&11.Bölüm

209 15 1
                                    

06.04.2022
İyi okumalar...

"Ye lütfen, lütfen!" Dudağıma keki zorla zorla basıran kadına yandan dehşetle baktım. Böyle baksamda içten içe yaptığı naz beni çok eğlendiriyordu. Dudaklarımı inadına daha sıkı örterken koltuğunda küçücük kız çocuğu gibi tepinip keki dudaklarıma sertçe vurdum.

"Hadi Affan yalnız kilo almak istemiyorum. Sonra ben kilo alacağım sen incecik kalacaksın. Eksik hisseder hüngür hüngür ağlarım bak!" Dediğinde dudaklarım gülerken tam şişkoluğunun benim için önem arz etmediğini söyleyecektim ki ağzımı açmamla koca keki yutmam bir oldu. Boğulurken bir öksürük krizine girmek zorunda kaldım. Az önceki neşeli kız kaybolurken korkuyla sırtımı sıvazlamaya başladı. Ben hem boğulmamaya hemde arabayı yoldan kaydırmamaya uğraşıyordum.

Yüzüm her zorlandığımda olduğu gibi kıpkırmızı kesilmiş olmalıki Selin endişeyle inleyip ona aldığım suyu aceleyle bana uzattı. Hızla bir kaç yudum alırken keki yutabilsemde öksürüklerim bir süre kesilmedi.

"Özür dilerim." Diye mırıldandığında kollarını göğsünde bileştirmiş üzgünce camdan dışarıya bakan kadına baktım. Şeytan içime binlerce kötü düşünce verirken ben gülümsemeyi seçtim.

"Mühim değil. Bilerek yapmadığını biliyorum." Diye fısıldadığımda göz ucuyla baktığında gülümsediğimi görmek ona rahat bir nefes verdirdi. Bana dönüp üzgünce baktı.

"Yemek istemiyorsan sen bilirsin zorlayamam." Diye fısıldadığında ne diyeceğimi bilemedim. Kraker pakedinide açtı gerçekten bir şeyler yemeden duramayan kadın. Ama keyifsizce aldığı bir çubuktan fazlasını yiyemezken yan gözle keyfi kaçan kadını izliyordum.

Murtiçi Yeni Cami diye bir camide namaz kılmış, barış pide diye bir yerde güzelce kahvaltımızı yapmıştık. Arabanın arka koltuğuna geçip uyuklamak istediğimde 4 den beri uyanık olduğumdan saygıyla karşılamıştı. Sonra tekrar yola çıkmıştık zaten.

"Şşh prenses." Diye fısıldadığımda bana döndüğünde ne olduğunu anlamaya çalışır bir hali vardı.

"Banada versene." Dediğimde kaşları havalanırken bir kaç saniye duraksadı. Pakedi uzatıp bana baktığında kaşlarımı kaldırmıştım.

"Araba sürüyorum. Kaza yapmak istemiyorum sen ver." Dediğimde bir boş yola birde inanmaz gözlerle bana bakmıştı.

"Vermeyeceksen yemem o zaman." Dedim umursamazca yola dönerken. Sadece birkaç saniye sürmüştü ağzıma kraker uzatması. Gülerek yerken o da gülüp kendide yemeye başlamıştı. Ha birde orada markete girip istediği her şeyden almıştık. Onları yiyordu şuan.

Onun verdiği kırakerler atışmalarımız beraberinde Manavgat'ta bir burgercide durduk isteği üzerine. Nehir'in güzelliği dilimden sübhanallahı düşürmezken ingilizce saçma sapan isimler verilmiş burgerciye istemeye istemeye girdim. Hoşnutsuz bir şekilde etrafa bakınırken yanımdaki kadına dönmüştüm. Gözlerimiz buluşurken üzerine eğildim.

"Dışardaki bankalardan birinde mi yesek? Hem hava pekte soğuk değil." Dediğimde fark etmez dercesine omuz silktiğinde gözlerim bir kez daha memnuniyetsiz şekilde kasıntı mekanda gezindi.

Siparişi verip orada daha fazla durmak istemeyerek çıkmıştım mekandan. Dükkanın önünde durduğumda gözlerimi ağaçlar arasından bize göz kırpan nehre diktim. Bir el parmaklarıma dolanırken yanımdaki kadına dönmüştüm farkındalıkla. Artık yanı başımda duran bir karım var...

"İstemiyorsan almayabilirdik. Bu kadar rahatsız olacağını tahmin edememiştim." Ona baktığım an konuşan kadının düşüncesine tebessüm ettim. Rahatsız olduğumu fark etmiştide nedenini de görmüş müydü gözlerimde? O güzel yeşilleri beni anlamış mıydı gerçekten?

Muhafazakar (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin