. ♪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizlerin Esrarı
Fantasy"Her ne yaşanırsa yaşansın, iyi ki dedi içinden. İyi ki o gün,o gemiye bindim.."