1.Bölüm
1945, Mısır, Teb (Ölüler Şehri) ( 2. Dünya Savaşı Kuzey Afrika Cephesi)
Yüzyıllar boyunca insanoğlu altında nasıl bir kötülük yattığını bilmeden Mısır'ın toprakları üzerinde savaşırken Edward Carnahan saklandığı kumlara daha da çok gömüldü ve göz ucu ile yanında yer edinen diğer askerlere baktı. Hepsi gözlerindeki endişe ile birlikte karşıdan gelecek birliklere bakıyorlardı. Edward yanındaki karartıya baktığında arkadaşının taşların arkasından kendini gizlediğini gördü. Tekrar ileriye baktığında çölün ıssızlığına inat birazdan kumlarda ayak basacak atların sesini hissedeceğini biliyordu. Alnında biriken terleri silen Edward tam arkadaşına seslenmek için yanını dönüyordu ki çölün bıktırıcı sıcaklığı altında sarı rengi taşların arkasından ufak bir karaltı şeklinde gözüken birlikleri gördü. Askerlerden sessiz nidalar gözükürken Komutanın "Aker, hazır ol!" emri ile sıra halinde olan taşların arkasında gizlenen askerler tüfeklerini çıkarttılar ve hala karaltı şeklinde gözüken düşmana doğru tuttular.
Düşman ilerledikçe ne kadar kalabalık olduğu göze çarparken Edward'ın arap aksanı ile konuşan arkadaşı Nazer tüm sinir bozucuğu ile Edward'a döndü. "Tanrı yardımcımız olsun dostum" Derken Edward alnındaki teri tekrardan sildi ve düşmana odaklıyken sessizce "Haklısın" demek ile yetindi. Edward'ın burada olmasının sebebi hayatı boyunca akiyonu seven yapısı ile birlikte macera tutkusuydu. Genç adam orduda kabile isyanlarını bastırmak için görevlendirilmiş, ve 23 yaşında birçok başarıya imza atmıştı.
At sesleri artık daha da çok belirginleşirken alınlarında siyah bir sembol olan ve siyah uzun elbiseler giyinmiş Mısır'ın kabilelerinin askerleri İngiliz askerlerine her geçen dakika daha da çok yaklaşmaktaydı. İngiliz askerlerinin komutanından ses çıkmazken Edward Carnahan arkasını döndüğünde Komutanın alnını kaşıdığını, ve saniyeler sonra da atını antik tapınağın istikametine, düşman askerlerin zıttına doğru sürdüğünü gördü. Edward içinden küfür ederken bir an sıcağa dayanamayacağını hissetse dahi birkaç saniye sonra kendisini toparladı.
Nazer yoğun güneşin altında "Terfi atladın dostum" derken Edward Nazer'in cümlesi ile birlikte "Lanet olsun!" derken sıra halinde dizilmiş askerlere baktı ve onların gözündeki endişeyi yok saymaya çalışarak "Asker, yerinizi alın!" diyerek askerlere emir verdi. Askerler tüfeklerini düşmana doğru doğrulttuğunda karşı birlik artık onlara çok daha fazla yakındı ve saniyeler içinde daha da yaklaşıyordu. Edward son kez arkadaşı Nazer'e dönüp "Benimle misin?" dediğinde Nazer kahverengi gözlerini Edward'ın mavilerine dikti ve gülümseyerek "Her zaman dostum" dedi. Saniyeler içinde artık at sesleri duyulmaya başlamıştı ve Edward tam emri verecekken Nazer karasızlık ile başını salladı ve tüfeğini sağ koluna alarak taşların arkasından çıktı ve komutan gibi tapınaklara doğru koşmaya başladı.
Edward Nazer'in arkasından bakarken dişlerini sıktı ve zamanının geldiğine kanaat ederek "Dikkat!" dedi askerlere doğru. Herkes ateş pozisyonunu alırken atlar artık yakınlarına gelmişti ve Edward bağırarak "Ateş!" dedi. Saniyeler içinde Edward'da dahil olmak üzere tüm askerler silahlarını ateşlerken üstlerine doğru gelmelerine saniyeler kalan atlı askerlerin bazıları yere düşerek can veriyor, bazıları ise kurşunlardan kaçıyordu. Silahlar ateşlendikçe ilk başta düşman askerlerin ön birliğini engelleseler de düşman askerin de silah ile karşılık vermesi sonucu taşların arkasında olan İngiliz askerlerden birkaçı kurşun ile vuruldu ve geriye kalan kişilerde toparlanmaya fırsat kalmadan vurulmaya başladı. Edward Carnahan tüfeğini yere attı ve ceketinin içinden iki silahı çıkartarak birisini sağ eline, diğerini sol eline aldı ve ayağa kalkarak geri geri tapınaklara doğru yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çölün Prensesi
FantasíaEvelyn Richard 1950'li yılların kasvetli Londra'sından kendisini Mısır'ın kadim kenti Kahire'ye atmış, hedefleri ve umutları olan genç bir arkeologtur. Firavun Tutankhamun'un mumyasının keşfinden sonra dünya tarihinde bilinen bir başka büyük arkeolo...