8.

561 60 89
                                    

Jake odasında peluş oyuncaklarına sarılmış hüzünlü tiktok şarkıları dinleyerek ağlıyordu. Heesung onu son dakkada ekmiş, hatta bi de üzerine saatlerce bekletmişti. Hiç haber de vermeden. Jake ne kadar ağlasa azdı, gerçekten iğrenç bir hayattı bu yaşadığı.

Lokantada sinirinden kebabın üstüne iki künefe gömmüş, sonra muşmula gibi bir suratla ve mide fesadı geçirerek randevu aldığı ilişki falcısına gitmişti. Tabi falcı gelip "Canım ilişki falına partnerinizle gelmeniz gerekiyordu." diyince Jake'in çeşmeler oracıkta açılmıştı, falcı da zaten hem randevusu var hem de ağlayıp zırlayandan iyi para koparılır mantığıyla Jake'in falına bakmayı kabul etmişti.

Önce midesi çorba olmuş oğlana bi damla sakızlı kahve içirmişti falcı, Jake tabi kahvenin içine ağlayıp durduğu için damat kahvesine dönmüştü göz yaşının tuzundan. İçten içe biraz da buna üzüldüğünü falcı tabi hemen görmüştü, "Sen çok yanıksın belli." dediğinde de Jake bi doz daha ağlamaya başlamıştı.

Üç bardak suyun ardından güç bela sakinleşebildiğinde falcı öncelikle Jake'in kahve falına baktı. "Bak," dedi, "Tam tabağın ortasında kocaman H harfi var, gördün mü?" Jake'in H harfini görmesi üzerine yine gözleri dolmaya başlayınca falcı hemen ona bir bardak su daha verdi yine ağlayıp zırlamaya başlamasın diye.

Kahve, tarot ve el fallarının hepsinden çıkan sonuç aynıydı: "Siz çok ayrı dünyaların insanlarısınız, ama aranızdaki çekim su götürmez bir gerçek. Sende yanan alevin dumanı onda tütüyor, senin kadar belli edemiyor belki duygularını ama inan güzel haberler alacaksın çok ama çok kısa bir zaman içinde." demişti falcı. "Ama sizi çok zor bir ilişki bekliyor, birbirinizi olduğunuz gibi kabullenmezseniz çok kalp kırarsınız." diye de eklemişti.

"Bizden olmaz mı yani?" diye korkarak sormuştu Jake, gözlerinde yaşlar. "Seçimlerinize bağlı tamamen, çok hassas bir kantarda sizin ilişkiniz. Ya mutlu olursunuz, ya da kara sevda." tabi bu kara sevda meselesi Jake'in bütün psikolojisini gerisin geri bozmuştu.

Şimdi odasında peluşlarına sarılmış ağlarken bir de kasılıp durmaktan midesinde reflü olmuştu. Jake yarramın başı gibi bir gün geçiriyordu yani özetle.

Penceresinden bir tık sesi geldi. Hunharca ağladığı için ilk başta duymamamıştı, sonra bir taş daha geldiğinde hafif tırsaraktan başını pencereye çevirdi. Bir taş daha, sonra bir tane daha, sonra bir tane daha.

Jake tam camı açtığında bir taş daha odasının içine fırladı. Aşağıdan mırıldanmalar geliyordu. Jake başını camdan dışarı uzattı yavaşça, bir yandan da sümüklerini çekiyordu.

Heesung aşağıdaydı. Yanında bütün mahalleyi de getirmişti. Jake'in cama çıktığını gören Beomgyu koşturarak diğerlerine el kol yaptı, Hongjung bir uçtan Mingi öbür uçtan yere çömelip çakmaklarını çaktılar.

Jake'in evinin önündeki asfaltta kelimenin tam anlamıyla yanan harflerle AFFET BENİ yazıyordu. Ateşin başında da Heesung, elinde bir buket gül. Çevresinde de mahalleden agaları.

"Jake," diye seslendi Heesung. "Bir gel de konuşalım."

*heesung'un mahalledeki agalar tam liste: san, wooyoung, hongjung, mingi, chanyeol, baekhyun, junmyeon, sehun, beomgyu, taehyun

heejake • dumb & dumber (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin