Beni Bırakma

64 7 0
                                    

Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey duvarlar oldu. Beyaz mat duvarlar.... Sanki her şey kırılan bir vazonun parçaları gibi yavaş yavaş kafamda birleşti.  Kaza! En son telefonda konuştuğum kişi! Annem! Babam! Her şey bir yıldırım misali beynime düşerken annemin ve babamın yüzleri gözümün önünde belirdi.

  Onlar.... onlar..... öldüler mi? Beni biricik kızlarını bu hayatta tek başıma mı bırakmışlardı?  Düşüncelerden sıyrılmamı sağlayan şey içeri giren hemşire oldu. "Uyandın mı tatlım" hemşire dostvari bir tavırla bana yaklaştı ve gözleri hayretle açıldı.  " Gözlerin kıpkırmızı olmuş neden ağlıyorsun tatlım! " Tatlım bu kelime sinir bozucu olmaya başladı artık! Can havliyle bağırmaya ve ve konumdaki serumdan kurtulmaya çalıştım. Hemşire neye uğradığını şaşırmış bir şekilde bana bakarken birden kendine geldi ve beni durdurmaya çalıştı. O kadar çok debelendim ki artık gücüm kalmamıştı. Ne yaşamaya, ne onların öldüğünü kabullenmeye, ne de onları görmeye. Hiç bir şey yapmadım. Ellerim öylece yanıma düştü ve yüzümü ıslatan gözyaşlarını yeni yeni farkettim. Gözlerimi sıkıca yumdum ve şokun etkisinden yavaş yavaş sıyrıldım. Ailem ölmüştü. Ben yalnızdım.  Ben güçsüzdüm. Ben artık bir hiçtim. Aklım yavaş yavaş bunları kabullenirken zihnimin gerilerinden bir anı canlandı.
O zamanlar 8 yaşındaydım. Ağustos aynın kavurucu günlerinden biriydi. Annem beni bir kitap fuarına götürmüştü. Her yerde bir sürü kitap... Renkleri kapaklarındaki resimler... Hepsi o kadar dikkat çekiciydi ki kendimi bir an masal dünyasında gibi hissettim. Kitapların içinden bir tanesi çok dikkatimi çekti.  Kapağında çok güzel bir bahçe resmi vardı. Bahçede birbirinden güzel güller ve ortada bir salıncak. O zaman salıncaklar benim vazgeçilmez tutkumdu. Gerçi hala öyle.  Kendimi kitabın büyüsüne öyle kaptırmıştım ki annemin yanından uzaklaştığımı fark etmedim bile. Etrafımda bir sürü insan vardı ama hiçbirisi annem değildi. O an içime öyle büyük bir korku doldu ki! Sanki hiçbir zaman annemi göremeyecekmişim gibi. İçimdeki korkuyu susturmak istercesine bağıra bağıra ağlamaya başladım. Anne diye bağırarak ağlarken yanımdan geçen insanlar bana acımayla bakıyordu. Sonra insanların arasından hızla bana doğru gelen annemi gördüm.  Koşarak bana sarılmıştı. Kulağıma  fısıldadığı sözler ninni gibiydi.  Ama o zaman bu sözlerin büyüklüğünü anlayamamıştım. " Geçti meleğim. Geçti Aysa'm. Birdaha sakın böyle ağlama.  Sen zeki ve güçlü bir kızın. Bir gün biz yanından ayrıldığımızda asla korkmayacaksın. Çünkü sen güçlüsün. Hem de çok."

  Bu sözler kafamda yankılanırken hıçkırıklarım daha da derin bir hal aldı. 'Değilim! ' diye bağırmak istedim.  ' Anne korkuyorum. Ben hiçbir zaman senin söylediğin kadar güçlü olmadım. Olamam. Lütfen geri gel. Beni bu karanlıktan kurtar. Işığım olmanı istiyorum.  Lütfen!  '  aklımdan bunlar geçerken dudaklarımdan cılız bir fısıltı gibi döküldü. 'Lütfen beni bırakma. Lütfen'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MÜZİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin